Top
Hasan Yavaş

Hasan Yavaş

hasan.yavas@tg.com.tr

01/03/2023

İngilizlerin gizli örgütü: İttihad ve Terakki

İslam düşmanları -23-

Osmanlıda, Tanzimat dönemi ile başlayan İslâmın yıkım harekâtı, İkinci Abdülhamid Hân'ın kuvvetli imân ve keskin zekâsı, Müslümanlara ve İslâmiyete sap­lanmak istenen bu zehirli hançere karşı çelik bir kalkan gi­bi dikilmeseydi, düşmanların imha planları daha o zaman Müslümanları ezecekti.

Son devrin İslâm âlimlerinden Hüseyin Hilmi Işık Efendi, (Yeni İstiklal) mecmuasında yayınlanan bir makalesinde, O’nun bu hizmetlerini özetle şöyle anlatmaktadır: 

“Ondördüncü asrın müceddidi  Sultan ikinci  Abdülhamid Han idi... İslâmiyete hizmeti sayılmakla bitmez, bitirilemez. Halife Abdülaziz Han, İslâm düşmanlarına alet olanlar tarafından şehid edilir, bilâhare Sultan 5. Murad da delirip, hâl’ edildikten sonra kendisi kukla olarak halife yapıldı. Hükûmeti ele geçirenler, İslâmiyeti yok etmek için Avrupa’da belirli ocakların hazırladığı yıkıcı plânları, reform dedikleri baltalamaları, parçalamaları kıyasıya hortlatmağa başlarken, arslan gibi önlerine dikildi. Soyu asil, ruhu temiz, aklı zekâsı ve ilmi fevkalâde üstün olduğu için İslâma karşı asırlar boyunca hazırlanmış olan, sinsi, alçak ve vahşi suikastı hemen sezdi. Hazırlayanları ve maşa olarak kullandıkları sahte hürriyet kahramanlarını işbaşından uzaklaştırdı, ellerindeki paçavralarını parçaladı. Allahü teâlânın emirlerinin değiştirilmesini, kaldırılmasını önledi. Bunları İslâm memleketlerinin her yerine yaydı. Çok sayıda kültürlü din adamı yetiştirdi. Memleketi 33 sene Allahü teâlânın emri ile idare etti. Müslüman, temiz bir gençlik yetiştirdi...”

Sultan Abdulhamid Han'ın 1909’da halifelikten azli ile başlayan İttihad ve Terakki dönemi, koca Osmanlı imparatorluğunun sonunu hazırlamış, 10 yıllık kısa bir zaman diliminde koca imparatorluk tarihe karışmış ve 600 seneden beri devam eden İslam hizmetlerini yürüten bütün müesseseler yıkılan devletin çatısı altında yok olup gitmişti.

İttihadçılar zamanında çıkarılan (Kavm-ı Cedîd) adındaki kitapta, îmânı ve ameli olan hakîki Müslümânlara (Kavm-ı Atîk) yani eski kafalılar, gericiler diyor. Bunlarla alay ederek, (İmânı olan bir adam, ne kadar fenalık yapsa, kıyamette kurtulur. İmânı olmayan kimse, dünyânın her iyiliğini yapsa, faydasını görmez derler) diyor. Hâlbuki Allahü teâlâ Nûr sûresi 39. âyetinde meâlen, (Kâfirlerin dünyada yaptıkları iyi işleri, [insanlara faydalı keşifleri], çölün ilerisinde görünen serâba benzer. Susuz kalan adam onu uzaktan su sanır. Fakat, yanına varınca, umduğunu bulamaz. Kâfirler de, kıyâmet günü, dünyada yaptıkları iyilikleri serâp gibi yapan, yani yok eden Allahı bulur ve hesâbını Ona verir) buyurulmaktadır. [Fâideli Bilgiler 258]

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp