Top
Adnan Şahin

Adnan Şahin

adnansahin1@hotmail.com

20/04/2019

Başarının gerçek ölçüsü: ÜRETİM

Dünya Sağlık Örgütü sağlığı; “İNSANIN FİZİKSEL, ZİHİNSEL VE SOSYAL YÖNDEN TAM BİR İYİLİK HÂLİNDE OLMASI” şeklinde tanımlar. Sağlığı etkileyen çevresel etmenler düşünüldüğünde ise beslenme ilk akla gelendir. Konumuz sağlıklı, doğru, kaliteli ve özgün beslenme. Hâl böyle olunca bu konuda çaba gösterenler de elbette dikkatimizi çekiyor. İşte onlardan biri Tunceli’nin kuzeyinde yer alan ve ismini dağların arasındaki 74 kilometrekarelik ovadan alan 1.538 kilometrekare  yüz ölçümlü Ovacık ilçesi; Ovacık, Tunceli ilimize 65 kilometre uzaklıkta. Kış mevsiminin çok soğuk, karlı ve uzun sürmesi bu bölgede tarımsal etkinliği üç ay gibi kısa bir zamana sıkıştırmış. Bunun yanı sıra yıllardır terörden en çok etkilenen yerleşimlerden biri. Ülkemizde birçok insan, sanırım Ovacık hakkında sadece yazılanlar, söylenenler dahilinde bir bilgiye sahip. Halkın geçim kaynağı daha çok tarım ve hayvancılığa dayanmakta. 2016 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre ilçe nüfusu toplam 6 bin 103. Yazımın konusu elbette coğrafya bilgisi vermek değil. Özetle Ovacık tarım ve hayvancılık için çok da elverişli sayılmaz. Ancak bütün menfi şartlara rağmen tarım ve hayvancılık adına kendi ölçeğinde ulaşılması zor bir başarı elde etmiş durumda. Açıkçası bu başarının mimarı olan eski Ovacık yeni Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun siyasi görüşlerine katılmıyor olsam da bu başarıyı ben de alkışlıyorum. Niçin alkışlıyorum; çünkü FARKINA VARMIŞ ve farkına vardığı coğrafyanın ürünlerini değere çevirmeyi başarmış. Ovacık’ta imkânlar ne olabilir ki? Lütfen bir düşünün; fakat konu sadece imkân değil AKIL, AZİM, FARKINDA OLMA, ODAKLANMA, NE İSTEDİĞİNİ BİLME. Ovacıklılar, belediye başkanları önderliğinde bal ve arı ürünleri, süt ve süt ürünleri, tabii kaynak tuzu, dut, pekmez ve tarımla alakalı ürünlerini çok kıymetli, aranan mahsuller hâline getirmişler, üretmişler ve bir değer ortaya koymuşlar. Buraya kadar her şey güzel ama diyorum ki ülkemde gerek iklim gerek coğrafya olarak çok daha verimli alanlara sahip, hükümetin desteğini yanına almış fakat bir türlü hak ettiği yere gelememiş şehirlerin yöneticileri ne yaparlar? Hangi önemli meseleleri çözerler, merak ediyorum doğrusu. Başarının gerçek ölçüsü, ne binaların çokluğu ne şehirlerin büyüklüğü ne de ışıltılı caddelerdir. Gerçek ölçü, ÜRETİM başarınızdır. Doğru üretiyorsanız bunlar kendiliğinden gelir ve üretmeyi seçerseniz kendinize yetersiniz, istihdamı çözersiniz, sağlıklı yaşarsınız, şehrinize, ülkemize katkı veririsiniz. Elbette büyük şehirlerde artık bu çok kolay olmayabilir. Ekonomik anlamda çok da iyi durumda olamayan ama ülkenin en verimli topraklarında en özel geleneklerin ve kültürlerin sahibi ancak bir türlü gereği kadar üretemeyen, hak ettiğini alamayan şehirler var.
Mesela; TOKAT, AMASYA, GÜMÜŞHANE, BAYBURT, YOZGAT, ARDAHAN, ADIYAMAN, NİĞDE, AKSARAY, ÇANKIRI, GİRESUN, BARTIN, KIRŞEHİR. Fakat artık ne olur uyanın. Bu şehirlerin Valileri, Belediye Başkanları, siyasileri bölgenizde terör yok, imkânlarınız çok daha iyi, coğrafya cömert, iklim şahane... Devlet, bütün imkânlarıyla yanınızda artık, anlayın lütfen.
Aldous HUXLEY diyor ki “Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla”... Unutmayın; yiyecek ve içeceğin bütün dünyada üretim ve tüketim olmak üzere iki boyutu vardır. İnsanların genelinin varlığını sürdürebilmek, beslenmek, yiyip-içmek mecburiyetinde olması, TÜKETİM boyutu olarak değerlendirilmektedir. Ham madde olarak kullanılan çeşitli gıda maddelerinin tüketilebilir hâle getirilmesiyle ilgili prensipler ve uygulamalar ise ÜRETİM boyutu olarak ele alınmaktadır. Özetle, üretim boyutunun öznesi üretendir. Üreten kazanır, şehir ya da insan fark etmez.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp