Top
Ünal Bolat

Ünal Bolat

unal.bolat@tg.com.tr

13/12/2019

Kendi özümüzden uzaklaştıkça...

"Artık hiçbir yabancı güç, bu topraklara isim ve dinî gerekçe ile müdahale edemez ki!”
 
 
Dünkü yazımda Yeni Zelanda’daki Maurilerden bahsetmiş ve orada insanların eski isimlerini hiç değiştirmediğini görerek kendi yaşadığım Akseki’den örnek vermiştim. Öyle ki eski Diyanet İşleri Başkanlarından Ahmet Hamdi Akseki (Sülles) -benim büyük dayım olur- ve Hasan Hüsnü Erdem'in (Granda) köylerinin isimleri de değişti. Luwiler Konya'yı başkent yapan bir Öntürk halkıdır.
Geçelim... Bu durumda olan Anadolu'da pek çok değişik halklara ait yerleşim yer isimleri vardır. Adları değişen bu yerleşim yerlerinde yaşayan insanlar, kendilerini aşağılanmış hissetmektedir. Hatta Kayseri'de bir köy halkı, gerek bu duygudan uzaklaşmak, gerekse turist çekmek için, eski köy adlarına tekrar döndüler.
Merakım şu: Acaba bu yerleşim yerleri eski isimlerine dönse, insanlar da bu aşağılanma duygusundan kurtulsa olmaz mı?
Artık hiçbir yabancı güç, bu topraklara isim ve dinî gerekçe ile müdahale edemez ki!
İnsanı organik olmaktan uzaklaştıran bir başka etken de, doğadan uzaklaşmamızdır. Bu sorun, yer isimlerinden daha da önemlidir. İsterseniz önce, Yeni Zelanda’daki Kiwiler nasıl yaşar ona bir bakalım...
Her şeyden önce çok doğallar. Bunun nedeni ülkenin baştan aşağı ormanlarla kaplı olması. Bunun çok etkisi var. Bunun yanında saysız ada, göl ve plajlarla kaplı. Her Kiwilinin bir hobisi var. Hafta sonları bütün büyük kentler kırlara akın ediyor. Herkes deniz araç ve gereçlerini yanına alıyor. Şimdi bu durumu Türkiye'ye uygulamak istesek ne olur? Bazı bayramlarda İstanbul boşalıyor ve bütün Ege ve Akdeniz Bölgelerinin dengeleri değişiyor. Yollarda trafik kazaları ayrı bir facia. Bunun en büyük nedeni, insanlarımızın organik olmaktan uzaklaşmaları, bunun araç kullanıma etkileri, öfke, sinir küpü olmalarıdır. Öyle ki en küçük bir sorunu bilek gücüyle, olmazsa silah gücü ile çözmeye çalışıyoruz...
Biz Yeni Zelanda'da 3 aya yakın kaldığımız ve sürekli gezdiğimiz hâlde tek bir trafik kazası görmediğimiz gibi trafik kazasına karışmış araç da görmedik... İnsanlarımızın beden ve ruh sağlığı nereden nereye savruldu anlamak mümkün değil. İnsanlarımız kendi ahlak ve kültürlerinden uzaklaştıkça hormonlu bireyler olup çıkıyor. Bir de buna hormonlu yiyecek, içecekleri de eklerseniz, şifayı bulmuş oluruz...
              Prof. Dr. Osman Nuri Yıldırım
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp