Top
Ömer Faruk Ünal

Ömer Faruk Ünal

omerfaruk.unal@tg.com.tr

19/04/2019

Artık senaristlere, paranoyaklara ekmek çıkmaz!

Defalarca yazmış; ve bir çok defa da ifade etmiştim! MHK, Futbol Federasyonu kampüsü içinde Riva’da olmamalı.
Yıldırım Demirören yaklaşık bir sene evvel Cengiz Zülfikaroğlu’na şu talimatı veriyor; “MHK başta olmak üzere bütün kurulları Riva’dan başka yere taşıyalım.”
Ve Beylerbeyi’ndeki bu yeni yer için karar kılınıyor. altı ay içinde de 2.700 metrekare kapalı alana sahip “iki akıllı idari bina” tamamlanıyor.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tam ayağının altı.
İstanbul’un ulaşımı en kolay ve en kıymetli yeri.
Tabii buranın inşaatı ve ruhsat izni öyle çok kolay iş değil. Cengiz Zülfikaroğlu, gece gündüz büyük emek sarf ederek burayı hazır hâle getiriyor.
Çok korunaklı ve en son teknolojiyle donatılmış bir kompleks oluyor.
Dışarıdan baktığınızda âdeta bir MİT veya ABD konsolosluk binası gibi.
Bunu şunun için söylüyorum; buranın öyle “yol geçen hanı” olma şansı yok.
Demirören bu iradeyi koyuyor ve bu işin hayata geçmesini sağlıyor.
Bakın; soluğu Riva’da alan kulüpler çat kapı MHK’ya da diğer kurullarla bir araya gelebiliyordu. Buna engel olamıyordunuz.
İçlerinden MHK Başkanı ile hatta hakemlerle görüşmek isteyenler çıkıyordu.
Şimdi bilecekler ki; Riva’da görüşecekleri bir kimse yok. Beylerbeyi’ne de öyle randevusuz, izinsiz girmek veya görüşmek de mümkün değil.
Sayın Demirören’in Türk futboluna giderken yaptığı en büyük hizmet ve eser budur.
Ben bu yüzden “17 Nisan 2019” tarihini çok önemsiyorum. Bundan sonra kim gelirse gelsin; bundan geri adım atamaz.
Önceki gün buranın açılışına davetliydik; gittik!
TFF’nin yöneticileri; “Ömer Bey; yazdın yazdın, sonunda bak sizin dediğiniz oldu. Kurulları, federasyondan buraya taşıdık” diyerek karşıladılar.
Teklifimizin kabul gördüğünü ve hayata geçirildiğini en yetkili ağızlar ifade etti.
Demirören, Türk futbolunda hakkı teslim edilmeyenlerden biri.
Belki değeri 10 yıl sonra; daha iyi anlaşılacaktır.
İyi niyetli olmayan bir TFF Başkanı bu taşınmaya asla razı olmazdı. Anadolu’da güzel bir deyiş vardır; “Hırsıza kilit dayanmaz!”
Bugün, yarın veya bir başka gün art niyetli, istismar edecek kötü insanlar çıkmaz mı? Çıkar!
Ama bugün çok radikal tedbirler alınmıştır. Başta kulüpler olmak üzere herkes bunu takdir etmeli, emeği geçenlere teşekkür edilmeli.
25 yıldır bu âlemi bilen ve yazan biri olarak bu konuyu kaleme almayı kendime bir borç bildim.

Ve Sabri Çelik ile tokalaştım!
Hakem âleminde yıldızımın hiç barışmadığı belki de tek kişi mevcut MHK Başkanı Sabri Çelik’ti.
2004’te ilk başkan olduğunda tayinlerdeki, klasmanlardaki, FIFA listelerindeki hataları yazıyorduk; galiba o yıllarda eleştiriye pek tahammülü yoktu. Ağır yazdığım da çok olmuştur. Şunu da çok iyi biliyorum; her cuma okuduğu ilk yazı bizim bu köşedir.
Önceki gün Beylerbeyi’nde ilk defa tokalaştık. “Hayırlı olsun” dedim.
İlk 60 günde yaptıkları doğru ve isabetli kararları kendilerine ifade ettim.
Bugüne kadar iletişimimizin sıfır olduğunu da karşılıklı teyit ettik.
On beş yıl önce daha gençti, bugün belki eleştiriye daha açık.
Geçmişte Ufuk Özerten’i, Mustafa Çulcu’yu, Zekeriya Alp’i, Oğuz Sarvan’ı, Kuddusi Müftüoğlu’nu, Yusuf Namoğlu’nu da çok ağır eleştirmişimdir. Ama iletişim kanallarımız her zaman açık kalmıştır.
Aslında doğruyu bulmak böyle daha kolay oluyor. Neyse; lafı fazla uzattık.
Sanıyorum; Sabri Çelik ile de bundan böyle aracısız konuşacağız.

Bu işin tabiatı böyle!
Anladığımız kadarıyla F.Bahçe-G.Saray maçında hakem Ali Palabıyık’ın kararları büyük ölçüde MHK tarafından desteklenmiş.
Yani kırmızı kart doğru, Elif’in golü de temiz.
Şimdi MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ya da bir başkası olsaydı; bugün MHK koltuklarında oturanlar; hakemi bu iki kararında da desteklerler miydi? “Desteklerdik” diyorlarsa; kendilerinden derhâl özür diliyorum.
İki minik de notum var;
1) Bu haftaki tayinlerden iki tanesi kafama hiç yatmadı.
2) Bir gazetede çıkan Uilenberg röportajı bizzat kendisi ve MHK tarafından yalanlandı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp