Top
İsmail Kapan

İsmail Kapan

ismail.kapan@tg.com.tr

04/10/2022

Vekâlet savaşlarına devam!..

 
 
Rusya karşısında Ukrayna üzerinden vekâlet savaşı yürüten ABD, son zamanlarda Doğu Akdeniz’deki güvenlik meselelerini bahane ederek, Yunanistan ve Rum Kesimi ile yeni askerî alışverişlere devam ediyor…
 
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Güney Kıbrıs Rum Yönetimini (GKRY) eski Varşova Paktı ülkelerine uyguladığı özel eğitim programına dâhil etmiş… GKRY Savunma Bakanı Haralambos Petridis de eğitim ve iş birliği programına alınmaktan dolayı büyük memnuniyet duyduklarını ifade etmiş. Herhâlde başlarına devlet kuşu konduğunu filan zannediyor! Ne olacak yani, GKRY askerleri, ABD Ulusal Muhafızları tarafından eğitime alınmakla nereye varacaklar? New Jersey Ulusal Muhafızlık bürosu, bu konuda Pentagon’a başvurmuş ve bu başvuru kabul edilmiş. Turpun büyüğü de heybede!.. Tam bir politika dansözü olan, daha önce de şiddetli bir rüşvetçilik soruşturması geçiren New Jersey Senatörü ve aynı zamanda Senato Dış ilişkiler Başkanı Bob Menenez de, bu gelişmeden fena hâlde memnun kalmış. Bu memnuniyetlerini diğer eyalet temsilcileriyle birlikte bir mektup yazarak dile getirmiş ve bu programı kuvvetle desteklediklerini ilan etmişler. Bu muhafızlar daha önce Irak askerlerini, Afganistan askerlerini de eğittiler… Hatta bizzat bu ülkelerde işgalci sıfatıyla görev(!) yaptılar. Peki, sonuç ne oldu? Irak günbegün daha büyük kaosa sürükleniyor. Afganistan’da, sözde Taliban’a karşı 20 sene savaş veren ABD, apar topar oradan kaçarak meydanı tam manasıyla Taliban Yönetimine bıraktı!..
Bu sebepledir ki, Rum Bakan Petridis sevinirken ölçüyü kaçırmasın! ABD himayesi bu şekilde kâr yerine pekâlâ zarar ve felaket de getirebilir. Hem bu bakan 1974 Barış Harekâtını da unutmasın… O zaman da Yunan ve İngiliz himayesi yok muydu? Nitekim Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’nin Rumlara silah ambargosunu kaldırmasından sonra, bu hususa kuvvetle vurgu yapmadı mı? Silah ambargosunun kaldırılmasına karşılık müşahhas adımlar atılacağını ve Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımızın haklarını en güçlü şekilde savunmak için gerekli her şeyi yapacağımızı kesin bir dille ifade etti. Yani, Petridis; “Amerikan Ordusu ile stratejik iş birliğini derinleştiren önemli bir adım atıldı. İş birliğimiz sürekli gelişecek…” derken, fazla hülyalara dalmasın. Amerika Birleşik Devletleri, bugüne kadar kimseye bir şey kazandırmadı. Dünyanın dört bir tarafında yüzlerce ABD üssü var. Bunların tamamı Amerikan emperyal menfaatlerine hadim unsurlar. Gittikleri yerlerde hep baş ağrıtmıştır ve sonuç olarak o ülkeye sayısız dert ve bela bırakmıştır. Bizden hatırlatması. Haralambos Petridis ileride pişman olacak ama iş işten geçmiş olacak. Belki Petridis’ten daha önce bu kritik hatırlatmayı Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos’a yapmak daha anlamlı olur!.. Zira onlar da, son zamanlarda ABD ile girilen gıllıgışlı işlerden dolayı pek bir sevindirik olmuş vaziyette. Hâlbuki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayet net biçimde dile getirdiği üzere, vuku bulan gelişmeler esasen Yunanistan aleyhine gizli bir işgal mahiyetinde!
Malum olduğu üzere, ABD son aylarda Yunan topraklarında yarım düzine kadar yeni kara, hava ve deniz üssü kurdu. Daha da askerî yığınak devam ediyor. Diğer taraftan Yunanistan, batmış ekonomisine milyarlarca avroluk yeni yük getirecek silah alımları yapıyor. Azılı bir Türkiye muhalifi olan ABD’li Senatör Menendez, Türkiye’ye F-16 uçaklarının satılmaması için her türlü ayak oyununa girerken, Yunanistan ve GKRY’ye hesapsız avans açmak için seferber olmuş durumda. Yunan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’in 42 dakikalık konuşmasını tam otuz yedi defa alkışlayan Amerikan Kongresi de, son yıllarda hızla düşüşe geçen hegemonik gücünün büsbütün tükenmemesi için bu türden teşebbüslere bel bağlamış durumda. Bu gayrı samimi politikaların özü, vekâlet savaşlarını sürdürmektir… Ama işte Ukrayna halkının kanı ve canı pahasına devam ettirilen vekâlet savaşının ne olduğu meydanda. 2000’li yıllardan itibaren Kafkasya ve Doğu Avrupa’da sahnelenen renkli devrimlerin, Gürcistan’ı ve Ukrayna’yı ne hâle getirdiği yeterince açık değil mi? Yunan ve Rum Yönetimlerinin aklını başlarına devşirmesi ve komşularıyla barış içinde yaşamayı tercih etmesi noktasında hata yapmaması tavsiye olunur.
Amerika’nın koltuğu altında, Uluslararası hukuk esaslarına aykırı şekilde maksimalist taleplerle ve başka ülkelerin haklarına yönelik kötü niyetlerle bir yere varmaları mümkün değil. Tam tersine başlarına büyük felaketler gelebilir ve ellerindekini de kaybedebilirler. ABD’nin Orta Doğu’da vazgeçemeyeceği tek ülke vardır. O da İsrail’dir. Diğerlerinin hepsini kendi emelleri için kullanmaktan asla imtina etmez. Örnekler ortada!..
 
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp