Seçim sonuçları belli olur olmaz Erdoğan'ı ilk arayıp kutlayan liderlerden biri Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'ydi. Bir gün sonra Türkiye'nin Kahire Maslahatgüzarı Salih Mutlu Şen, Suudi Arabistan televizyonuna konuştu, “Türkiye-Mısır ilişkileri normale döndü” dedi.
Katar Emiri Şeyh Al Sani ise seçimleri önde götüren Erdoğan'ı arayarak, “Aziz kardeşim Erdoğan'ı zaferinden dolayı tebrik ederim. Ülkelerimizin güçlü ilişkilerini geliştirmeyi ve bu ilişkileri daha fazla kalkınmayla sonuçlandırmayı temenni ederim” dedi.
En değişik tebrik, Erdoğan'ın ‘darbeci' dediği Birleşik Arap Emirlikleri'nden geldi… Dış ticaretten sorumlu bakan Thani al Zeyoud, Allah'ın başka günü kalmamış gibi seçimden saatler sonra, “40 milyar dolarlık Türkiye ve BAE ortaklık anlaşmasını onayladık. Bu, dostluğumuzda yeni döneme işaret ediyor” dedi!
Erdoğan'ı ilk arayanlardan biri de Putin oldu, “Zaferinizi kutlar, Türk halkı için hayırlı olmasını dilerim” dedi.
Kutlamak için sıraya giren dünya liderleri göğsümüzü kabartırken ‘nahoş' hadiseler de oldu!
Almanya'da Türk seçmenlerin yüzde 67.2'sinin oyunu alan Erdoğan için, Alman Hükümeti'nin koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti Genel Sekreteri seçimin ertesinde tebrik yerine şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci sona erdirilmeli… Bu Türk hükümeti Avrupa'dan ışık yılı uzakta! Türkiye yıllardır otoriter bir seyir izliyor. İnsan hakları ve medeni haklar sistematik olarak kısıtlanıyor ve ekonomik durum da içler acısı!”
Memleketi yıllardır yöneten iktidara ‘Avrupa'dan ışık yılı uzak' diyen genel sekreter Bijan Djir-Sarai, tek kelime Almanca bilmeden Almanya'ya gelen İranlı bir sığınmacı olmasaydı, lafları AKP'lilerin bir kulağından girer öbüründen çıkardı herhalde!
Alman hükümetinin bir diğer ortağı Yeşiller Partisi'nin dış politika sözcüsü Jürgen Trittin ise Türkiye'nin AB üyelik sürecinin bitirilmesine karşı çıkıp, “Türkiye Erdoğan değil, seçimler de bunu gösterdi. Katılım sürecinin feshi hiçbir şeyi değiştirmez, ancak Erdoğan'ın işine yarar. Türkiye, AB'den gelen yatırımlara bağımlı… Bunlar, hukukun üstünlüğü ve insan haklarıyla ilgili koşullara eskisinden daha sıkı şekilde bağlanmalı” dedi!
Arap kardeşlerimiz, eski dostumuz Putin, yeni kankamız Sisi tebriklerini sunar, Avrupa Birliği'nden farklı sesler yükselir, CHP'de işler karışır, oy verenlerin bir bölümü hayattan soğurken her ne hikmetse yandaş medya dahil gündeme getirilmeyen bir şey oldu dün…
Rusya'nın arka bahçesi, Putin'in etki alanının bir parçası olarak görülen Moldova'da 40'tan fazla Avrupalı liderin katılımı ile Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi toplandı. Olası Rus saldırılarına karşı önlemlerin alındığı, hükümet başkanlarının küçük heyetler ve küçük jetlerle katıldıkları bu toplantı sıradan değil, tam tersine olağanüstü önemliydi…
Dünya liderlerinin Putin'e kendi arka bahçesinden parmak sallaması, gövde gösterisi anlamına geliyordu.
Fakat toplantıdan bir gün önce yüksek profilli bir zayiat verdi zirve!
Bir dünya lideri davetli olduğu halde, geçen yıl Çekya'da düzenlenen zirveye ağır konuk olarak katıldığı halde bu yılki programını son anda iptal etti. Zirve dün, yani Perşembe günü toplandı o Çarşamba günü ben yokum dedi.
Bunu diyen Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası değildi!
Koskoca dünya liderimiz bu… İster katılır, ister İstanbul Sözleşmesi'nden çıktığı gibi zart diye zirveye gelmiyorum diyebilir. Hikmetinden sual olunmaz.
Ama, hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler olmuş olmalı!
Kim bakan olacak, MİT başkanı hangi makama oturacak, Süleyman Soylu'ya ne olacak, İstinaf Mahkemesi daha karar vermemişken Ekrem İmamoğlu'na ne ceza çıkacak her bir şeyi önceden öğrenen, saraylardan mühim haberler verilen ‘makbul yazarlar' henüz yazmadığı için iptal nedenini bilemiyoruz.
Bindik bir alamete, götürür bizi dünyanın ötesine nasılsa deyip bekleyecek halimiz yok!
Birilerinin üflenen koca kulakları varsa bizim de gören gözlerimiz, ‘Pusulayı elinde tutanların Türkiye Cumhuriyeti'ne rota değiştirmeye çalıştıklarını' anlayacak kadar aklımız var.
