Top
Necmettin Batırel

Necmettin Batırel

necmettin.batirel@tg.com.tr

24/10/2020

Ne dediysek o!

10 Ekim’de yazdığım “Kur tuzağı” başlıklı yazıda şu görüşü savunmuştum:
“İhracat beklenti endeksi dördüncü çeyrekte %25 artarak 108 puanı aştı. Yani kayıtlı ihracat siparişlerinde büyük artış var. Buna karşılık ithal malların fiyatları arttığı için tüketimi azalıyor. Hazinenin son dolar cinsinden 2025 vadeli eurobond satışına 7,5 milyar dolar tutarında büyük teklif geldi, 2,5 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi. Güven olmasa 5 yıl sonra ödeyeceğimiz borçlanma tahviline bu kadar büyük talep gelir mi? Gelmez. Peki o zaman ne halt etmeye kurlar yükseliyor? Hemen söyleyeyim: Asıl amaç; Merkez Bankasını faiz artışına zorlamak. Eylül enflasyonu tahminlerin aksine düşük çıkınca 22 Ekim’deki Para Politikası Kurulu toplantısında pas geçileceği beklentisi faiz lobisini rahatsız etti. Kur silahını kullanarak tuzak kuruyorlar. Doları kısa sürede 8,00 TL’nin üzerine çıkarmaya çalışıyorlar. Aynı oyunu 2018 Ağustos’ta da oynamışlar 7,24 TL’ye çıkan kur, 1 yıl sonra 5,82TL’ye düşmüştü. Bugün de aynısı olacak...”
.....
Evet tahminim tuttu, Merkez Bankası oyuna gelmedi! Tabiri caizse penaltı atışında ters köşe yaptı. Yerli yabancı tüm lobicilerin ortak beklentilerini boşa çıkararak politika faizini 10,25’te sabit tuttu. bankaların 16,30-17,00 arasında TL taleplerine karşı uyguladığı ceza faizini (geç likidite penceresini) 13,25’ten 14,75’e yükseltti. BDDK aktif rasyo uygulamasından vazgeçecek. Şimdi faizciler yedikleri bu golün acısını çıkarmaya çalışıyor. “Maliyet ağır olur” diye tehditler savuruyorlar. Evet çok ağır olacak ama devlete değil size!..
Kurlar saman alevi gibi parladı söndü. Can dostumuz Azerbaycan’a İHA ve SİHA’larla verdiğimiz büyük destek sonrası Ermenilerin bozguna uğraması Türkiye’ye askerî açıdan büyük itibar kazandırdı. Savunma sanayinde dünya ülkelerinden büyük talep var. Çin’in para birimi Yuan’ın “Biden gelecek, ticari savaş bitecek” beklentisiyle aşırı değer kazanması TL’ye avantaj getirdi. Avrupa’nın tedarik zincirinde Türkiye’nin payı artıyor. İhracattaki büyük artış ve turizm gelirlerinin tahminleri aşması ile toplam rezervler geçen hafta 2 milyar dolar arttı, 85,5 milyar dolara yükseldi. Merkez Bankasının altın rezervleri ise 190 milyon dolar artarak 42,7 milyar dolara çıkmış durumda. 1.904 dolarlık onsa göre bankanın kasasında 697 ton altın var. İthalattaki gerileme ile dengelenmenin başlaması emtia fiyatlarının düşük seyretmesi, brent petrolün 41 dolara gerilemesi, Merkez Bankasını rahatlattı. Kurdaki yükselişin kalıcı olmayacağını gördüğü için bu kararı aldı.
3 Kasım ABD seçimleri sonrası dolar yerlerde sürünecek. Ekim enflasyonu tahminlerin gerisinde kalırsa -ki öyle görünüyor- ne kadar doğru bir adım atıldığı netlik kazanacak.
Faiz kararı yerli yatırımcının içine doğmuş olacak ki, geçen hafta 174 milyon dolar sattılar. Bireysel hesaplar 136, tüzel hesaplar 82 milyar dolara geriledi. Ekonomide yeni dönem gümbür gümbür geliyor. Muhalefet 2023'e kadar silinip gideceğini gördüğü için erken seçim çığlıkları atıyor. Korkunun ecele faydası yoktur.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları