Top
14/03/2023

Yurttaşlıktan istifa edesimiz geldi be kardeş!

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, mesleki ve teknik eğitim kurumlarında ilk kez AFAD standartlarında çadırlar üretildiğine dikkat çekti, “Okullarımız devlet millet el ele anlayışı ile bir ilki daha gerçekleştirip deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın barınma ihtiyacını karşılamak için adım atmışlardır. Eğitim ailemizin her bir ferdine minnettarız” dedi.

Bursa Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde depremzedelere çadır üretmek için atölyeler kurulduğunu, metal aksamların okuldaki atölyelerde üretildiğini, kumaş malzemesinin ise Osmangazi Borsa İstanbul Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi'nin atölyesinde dikildiğini gururla anlatan Bakan Özer, 410 çadırın tırlara yüklenerek Bursa'dan deprem bölgesine gönderildiğini anlatarak övündü.

Bakanımızın göğsü kabarmıştı ki, övgülerin en büyüğünü kapan Bursa İl Milli Eğitim'in pek kıymetli müdürü zart diye görevden alındı!

Hoppalaaa derken biz, mevzu ortaya çıktı…

Çadırlar bakanın anlattığı gibi Bursa'da yapılmamış, depremin yıktığı Hatay ve Kahramanmaraş'a 1.5 saat uzaktaki Gaziantep'ten satın alınmıştı!

Üstelik barınma ihtiyacı had safhada olan bölgelere acilen gönderilmek yerine TIR'lara yüklenerek 11 saatlik yolculuğun ardından 1032 kilometre ötedeki Bursa'ya taşınmıştı.

Sebep?

Milli Eğitim Bakanlığı logosu basılacak, Bursa'da imal edilmiş gibi gösterilecekti çünkü!

Sonra?

Çadırlara logolar basıldı, TIR'lara yüklendi törenle deprem bölgesine gönderildi.

Skandalı ortaya çıkaran Eğitim İş Sendikası Bursa Şubesi'nin Başkanı Yeliz Toy, basın toplantısı düzenleyip tane tane anlattı herşeyi sonra da şöyle dedi: Halka açıkça yalan söylendi!

Memleketimizin saf ve temiz kalpli yurttaşlarından bazıları hiçbir şeyden haberi olmayan, kandırılan, oyuna getirilen bakan bey bu işi kendine ar eder, dayanamaz basar istifayı diye düşündü ama yanıldı.

İstifa eden çıkmaz, çıkmıyor bizden!

Çadır yapması gerekirken çadır satın alan, logo basmak için TIR'lara doldurup binlerce kilometre gezdiren de…

Çadır yapması gerekirken çadır satın alanla övünen, üç gün önce göklere çıkardığını görevden alıp durumu kurtarmaya çalışan da…

Deposunda ihtiyaç halinde kullanılmak üzere bulunan çadırları, en çok ihtiyaç duyulan zamanda depremzedeye dağıtmak yerine iyi fiyatı bulunca satan Kızılay elemanları da…

Her dara düştüklerinde kafalarında yanan ampulün ışığında Atatürk'ü gören, son satış işinde de Kızılay'ın başındaki isim gibi Kızılay, Atatürk'ün emriyle çadır satmıştı diyerek sıyrılmaya çalışanlar da istifa etmez!

Dedikleri doğruysa, Atatürk zamanındaki çadır satışı memleket harabeye dönmüşken mi olmuş diye kimse sormaz, sorsa da zaten yanıt veren çıkmaz.

Pes doğrusu, o koltuklarda nasıl oturuyorsunuz hala diye ısrar edilirse hiç kuşkunuz olmasın şöyle diyenler bile çıkar aralarından: Biz Mustafa Kemal'in askeriyiz, O'nun izindeyiz. Atatürk istifa etmiş mi ki biz edelim!

İşin özü kardeşim…

İstifayı, ar yapanı beklemeyi bırak; çadırından direğine memleketin çatır çatır satılmasından bunaldık gari, yurttaşlığından istifa edesimiz geldi…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp