Top
Saygı öztürk

Saygı öztürk

saygi@sozcum.com

29/03/2020

Öldüren virüs değil!

Belediyelerle ilgili Salgınla mücadelede yerel yönetimlere büyük görev düşüyor. CHP'li büyükşehir belediyeleri, hükümetin aldığı kararların yerine getirilmesine tam destek veriyor, bir yandan da kendi üzerlerine düşenlerin daha ilerisini yapmaya, halka moral vermeye çalışıyorlar. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da pazartesi günü başlatacağı projeyle yine öncülük yapacak. 5393 sayılı Belediyeler Kanunu'nun 38. Maddesi'ne göre başkanının görevlerinden birisi, “Belde halkının; huzur, esenlik, SAĞLIK ve mutluluğu için gereken önlemleri almaktır” olarak belirtiliyor. Başkan, “Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanır.” “Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, ‘Hizmetin ivediliği' dikkate alınarak belirlenir.”

Koronavirüs ile mücadelede belediyelere önemli görevler düşüyor. Mücadelenin temeli temizlik ve beslenmedir. Temizlik için belli bir gelir düzeyinin altında olanlardan su parası alınmayabilir, temizlik ve gıda maddesi yardımı yapılabilir. 2 milyon abonesi bulunan, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na 8 milyon dolar yardımda bulunan, kendisini “hayırsever” ilan eden Mehmet Torun da yoksul halkın doğalgazını kesmese, borcunu ödeyemeyene destek olsa, olmasa bile yapılandırsa olmaz mı? Ama bunu yazdığım için Mehmet Bey yine küfrederse de şaşırmam!

BİLİM KURULU'NDA ONLAR YOK 

Adını sıkça duyduğumuz Bilim Kurulu, profesör doktorlar Ateş Kara, Levent Akın, Tevfik Özlü, Ayşegül Füsun Eyüboğlu, Recep Öztürk, Firdevs Aktaş, Serhat Ünal, Alpay Azap, Yeşim Taşova, Hasan Tezer, Şebnem Erdinç, Aydın Yılmaz, Rahmet Güner, Canan Ağalar, Müşerref Şule Akçay,  Akın Kaya, İlhami Çelik, Levent Yamanel, Zeliha Tufan Koçak, Serap Şimşek Yavuz, Mehmet Doğanay, Gülay Korukluoğlu, Selçuk Kılıç, Sağlık Bakanlığı'ndan doktorlar Ayla Aydın, Ali Göktepe ve Hukuk Müşaviri Cemil Güneş'ten oluşuyor.

“Bilim Kurulu üyeleri arasında ‘Bağışıklık uzmanı' yok. Yani virüs var, onunla savaşacak  sistem yok! Sanki bütün yıkımı virüs yapıyor, bağışıklık onu seyrediyor. Halbuki ‘Öldüren virüs değil, abartılı bağışıklık yanıtıdır.' Tedavinin başarısı da bu abartılı yanıtın baskılanmasına bağlı. Şu dönemde sıkça tartışılan sıtma ilacı, tosilizumab etken maddeli olan ve ithal edilen ilaç, hastalığın ağır seyretmesini önlüyor.” Bunları söyleyen Ankara'daki bir tıp fakültesinin immünoloji ve alerji hastalıkları bilim dalı başkanı. O şöyle devam etti:

“İLAÇLAR DA VAR”

“Aslında şu anda Türkiye'de olan ve hastalığın seyrini hafifletebilecek başka ilaçlar da var. Ancak bunları dile getiren ya da net bir şekilde ifade eden yok. Bilim Kurulu çok değerli ve iyi seçilmiş hocalardan oluşuyor. Korunma ile ilgili çok yerinde ve güzel şeyler söylüyorlar. Her ne kadar bağışıklıkla ilgili konularda söyledikleri güncel ve bilimsel olsa da bu kurulda temel bilimden, klinikten, bağışıkçı ve hatta farmakolog da bulunmalıydı.”

Bu konuları araştırırken, Sağlık Bakanlığı'nın bir yetkilisi, “Koronavirüsle ilgili farklı bir danışma kurulu oluşturuyoruz. Bunların arasında
sizin gündeme getirmek istediğiniz dallar da var”
dedi.

HEMŞİRELERİ DE UNUTMAYIN

Hastanelerin yükünü çekenler arasında hemşireler de var. 194 bin hemşire bulunuyor. 7 gün/24 saat hastalarla yakın temasta çalışan hemşirelerden, koronavirüsle temas halinde olanlar da risk altında. Doktorları riskten korumak için önlem alınırken,  hemşireler ve riskli bölümde görev yapan diğer sağlık personeli de unutulmamalı.

Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Sevilay Şenol Çelik, Bilim Kurulu'nda hemşirelerin temsilcisinin de bulunması gerektiğini belirtiyor. Sevilay Hanım, hemşirelerin sorunlarını bize şöyle anlatıyor:

 Koruyucu ekipmanlara ulaşmada sorun yaşanıyor ve pek çok kurumda sağlık çalışanları, bu ekipmanlara sayı ile yetersiz düzeyde ulaştırılıyor.

– Az sayıda hemşire ve uzun çalışma saatleri (örneğin, vaka sayısına bakılmaksızın sadece bir hemşirenin 24 saat görevlendirilmesi) ile hemşirelik hizmetleri yürütülüyor.

 Kliniklerde dinlenme üniteleri yok. Uzun saatler çalışmak durumunda olan sağlık çalışanları dikkat ve özenlerini sürdürebilecek fiziksel koşullara ulaşmakta zorlanıyor.

– Olası şüpheli vakalarla temas etmiş sağlık çalışanlarına test yaptırılmıyor. Bu, çalışanları kaygılandırıyor, diğer sağlık çalışanlarını ve mesai sonrasında ise evlerindeki yaşlıları enfekte etme korkusuyla baş başa bırakılıyor.

 Sağlık çalışanlarının endişe ve korkuları yönetmede faydalanabilecekleri psiko-sosyal destek hizmetleri mevcut değildir ve sağlık çalışanları bu zorlu süreçte desteksiz kalmamalı.

– Mevcut durum ve olası kötü senaryoları da içerecek şekilde, koruyucu ekipmanları sağlanmalı.

 Sağlık çalışanlarının yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayacak şekilde düzenleme yapılmalı. 

Daha neler neler…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp