Top
Ümit Zileli

Ümit Zileli

ümit zileli@korkusuz.com.tr

09/03/2023

Tetikçinin görevi: Saldırmak algı yaratmak!

Tarihin her evresinde, iktidarın pis işlerini üstlenen, muhalifleri gammazlayan, itibarsızlaştıran, her türden ahlak dışı işleri kotaran güruh için çeşitli sıfatlar kullanıldı…

Ancak kullanılan tüm sıfatlar, sonuçta tek bir sözcükte somutlaştı:

Tetikçi!..

Cumhuriyet tarihine baktığımızda, her dönemin el üstünde tutulan, “saldır” komutu verildiğinde, muhatabını büyük bir şevk ve zevkle parçalamayı görev edinen, bu sayede mal, mülk ve şöhrete ulaşan, iktidar devrildiğindeyse, onunla birlikte, belki de daha öncesinde adeta buharlaşan çok ama pek çok tetikçi tarihin karanlık sayfalarına bir dipnot bile olamadan gömülüp yok oldu!..

Bugün gördüklerimizin, geçmiştekilerden hiç ama hiç farkı yok…

Utanç verici örnekler!

Kimdir bunlar?..

Örneğin; taa Hürriyet gazetesinin kapısının önüne dek götürdüğü müritlerinin önünde, “1 Kasım seçimlerinde hangi sonuç çıkarsa çıksın Erdoğan’ı başkan yaptıracağız” deme cüretini gösteren, gazetenin camını çerçevesini indiren vandallara komut veren, daha dün dört tane it tarafından darp edilen Ahmet Hakan’a, “dayak fetvası” verebilecek denli gözü dönen, adeta ödüllendirilircesine milletvekili yapılan, AKP kongresinde, hem de Hürriyet baskınının ertesinde divan üyeliği ile taltif edilen Boynukalın muhterem, sizce bu cesareti nereden almakta, üstüne üstlük bir maharet sergilemişçesine koskoslanmaktadır?..

Örneğin; bir küçük  “köşe yazarı” televizyonların daimi konuğu muhterem, insanları tasnif etme, kimin içeride, kimin dışarıda olacağına dair hükümler verme, iktidara eleştiri yapan gazetecilere “Biz göz yumduğumuz için yaşıyorsun” mealinde tehditler savurma özgürlüğünü hangi mahfillerin desteğinde yapabilmektedir?.

Üstelik, bu muhteremin binde biri kadar konuşan, yazan gerçekten gazeteci sıfatına haiz insanlar mahkemelerde, cezaevlerinde süründürülürken…

Örneğin;  belediye başkanı danışmanlığından, “köşe yazarlığına”, ardından milletvekilliğine yükselen muhterem, hangi cüret ve cesaretle, havuz medyası ekranından bir gazete patronuna “Senin dişlerini, tırnaklarını sökecek kudrete sahibiz” diyerek, apaçık suç işleme özgürlüğünün keyfini sürebilmektedir?..

Örneğin; Güneş gazetesi isimli mevkute; hangi karanlık odakların desteğini arkasında hissetmektedir ki, kendini savcı, yargıç yerine koyup bir gazete patronunun bileklerine kelepçe takan kurgu yapıp, “yok mu tutuklayacak yargıç?” pespayeliğini cümle aleme ilan edebilmektedir?..

Yoksa tüm bunlar, “büyük senaryonun” olmazsa olmaz en bayağısından parçaları mıdır?

“Duygusal” iş bitirici trol artıkları!

Bunlar yalnızca birkaç örnek…

Yoksa örnek çok, örnek binlerce.. Koca ülkeyi “Benden olmayanlar yaşamaya layık değil” iklimine mahkum edenlerin yaptığı “en adisinden” oyunlardan yalnızca bir kaç tanesi…

Tabii, yurtsever kitlelerin arasına   “Atatürkçü” maskesini takıp çıkan, karanlık siyasetçisinden sözde gazetecisine tetikçi, trol artığı bir güruh da var…

Bunlar da “duygusal!” olarak bağlandıkları, yer aldıkları partilerde, iş dünyasında, medyada her türden ahlaksızlığı, akçeli işleri büyük beceriyle yürütüyorlar…

Yürütmek sözcüğü içerdiği tüm anlamlarla kullanılmıştır!

Önce yurtsever, ahlaka, haysiyete, onura önem verenlere seslenmek istiyorum; sesinizi çıkarmadığınız, korkuyla başınızı yastığın altına sakladığınız her an, biraz önce saydığım değerlerden hızla uzaklaştığınızı, köleleştiğinizi, haysiyetinizi tümüyle yitirdiğinizi bilmeniz lazım… Tek ve asla unutulmaması gereken gerçek; her türden gericiliğe, zorbalığa yaşamınızı dahi ortaya koyarak karşı çıkmayı bilmektir. Cahil zorbalardan, diktatör bozuntuları ve uşaklarından ancak bu şekilde kurtulabilirsiniz…

Son olarak da, mürşidine en “duygusal!” şekilde biat etmiş yanaşma tetikçilere sesleniyorum; tarih asla paspas olmuş müritleri yazmamıştır, yazmayacaktır da…

Sizlerin de sonu, sizlerden önceki tetikçiler gibi hiç bir iz bırakmadan buharlaşmak olacaktır…

Bu yazı 2015 genel seçimlerinin hemen öncesinde yazıldı. Ortalık toz dumandı, tetikçiler, troller gece gündüz iş başındaydı… Görevleri, hedefe oturtulan kişiler için algı yaratmak, itibar suikasti yapmak, gözden düşmesini sağlamaktı. Ayrıca yalanları gerçekmiş gibi ambalajlamak, kitleleri yeniden “imal etmek”, olmazsa kafaları karıştırmak, düşünemez hale getirmek de görevlerinin arasındaydı…

Bugün neredeyse tümü buharlaştı!

Ancak onların yerini yenileri aldı… Ülkenin “kader seçiminin” eşiğindeyken hatırlatmak istedim:

Algı oyunlarına dikkat edelim!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp