Top
Saygı öztürk

Saygı öztürk

saygi@sozcum.com

19/07/2019

Kılıçdaroğlu’nu linçten kurtaran genel müdür

Emniyeti, emniyetin içinden gelmiş, her kademesinde çalışmış Celal Uzunkaya yönetiyordu. 25 Temmuz 2018 tarihinde göreve başladı, bir yılını bile doldurmadan görevden alındı. Biraz geriye gidelim Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü, Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütürken gelen bir ihbar, açığa alınmalarına, yıllarca yargılanmalarına neden oldu. Uzun ve yorucu süreçten sonra Celal Bey, İzmir, Antalya emniyet müdürlükleri yaptı. Mesleğinin tam 43. yılında Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bir numarası olmuştu.
Hanefi Avcı, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü döneminde bir kitap yazdı. Kitabında, “Emniyet Teşkilatı bünyesinde cemaat yapılanmasının bulunduğunu, kadrolaşılarak bir suç örgütü oluşturulduğunu, hukuka aykırı eylem ve operasyon yapıldığı, bazı kişiler hakkında komplolar düzenlendiğini” çekinmeden, korkmadan yazdı.

“SENARİSTİ DE, REJİSÖRÜ DE AYNI”

O cezaevine gönderilirken Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri, Mülkiye müfettişleri Mustafa Yavuz, İlhami Doğan ve Polis Müfettişi Necat Özdemiroğlu, Avcı'nın kitabında öne sürdüğü konuları araştırmak-soruşturmakla görevlendirildi. İfadelere başvurulduğu 2011 yılının Mayıs ayında aralarında Ankara, İstanbul, İzmir emniyet müdürleri,  Emniyet genel müdür yardımcıları, 30'a yakın daire başkanının ifadesine başvuruldu. İfadelerinde sanki Emniyet'teki yapılanmayı ilk kez duyuyorlarmış gibi “Fethullahçı bir yapılanma olsa mutlaka duyardık” dediler.
İfadeleri alınan eski genel müdür yardımcıları Emin Arslan, Celal Uzunkaya, eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun farklı şeyler söylüyordu. Celal Uzunkaya Emniyet Teşkilatındaki yapıyı ifadesinde şöyle anlatıyordu:
“Benim kanaatim odur ki, bu yapının bazı mensupları gerek Emniyet teşkilatı ve gerekse diğer kurum ve kuruluşlarda kendilerine açıkça karşı çıkan ve engel oluşturan kişi ve unsurları bir takım metotlarla (isimsiz ihbar mektupları, hukuksuz iletişim dinlemeleri, özel hayatın gizliliğinin ifşası ve ticari ilişkileri vb. kullanarak) sindirmeye, yıldırmaya, itibarsızlaştırmaya ve yalnızlaştırmaya yönelik her türlü yol ve yöntemi denediği gibi kendi tasarruflarını ve taleplerini kabul ettirmede engel gördükleri kişileri de bertaraf etmede hiçbir beis görmemektedirler.
Ben de bu ifade ettiğim hedefler arasında görülmüş olacağım ki benimle ilişkilendirdikleri bir senaryoyu halk tabiriyle ‘bir taşla iki kuş vurarak' hayata geçirmişlerdir. Bizimle ilgili haberleri manşet yaptıranlar ile bu senaryonun yazarı, rejisörü, ışıkçısı, kameramanı ve yönetmeni hep aynı yapının mensubudurlar. Söz konusu cemaatin her bakanlıkta ve bakanlığın merkez ve taşra kuruluşlarında sıralı-sorumlu yöneticisi (şûra yöneticisi, şûra üyesi, imam ve benzeri) bulunmakta ve bu kişiler o kurumun veya en alt düzeyde de olsa birimin bir nevi ‘gölge müdürü, başkanı ve amiri gibi' davranmaktadırlar.”

O YAPIYLA MÜCADELE EDECEĞİM

17 Aralık 2009 yılında Celal Uzunkaya hakkında bir ihbar mektubuna dayanarak başlayan soruşturmanın konusu, bir haber elamanının Uzunkaya ve Mustafa Gülcü'nün adını kullanarak dolandırıcılık yaptığı iddiasıydı. 14 duruşma yapıldı. 2014 yılının Ocak ayında beraat etti. Uzunkaya, o süreçte yaşadığını şöyle anlatıyordu:
“Benim 4 yılımı zindan ettiler. Bu yıllardaki kaybımın maddi ve manevi karşılığı yoktur. Adalet dağıtılması gereken bu yerde gördük ki, kedinin fareyle oynandığı gibi bizimle oynanmış. Ama 4 yıl sonunda dağ fare doğurdu. Ama şimdi bizlere o kumpası kuranların, bir kısmı cezaevinde, bir kısmı kaçak olmasını bilmek, beni az da olsa rahatlatıyor. Ama ömrümün sonuna kadar bu yapıyla mücadele edeceğim.”
Genel müdür olarak mücadelesi bir yılını bile doldurmadan görevden alındığında bunu yadırgayan meslektaşlarına, “Beni buraya uygun gören makam her kim ise aynı şekilde almış olmasına saygı duyarım. Öyle takdir edilmiş. Hayırlı olsun” demekle yetindi.

LİNÇTEN KURTARDI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, şehit cenazesine katıldığı Çubuk'un Akkuzulu köyünde binden fazla kişi tarafından linç edilmek istendi. O görüntüler unutulmaz. Ama bir unutulmayan olay da, megafonu eline alan Genel Müdür Celal Uzunkaya'nın, eve girmek için uğraşan “gözü dönmüş” azgın kalabalığa hitaben, “Benim ve arkadaşlarımızı cesedini çiğnemeden o eve giremezsiniz” demesiydi. Kılıçdaroğlu'nu linçten kurtaran, kalabalığı bir anda yatıştıran o cümleydi.
Celal Beyin çabası açıkçası bazılarının hoşuna gitmedi. Saldırganların tutuklanmasına gerek bile duyulmadı. Celal Uzunkaya ile Emniyet buraya kadarmış. Önemli olan süre değil, olumlu iz bırakmaktı. Uzunkaya'da bunu fazlasıyla yaptı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp