Top
Saygı öztürk

Saygı öztürk

saygi@sozcum.com

29/02/2020

Kılıçdaroğlu’nun çöktüğü an

SÖZCÜ, acı haberi aldığında yanındaydı…

Her pazar 20.30'da KRT TV'de “Sisler Bulvarı” programını yapıyorum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yoğunluğu nedeniyle önceki gün “Sisler Bulvarı-Özel” programını yapmaya karar vermiştik. Kılıçdaroğlu'nun makamına gittiğimizde, Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, İletişim Koordinatörü Okan Konuralp, Basın Danışmanı Ömer Topsakal vardı. Yayının içeriğiyle ilgili tek kelime konuşmadık. Kılıçdaroğlu, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman'ın görevden alınışının haksızlığı, üzerinde durdu, sinirlendi, “Bunlarla bizi yıldıramazlar” dedi.

İDLİB DE GÜNDEMDEYDİ

İdlib, “gözlem noktaları”, askerimizin Suriye'de bulunmasının doğru olup olmadığına ilişkin tartışmalar da konularımız arasında olacaktı. Röportaj yaptığımız salonda, Kılıçdaroğlu, ben ve kameramanlardan başka kimse yoktu.

NE OLDUĞU BİLİNMİYORDU

Yayın saatimizin sonuna doğru İdlib'den kötü haberler gelmeye başlamıştı. Ama ne olduğunu bilmiyorduk. Yayınımız bittiğinde, İletişim Koordinatörü Konuralp, Kılıçdaroğlu'na yaklaştı, “İdlib'de askeri birliğimize saldırı olmuş. Çok sayıda şehidimiz olduğu söyleniyor. Sağlıklı bilgi almaya çalışıyoruz” derken, Özkan da sosyal medyada çok kötü haberler yer aldığını belirtti. Herkes bir yerleri arıyor, olayın içeriği hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu.

İLK BİLGİ HATAY BELEDİYE BAŞKANI'NDAN GELDi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İdlib'den gelen şehit haberini alınca yıkıldı. O anlar böyle görüntülendi.

Bizler de bu çabanın içine girdik. Hataylı bir arkadaşım yörede konuşulanları anlattı. Sesi üzgün, ağlamaklıydı. “Burada konuşulanlara göre en az 40-50 askerimiz şehit edilmiş” diyordu. Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, avukatımız İsmail Yılmaz da bilgiler alıyordu. Ancak resmi bir açıklama olmadan bu tür haberlerin yayımlanmasının büyük sıkıntılar yaratacağını da bildikleri için hep resmi açıklama yapılmasının beklenmesi gerektiğini söylüyorlardı. Herkes birbirine çok farklı bilgiler aktarıyordu. Kılıçdaroğlu, “Bana, Hatay Belediye Başkanımız Lütfü Bey'i bağlayın” dedi.

Başkan Lütfü Savaş'a, “Ne oluyor Lütfü Bey?” diye sordu. Şehit sayımızın 20'ye yakın olduğunu öğrendiğinde Kılıçdaroğlu, tam anlamıyla çökmüştü. Yüzünü kapattı, “Vah, vah.. Allah rahmet eylesin. Çok üzgünüm. Askerimizin Suriye'de ne işi vardı? Böyle olacağını bilmiyorlar mıydı?” diye söylendi. Kılıçdaroğlu'nun çöktüğü an, eski gazeteci olan avukatımız İsmail Yılmaz, fotoğrafı çekiyordu.

AYAKLI DİVAN

Kötü haber yayıldıkça, CHP'de de hareketlilik arttı. Genel Başkan yardımcıları, TBMM Grup başkanvekilleri, birer birer gelmeye başladı. Az sayıda kişinin katıldığı bu tür toplantılara “Ayaklı divan” deniliyordu. Ancak konu çok önemliydi ve o saatte MYK üyelerinin de Genel Merkez'e gelmesi istendi.

ŞEHİT ANNESİNİN SÖZLERİ

Yalova'ya kalabalık bir milletvekili grubu gidecekti. Böyle bir ortamda o ziyaretin yapılmaması o an kararlaştırıldı. Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel'in ardından, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz da gelmişti. Herkes bir yerleri arıyor, sağlıklı bilgiye ulaşmaya çalışıyordu. Bir gün önce bu odaya, oğlu İdlib'de bulunan bir anne gelmişti. Kılıçdaroğlu, annenin, “Çocuklarımızın hepsi orada şehit olacak. Çocuklarımız niçin orada Kemal Bey?” deyişini hatırlattı. O an, gelen annenin oğlunun da şehitler arasında olup olmadığı da merak edildi.

Kılıçdaroğlu, arkadaşlarından hiçbir medya kuruluşuna açıklama yapmamalarını rica etti. TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağırılması ve gizli oturum yapılması için TBMM Başkanlığı'na başvurulması da o gece MYK'da kararlaştırıldı.

BU OLACAK ŞEY Mİ FAHRETTİN BEY?

Sabaha kadar siyasi parti genel merkezlerinin ışığı sönmedi. Herkes “ne yapılmalı, ne yapmalıyız?” sorusuna cevap arıyordu. Biz de aman yanlış bir şey olmasın titizliğindeydik. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun gazete temsilcilerini olay hakkında bilgilendirmek için davet etti. Ama ayrıma başvurarak, bazı gazetelerin temsilcilerini bilgilendirme kapsamı dışında tutarak!.. Böyle bir olayda, böyle bir günde bu kadar ayrımcılık olacak şey mi Fahrettin Bey!.. Hiç değilse milli konularda ayrımcılık yapmayın. Vallahi yakışmıyor, billahi yakışmıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp