Top
Yetenekli Kalemler

Yetenekli Kalemler

yeteneklikalemler@tg.com.tr

19/02/2019

Eğitimde arayışlar ve buluşlar

Eğitimde son on beş yılda eğitim ve öğretimde öğrencinin eski eğitim-öğretim modeline ilgi duymaması nedeni ile okullar, eğitimi daha ilginç ve cazip hâle getirme arayışı içine girdiler.
Eğitim-öğretimi öğrencilere şirin göstereceğiz diye çıkılan yolda eğitim adına yola çıkıp asıl amaç olan eğitmeyi-öğretmeyi unutup işi tamamen eğlenceye, gırgıra, şamataya dönüştürüp işin sulandırılıp asıl amaçtan uzaklaşılması. Şu anda okullarda yapılan bu.
Eğitim-öğretim saatleri içinde yemek-içmek, sinemaya gitmek, piknik yapmak, özellikle alışveriş merkezlerine yapılan geziler eğitime katkısı tartışılacak; adı ''eğitim etkinliği'' konsa da eğitimle okulla bağdaşmayan faaliyetler. Bu iş çoğunlukta olarak öğretmenlerin de işine geliyor. Sınıfta matematik, fizik, kimya, edebiyat, biyoloji dersi anlatmaktansa sinema seyretmek, piknik yapmak, alışveriş merkezlerinde mağaza vitrinlerini seyretmek öğretmenlerin de hoşuna gidiyor.
Okullarda "dersi kaynatmanın" diğer bir yolu da kutlamalar. Ders saatinde yapılan öğrenci ve öğretmenlerin doğum günü hatta öğretmenlerin evlilik yıl dönümü kutlamaları. Okullar lokanta, kafeterya, lunapark gibi. Bu durumu eleştiren, bu durumlardan rahatsız olan öğretmen ve idareciler; anlayışsız, çağ dışı sayılıyor. Öğrenciye şirin görünüp kendini sevdirmek adına atılmadık takla, yapılmadık şirinlik kalmıyor. Bu tür davranışlar öğrencinin okula bakış açısını da değiştiriyor. Okulu bir eğlenme merkezi olarak görmesine sebep oluyor.
Sayın Millî Eğitim Bakanı öğretmen olgusuna sık sık vurgu yapmakta yerden göğe kadar haklı. Eğitimde her şey iyi ve kaliteli öğretmenle başlıyor ve bitiyor. Zamanını öğrencilerinin eğitimine harcayan, öğrencisine güzel ahlak ve davranışlar göstererek rol model olan ''akıllı öğretmen"lere çok ama çok ihtiyacımız var. Biz son beş on yıldır bu öğrencileri "akıllandırma" işini sınıflara kurduğumuz "akıllı tahtalarla" yapmaya çalıştık ama hatamızı ve öğrenciyi akıllandırmanın yolunun "akıllı öğretmen" olduğunu nihayet kavradık...
         Hayrettin Hatunoğlu
 
 
 
ŞİİR
 
         Affet Mustafa Necati Amca
 
Necati Amca seni gördüğümde anladım,
İnsan nasıl yaşarmış, nasıl yaşın alırmış…
İlk gördüğüm yüzündeki 'nur'dan anladım,
Hayat insanı tutup nasıl bâki kalırmış…
 
Kelâmların duymaya koşturamadım amca,
Hakikati sesinden dinlemeliydim ben de...
Gözlerim doyamazdı cemâline bakınca,
Bedende durmazdı nefs, ruh kalırdı bu tende…
 
Ben de aciz bir kulum, acziyet hilkatimde…
Affet Necati Amca, gelemedim ben yine…
Bilmem nasıl yaşanır, bu karanlık dönemde?
Anlatılmaz bu sancı, kelâmı bölsem bine…
 
                             Ahmet Sinan Arvas
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
MEHMET ORUÇ: 1953 yılında “Akşemseddin hazretlerinin diyarı” olarak anılan Bolu’nun Göynük ilçesinde doğdu. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdi. 1987 yılında 12 yıllık resmî görevinden istifa ederek Türkiye gazetesinde Bizim Sayfa’da “Günün Sohbeti” ismi ile günlük yazılar yazdı. Daha sonra aynı gazetede, “Gönül Bahçesi” köşesinde, günlük, aktüel konuları; dinî, tarihî, sosyal yönden ele alarak yorumlayan yazılar yazmaya devam etti. Türkiye gazetesinin okuyucularına hediye olarak verdiği 8 ciltlik “Anadolu Evliyaları”nı hazırlayan tertip heyetinde bulundu. Yazarın "Kâinatın Efendisi", "365 Gün Dua", "Dinlerarası Diyalog Tuzağı" ve "Huzurun Kaynağı Aile" isimli kitapları yayınlanmıştır. İki çocuk babası olan ve uzun yıllar Türkiye gazetesinde gazeteci-yazar olarak çalışmalarını sürdüren Mehmet Oruç Ağabey 8 Mayıs 2011 Pazar günü, uzun süre mücadele ettiği kanser hastalığı sebebiyle vefat etmiştir. Ertesi gün Eyüp Sultan Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrasında, dostları ve sevenlerinin kollarında, Eyüp’te Kaşgari Camii yakınındaki aile kabristanına defnedilmiştir. Allahü teâlâ rahmet eylesin!
 
 
ATASÖZÜ
 
Hekimden değil çekenden sor demişler...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları