Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

17/08/2022

Beynimi yormak istemiyorum!

“Her gördüğümün menfaatperest olup olmadığını sorgulamak için beynimi yormayı istemiyorum artık!..”
 
Altmış yaşında verdiğim bir kararla İstanbul’dan; büyükşehirden ayrılıp Anadolu’nun sakin bir beldesinde yaşamak için verdiğim karar üzerine duygularımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...  
Yıllar önce gezmeye uğradığımız İzmir'in şirin bir ilçesi olan Foça'yı "İşte emekliliğimde yaşamak için hayal ettiğim yer " diye düşünmüş bu güzel ilçe yıllarca aklımdan çıkmamıştı. “Tarih tekerrürden ibarettir” mi desem ya da “kısmetten ötesi yoktur” mu desem, işte tekrar Foça'dayım...
Kaldığım sürece her sabah gün ağarırken balık tutmak için yola çıktım. Denizi bir harika… Serinledim sularında Foça'nın. İnsanlarını tanıdım. Daimî görüştüğüm dostlar, edindim. Sohbetler ettik keyifle…
Her gün mutlu ve huzurlu günlerin devamıyla tam bir yıl geçirdim burada. Sonra tanıştığım yeni bir dost "ağabey Antalya'ya gel tam sana göre bir yer orası" dedi ve yaşadığı memleketine Antalya'ya gitti…
Dördüncü yılım Antalya'da... Karavanımı satıp yerleştim buraya. Balık tutmaya devam… Her gün tuttuğum balıkları temizliyor ve etrafa dağıtıyorum. Satıyor muyum? Dostluğun yanında paranın lafımı olur?
Kiralık evim Antalya'nın bir köşesinde âdeta köy havasını andırıyor. Zaten bu nedenle tercih etmedim mi? Ağaçlar, toprak yol, sokaklarda tavuklar dolaşıyor. Etraf ıssız, birkaç köpek havlaması duyuluyor uzaklardan… Yumurtasını çıkaran tavuğun büyük bir marifet yapmışçasına mutlulukla gıdaklaması, ara sıra geçen eski model araba sesleri, zaman zaman da insana, hayatın var olduğunu hatırlatan insan sesi "eskiler alıyom… Eskiciiii"...
Tüm bu saydıklarım günün içine yayıldığından genelde etrafın sessizliğine fazla etkisi olmuyordu.
Bu muhit, bu çevre beni kendine çekmişti. Ben böyle yerlerde yaşamayı seviyorum, menfaat döngüsü içinde, avare insanlarla birlikte yaşanan kalabalık şehirler bana göre değil. Her gördüğüm insanın çıkarcı, menfaatperest olup olmadığını sorgulamak için beynimi yormayı istemiyorum artık. Eskilerin deyimiyle; “Kimseyi kötü bilmeyeceksin ama kimseye de güvenmeyeceksin!” E o zaman sürekli teyakkuzda (uyanık) kalmak ne zor bir şey… Öyleyse o insanlar, kalabalık şehirlerde kalsın buralar benim olsun. Mutluluk budur işte...
        Orhan Keten
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp