Şubat...

Güzelliklerin ayı;

En azından benim için.

Bu ayda doğup, hikmet-i ilahi; gene bu ayda vefat etmiş olan Ağabey'imizi, gene bu ay tanımak nasip olmuştu bana.

Evet; tam 7 sene önce, şubatın 22'sinde aramızdan ayrılmıştı bedenen.

Kendisiyle alakalı meğer ne kadar az şey biliyormuşum; hoş; o da ömrü hayatı boyunca, kimseye kendinden bahsettirmemiş.

Evet; dile kolay, 7 sene olmuş aramızdan ayrılalı.

İhlası, alçak gönüllülüğü, insanlarla kurduğu muhabbeti anlattı sevenleri; bu sayede deryadan damla misali bile olsa, tanıma imkânı bulmuş oldum onu.

Hoş; tanımak bir nasip işi derler ya;

Âlimi âlim tanır derler ya; bizdeki de öyle bir şey. Sadece şunu diyebilirim ki:

Onun ihlasla ülkeye kazandırdığı her değer, taptaze ve dipdiri.

Çocukluğumda dinlediğim birkaç kasetteki sıcaklığı bulmuşum konuşmalarında ve sevenlerinin kendisiyle alakalı naklettiklerinde; farkında olmadan.

Onun gitmesiyle şubata hüzün düştü dediler;

El-hak doğru.

Ancak onu tanımam açısından, şubat ayının güzelliği apayrı.

Müessesenin kuruluş maksadı olan ehlisünneti anlatan kitaplarla bu ayda tanıştım.

Yine o kitapları kendilerine rehber edinmiş insanların çıktığı Divanyolu'yla bu ayda tanıştım.

Bu yoldaki güzel insanlarla bu ayda tanıştım ve gönül bağının ne demek olduğunu bu sayede öğrendim.

Evet; bir Enver Ağabey geldi bu dünyaya. Yeri doldurulamaz asla. Dedim ya; daha doğrusu denir ya, tanımak bir nasip işi;

Tanımamış olsaydım, bu gün nerelerde olurdum Allah bilir.

Tanıdım; ehlisünneti öğrendim. Tanıdım; Türkiye kılavuzluğunda, Divanyolu yolcularıyla gönül bağı kurdum. Nasipliyim. Nasipliyiz. Rabb'im derecesini ali eylesin;

Ötede onunla buluştursun cümlemizi.

Bıraktığı mirasa sahip çıkmayı,

O mirası gelecek nesillere aynı tazeliğiyle bırakmayı cümlemize nasip etsin.

***

 

ŞİİR

 

 

Enver Ağabey büyük bir dava adamıydı..

İhlasıyla sönmeyen bir umut kaynağıydı..

Kimileri bu hâli görememiş olsa da,

O hayatın hakiki hâlinin farkındaydı..

 

Yüzündeki tebessüm, herkese huzur verdi;

Mahzun gönülleri de, muhakkak şenlendirdi..

Kalbinde bu davanın yüklerini taşırken,

Cefasını sırtlandı, kimseye göstermedi..

 

Enver Ağabey geldi, vakti gelince gitti..

Ardında hasret kaldı, dualarda yer etti..

Doyamadık kalbinin şen muhteviyatına,

Gidişiyle gördük ki; kutlu bir devir bitti..

 

Rabb'im rahmet eylesin Enver Ağabey ruhuna..

Geç geldik diyarına, geç vardık hududuna..

Hayat hayaldir dedin, hakikati söyledin..

İnandık kelamına, hem de doğruluğuna..

 

 

 

 

 

SAKARYA NEHRİ: Kuzeybatı Anadolu bölgesinin en önemli nehri… İstiklâl Harbi'nde, civarında geçen muharebelerle daha çok tanınan Sakarya, 824 km uzunluğundadır. Yağış alanı 57.000 km² olup, Eskişehir, Ankara, Bilecik, Sakarya illerini içine alır. Eskişehir’in çifteler ilçesinin Sakar Başı mevkiinden kaynak hâlinde doğan ırmak, Karasu ilçesinin batısında Karadeniz’e dökülür. Doğuş yerinden doğuya doğru aktıktan sonra Eskişehir, Ankara illeri sınırı yakınında kuzeye doğru döner. Sündiken Dağları kuzeyine kadar bu yönde akar ve batıdan gelen Porsuk Çayı ve doğudan gelen Ankara Çayı ile birleşir. Daha pek çok dereleri aldıktan sonra Beypazarı’nın güneyinden batıya döner. Bilecik tarafında kuzeye yönelir, derin boğazlardan geçerek Adapazarı Ovası'na uzanır. Göksu, Karasu ve Mudurnu Çayı'nı da aldıktan sonra Karadeniz’e dökülür. Nehrin ve kollarının bulunduğu arazi fazla yağışlardaki taşmalarla büyük zararlar görürken, sayıları on civarında olan barajlarla, geniş ölçüde bunun önüne geçilmiştir. Sarıyer ve Gökçekaya barajları önemli olanlardır. Ayrıca kolu olan Porsuk Çayı üzerinde Porsuk Barajı vardır.