Top
Soner Yalçın

Soner Yalçın

syalcin@sozcu.com.tr

21/03/2019

Mont Pelerin Cemiyeti

Yeni Zelanda'da 50 kişiyi katleden Brenton Tarrant ve benzeri faşistler neden Türk-Müslüman düşmanı?
Faşizm tarihine baktığınızda düşmanlar belli; komünistler – Yahudiler!
Ne ara Türk- Müslümanlar hedef oldu? Oysa…
İkinci Dünya Savaşı'nda Kafkasya ve Balkanlarda çok Türk-Müslüman Naziler ile iş birliği yaptı. Kudüs Müftüsü Emin el-Hüseyin ve kimi Türk generaller Hitler ile ilişki içindeydi.
Biliyoruz ki Soğuk Savaş döneminde emperyalistler İslamcı hareketlerle iş birliği yaptı. Vs.
Evet. Türk-Müslüman düşmanlığı ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?
Sizleri tarihsel yolculuğa çıkarmak istiyorum.
Tarih: 10 Nisan 1947.
Friedrich Hayek, Frank Knight, Karl Popper, Ludwig von Mises, George Stigler ve Milton Friedman gibi iktisatçıların-siyaset bilimcilerin oluşturduğu “Mont Pelerin Cemiyeti (MPS)” üyesi 39 kişi İsviçre'de toplandı.
Bugün ABD'li iş adamı George Soros kimse, dün de ABD'li iş adamı Harold W. Luhnow öyleydi; “özgürlükçü muhafazakârlara” para yağdırdı! Mont Pelerin'in baş destekçisiydi. İngiltere Merkez Bankası gibi kuruluşlar da finansörler arasındaydı.
Günümüzde Soros “Açık Toplum Enstitüsü” ile dünyaya nasıl yayıldı ise Mont Pelerin de 1955'te Londra'da Ekonomik İlişkiler Enstitüsü (IEA), 1977'de New York'taki Manhattan Politika Araştırmaları Enstitüsü ve 1981'de Atlas Ekonomik Araştırmalar Vakfı'nı kurdu.
Sınırsız-müdahalesiz piyasa istiyorlardı…
Buna “neo-liberalizm” denildi.

Benzerliğe şaşırmayın

Soros'dan devam edeyim:
Alan Greenspan -Soros gibi- aslen Macar Yahudisi Amerikalı ekonomistti. ABD Merkez Bankası başkanı olan Greenspan, daha sonra İngiltere Merkez Bankası'nın yönetimine getirildi. Yani, “vatanları” sadece para idi…
Ekonomik özgürlüğün, siyasi özgürlüğü getirip demokrasiyi geliştireceğini ileri sürdüler. Bu sebeple “derin ekonomik operasyonun” politik ayağı vardı. Ki Mont Pelerin üyeleri arasına politikacılar da yer aldı. Kimi isimler vermeliyim:
Batı Almanya Başbakanı Ludwig Erhard, İtalya Cumhurbaşkanı Luigi Einaudi, ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, İngiltere Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe, Şili Maliye Bakanı Carlos Cáceres
Neo-liberalizm teorisi ilk Şili'de askeri darbeyle hayata geçirildi. CIA destekli General Augusto Pinochet liderliğinde faşistler, iktidardaki Sosyalist Salvador Allende'yi öldürüp 11 Eylül 1973'te darbe yaptı. Ve…
1955 yılından itibaren Şikago Üniversitesi'nde Milton Friedman gibi Mont Pelerin üyelerinin “tedrisatından” geçen seçkin ailelerin “Şikago Oğlanları” Pinochet'in ekonomi kurmayı oldu. (Benzerlerine Türkiye'de “Özal'ın Prensleri” adı verildiğini anımsatırım. Şili'deki dört kişilik cunta ne yaptıysa, Türkiye'de 12 Eylül'ün beş kişilik cuntası onu yaptı.)
Mont Pelerin, Şili'den sonra 1976 yılında yine askeri darbeyle iktidara getirdiği General Jorge Rafael Videla liderliğinde Arjantin'de “ikinci laboratuvarı” kurdu. General Kenan Evren'e, “Özal” adını verenler, General Videla'ya “Martinez de Hoz” adını verdi; ekonomiden sorumlu Bakan oldular!
Sonrasını biliyorsunuz; neo-liberalizm İngiltere, ABD üzerinden dünyaya dayatıldı!
O dönem 10 Mont Pelerin üyesi Nobel Ödülü aldı!
Ronald Reagan'ın 22 danışmanı Mont Pelerin üyesiydi.
Şunu atlamayayım: Neo-liberalizm Clinton'dan Blair'e uzanan sosyal demokratların da yolu oldu. Amerikalı solcu neo-liberal akademisyenler “Yeni Cumhuriyet” adlı dergi çıkardı! Bu “yeni” kavramı Türkiye'ye nereden geldi sanıyorsunuz?
Keza:
Cemiyetin, 2011 İstanbul toplantısını FETÖ'nün organize etmesi şaşırtıcı mı?

Görünen şu

Sorumu unutmadım:
Faşistler, Türk-Müslümanlara neden düşman?
Dün, Sovyetler Birliği ile çarpışan Taliban'dan El Kaide'den memnundular.
Dün, BOP ve Ilımlı İslam Projesi'nden memnundular.
Ne oldu da değiştiler?
Sağ- sol neo-liberal iktidarlar, arkalarında büyük gelir adaletsizliği bırakarak çöküyor…
Bu çöküş, Batı'da faşist hareketleri güçlendiriyor.
Bu çöküş, Doğu'da (Hüsnü Mübarek'in uyguladığı neo-liberalizmle yoksullaştırdığı Mısır'da olduğu gibi) radikal İslamcı hareketleri güçlendiriyor.
Bu çöküş, Doğu'dan Batı'ya büyük göçlere neden oluyor.
Ve:
Çöküşteki neo-liberalizm, yarattığı iki “canavarı” birbirine düşürmeyi becerdi. Samuel P. Huntington'un Medeniyetler Çatışması” gibi yüzlerce algı operasyonu kitap-haber İslam'ı “barbar” ilan etti. Evet, yoksulları birbirine düşürmenin önce teorisi yapıldı; kanlı pratik sonradan geldi!
Dün Yahudi'yi varlığına düşman bilen faşiste, bugün Türk-Müslüman hedef yapıldı.
Dün Yahudi'yi yoksulluğunun sebebi bilen faşiste, bugün Türk-Müslüman hedef yapıldı.
Hangi dine mensup olursa olsun -Yeni Zelanda katliamını yapan faşist gibi- salt kültürel kodlarla hareket edenler, neo-liberalizmin ekonomi-politiğini kavrayamıyor.
Herkes Yeni Zelanda katliamını konuşuyor ama kimse; Başbakan David Lange'den Maliye Bakanı Ruth Richardson'a uzanan Mont Pelerin Cemiyeti üyelerinin 1984 yılı itibarıyla uyguladıkları neo-liberalizmin Yeni Zelanda'yı nereye sürüklediğini tartışmıyor.
Görünen:
Kapitalizm, krizini yine kan akıtarak çözme peşinde!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları