Top
26/08/2019

245’inci kurban!

Emine Bulut cinayeti toplumun yüreğine kâbus gibi çöktü.
Günlerdir bu hunhar cinayet konuşuluyor.
Kadına şiddet eskiden de vardı ama bu boyutlarda değildi.
Kadın cinayetlerinin AKP döneminde patlaması düşündürücüdür.
Dünyayı güzel yapan kadındır. Kadınsız bir hayat asla düşünülemez!
Buna rağmen, ülkemizde kadın, erkeğin malı gibi görülür, ahlâksızca ezilir, dövülür, horlanır!
“Anamız, bacımız, eşimiz, sevgilimiz” derler, sonra da en aşağılık, en vahşi şiddeti onlara uygularlar!
Kadın cinayetleri ancak bizim gibi gelişmekte geri kalan ülkelerin hastalığıdır!
Kadın cinayetleri ile vicdanlar yaralı, kalpler kan ağlıyor ama ne fayda?
Bu yılın ilk 7 ayında tam 245 kadınımız, sevgili, nişanlı ve koca kurbanı oldu.
Sapıklar kadınları katlederken devlet nerede?
İktidara şunu hatırlatalım: Bir ülkenin geleceğini kadınlar belirler. Kadını yok sayan bir zihniyetin sonu hüsrandır, acı bir yıkımdır!

Ancak aptallarla ölüler fikir değiştiremez!
Rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel'in dillere dolanan “Dün dündür, bugün bugün!” sözü, insanların günün şartlarına göre fikir değiştirmelerinin doğal olduğunu anlatır!
Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren Ahmet Davutoğlu bir zamanlar AKP Genel Başkanı ve Başbakan idi.
İyi niyetliydi ama peş peşe birçok hata yaptı. Durup dururken Türkiye'yi bir gayya kuyusu (karmaşık işlemlerin döndüğü yer) olan Suriye bataklığına sokan iki sorumludan biri Davutoğlu'dur.
Suriye, Türkiye'nin karın ağrısı oldu. Şimdi, saplandığımız bu derin bataklıktan nasıl çıkacağımızı acı acı düşünüyoruz!
Davutoğlu artık fikirlerini değiştirmiş durumda… İktidarı sürekli eleştirdiği için AKP'nin hedefi haline geldi.

★★★

Başbakanlığı döneminde Davutoğlu'nu çok eleştirmiştim. O eleştirilerimde haklıydım. Ancak bugün Davutoğlu'nun tutumunu ve söylediği sözleri tutarlı buluyorum.
Yalnız ona bir tavsiyem var: İktidara “Defterleri açarım” mesajı verip de susması hiç doğru değil.
Onun, böyle tehdit savuracağı yerde, eteğindeki taşları dökmesi gerekir.
Gerçek ne ise bütün millet öğrenmeli!

★★★

Davutoğlu'nun şu sözlerine katılıyorum:
Akrabalar kayırılmasın!
Takiyye (düşüncelerini gizleme ve olduğundan farklı görünme) yapılmasın.
Düşünce özgürlüğü içinde herkes fikirlerini açıkça ifade edebilsin.
Ehliyet ve liyakat geriye atılmasın!
FETÖ taktikleriyle kimseye kumpas kurulmasın!
“Kriz yoktur” diyerek vatandaş aldatılmaya çalışılmasın!

Davutoğlu'nun son dönemde söylediği bu tür sözler AKP'lileri o kadar kızdırdı ki, şimdi, ona “hain” diyorlar.
Doğru konuşanları “hain” ilan etmek, AKP döneminin tipik bir hastalığıdır!

Akıncı'ya dur demeli!

Yunanistan, Ege Denizi'nde Türk adalarını bir bir işgal ederken, Kıbrıs'ta da işler pek iyi gitmiyor.
Gelen haberlere göre; Mustafa Akıncı, yeniden Cumhurbaşkanı seçilebilmek için örtülü ödenekten beslediği kendine yandaş medyada paralı anketler yayınlatarak algı operasyonları yapıyor. Kıbrıs halkı bunu yutar mı, bilemiyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin eski Maliye Bakanı Tansel Fikri:
“Lefkoşa Sarayönü Meydanı'nda iç kamuoyuna yönelik ateşli konuşmalar asla yeterli değildir. Maraş dahil, Rumlara ödenecek hiçbir toprak borcumuz da söz konusu değildir. Rumlar, Kıbrıs'ın yüzde 66'sını oluşturan Güney Kıbrıs'ta yarım yüzyıldan beri tüm haklarımızı ihlal ederek içte ve dışta saltanatını pervasızca sürdürmekte, bir yandan da yaygara etmektedir.
Türkiye de, KKTC de dış politikalarını ve mücadele yöntemlerini topyekûn gözden geçirmelidir!”

TEBESSÜM

Ulaşılamayan ciğer!

Aç bir tilki, bakmış ki çardaktan salkım salkım üzümler sarkıyor, imrenmiş, koparıp yemek istemiş, uzanmış, fakat…
Salkımlar yüksekte olduğu için yetişemeyince suratını buruşturup başını sallayarak:
“Bunlar zaten koruk, yenmez!” demiş.
Kedi, kasabın çengele astığı ciğere ulaşamayınca:
“Bunlar zaten mundar! Yenmez ki…” diye söylenmiş.
Kıssadan hisse: Birçok insan da böyledir. Bir şeye ulaşamadıkları vakit, kedi gibi, tilki gibi akılları sıra onu kötülerler!

GÜNÜN SÖZÜ

Başarı merdivenlerini elleriniz cebinizde olarak tırmanamazsınız!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp