Top
Zeynep Gürcanlı

Zeynep Gürcanlı

zgurcanli@sozcu.com.tr

14/10/2019

Barış Pınarı’nın bilinmezleri…

Mehmetçik sahada canını ortaya koymuşken yazı yazmak zor.

Ancak AKP iktidarının milliyetçilik yüklü hamasi söylemlerinin yarattığı sisin ardında ne olduğuna da bakmak gerek.

Genel soru şu;

Barış Pınarı operasyonu ne anlama geliyor?

Bu sorunun altında, operasyonun kapsamını/süresini de dış politikaya etkilerini de içeriye yönelik olası sonuçlarını da incelemek mümkün.

30 KM BARIŞ KORİDORU, YA İLERİSİ?

Önce “kapsamdan” başlamak gerek;

AKP iktidarı sözcüleri ve yandaş basının operasyon hakkında söyledikleri/yazdıkları, PKK terör örgütünün Suriye uzantısını tümüyle sahadan silineceği izlenimi veriyor.

Bir başka pompalanan mesaj ise bu operasyonun “ABD'ye rağmen yapıldığı”.

Ancak şeytan ayrıntıda gizli; Operasyonun tam kapsamını görmek için sadece Ankara'yı değil, Washington'da da ne dendiğini dinlemek gerekiyor.

AKP hükümetinin operasyona başlarken yaptığı açıklamalar, bunun Türkiye-Suriye sınırında, 30 km genişlikte bir koridor olacağını gösteriyordu.

Ancak bu koridorun tüm sınır boyunca olup olmayacağı şüpheli. Şüphe, Trump'ın “çekildiler” dediği 50 Amerikan askerinin, yeniden konuşlandıkları bölgeyle ve ABD'nin sınırda yaptığı “devriyelerle” ortaya çıkıyor.

PYD/YPG'nin bölgede sınıra çok yakın (bu 30 km alan içinde kalan) iki kritik kenti bulunuyor; Kobane/Ayn El Arap ile Kamışlı. Çekilen Amerikan askerlerinin bu kentlere yerleştirilmesi, Ayn El Arap'ta ABD askerlerinin devriyeyi arttırıp, kameralara adeta poz vermeleri, bu kritik yerleşim birimlerinin operasyon kapsamında olmadığını gösteriyor.

(Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 Kasım'daki görüşmede büyük ihtimalle Trump'la, halen Resulayn ve Tel Abyad arasında kalan bölgede gerçekleşen operasyonun, doğuya Kamışlı'ya ve batıya Kobani'ye kadar da genişletilmesini görüşecek. Ancak ABD'de ortaya çıkan konjonktürde, Trump'ın yeşil ışık yakması zor görünüyor.)

Bu durumda, “sınırın hemen ötesindeki Kobani ve Kamışlı PYD-YPG'nin elinde olmaya devam etmesi, terörle mücadeleyi nasıl etkileyecek?” sorusu ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin açıkladığı “30 km barış koridoru”haritalarındaki bu sapma, ayrıca “operasyonun yapıldığı 30 km'lik alanın ötesi ne olacak” sorusunu da akla getiriyor.

BATI İTTİFAKINDAN ÇIKIŞ MI?

Operasyonun Türkiye'nin dış politikasına etkileri de çok büyük; ABD'de Kongre'nin apar topar yaptırım kararına soyunması, AB'nin “30 km'lik koridordaki inşaat projelerine para yok” açıklaması, Arap Birliği'nin operasyonu çok sert ifadelerle kınaması, Rusya ve İran'ın bile homurdanması, hepsi birer başlık.

Özeti ise şu;

Türkiye'de 20 yıldır iktidarda olanların ihvancı hayalleri, “Sünni Müslüman dünyanın liderliği” rüyaları zaten çıkmaza girmişti, Barış Pınarı operasyonu ile tamamen yok oldu.

Batı cephesinde ise Türkiye'nin içinde bulunduğu Batı ittifaklarından çıkması, uzak bir hayal olmaktan çıkıp, ete kemiğe bürünmeye başladı.

IŞİD TERÖRÜ TEHLİKESİ

En rahatsız edici unsur ise Türkiye'nin bölgedeki tutuklu IŞİD teröristleri ve ailelerinden “sorumlu” sayılması.

Burada da “sorumluluk kapsamı” önemli; Trump, tek bir twitle Fırat'ın doğusundaki bölgedeki tüm IŞİD'liler ve ailelerinin kontrolünü Amerikalı vergi mükelleflerinden, Türk vergi mükelleflerine ihale ediverdi.

Ankara'dan yapılan “sadece operasyonun yapıldığı bölgelerdeki IŞİD teröristlerinin sorumluluğunu aldık” açıklaması ise fetih söylemleri, “lan bombayı atan sizsiniz” nutukları, karşı kınamalar, silah ambargoları kakafonisi içinde silindi gitti.

Uluslararası camianın gözünde “IŞİD teröristlerinin sorumlusu” yaftası Türkiye'ye yapıştı.

31 MART SEÇİMLERİNİN İZİ -ŞİMDİLİK- SİLİNDİ

Operasyonun iç politikaya yönelik etkisi ise iktidar bloğunun -kendileri her ne kadar zafer ilan etmiş de olsalar- seçmenlerine büyük şehirleri muhalefete kaptırmanın yenilgisini unutturmak oldu.

Yerel seçim sonuçlarıyla birlikte, Gül/Babacan ve Davutoğlu hareketleri, AKP içinde çözülmeyi gözler önüne sermişti.

AKP yönetimi, seçmenlerini ve parti örgütünündeki çözülmeyi -şimdilik- operayonun yarattığı “fetih” havasıyla durdurmuş oldu.

Ekonomik kriz için ise “mermi paraları” başlığı altında, kullanılabilecek müthiş bir açıklamanın temeli atıldı.

Muhalefet bloğunda ise, yerel seçimlerde ortaya çıkan merkez partilerin, Kürt seçmenle yakınlaşmasının önü kesildi.

Ancak, iç politikada ortaya çıkan operasyon bağlantılı tüm bu dolaylı kazanımlar için “kısa vadeli” ifadesini kullanmak mümkün.

Eğer Erdoğan, Washington'daki Kasım buluşmasında operasyonun genişletilmesi için yeşil ışık alamazsa tüm dengelerin değişmesi an meselesi…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp