Top
21/03/2019

Yiğitlik, mertlik nerede?

Ben son elli yıldır her seçimi takip ettim ve inanın ki, böyle çirkin bir seçim kampanyası görmedim.
Yalan iddialar, iftiralar gırla gidiyor!
Yiğitlik de kalmadı, mertlik de…
Kendi adıma ülkenin bu hale gelmesinden utanıyorum.
Seviyesiz kampanyayı kendilerine nasıl yakıştırabiliyorlar anlamıyorum.
Din ticareti yapıp insanları Allah ile aldatıyorlar!
Bu dünyaya boş verip öbür dünyada cennetler vadediyorlar!
Onlar için her şey mubah. Yeter ki, kaybetmesinler! Akla hayale gelmeyecek ifadelerle rakiplerini yıkmaya çalışıyorlar.
Anketler eksi sinyaller verdikçe hırçınlıkları daha da artıyor.
Ne yapacaklar? Rakipleri seçilse bile çalıştırmayacaklarmış!
Nasıl bir demokrasi anlayışıdır bu?
Fox TV'nin ilgiyle izlenen Çalar Saat programında İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayan CHP Ankara adayı Mansur Yavaş:
“Bana şunu yapmaya çalışıyorlar: Seçilse bile çalıştırmayız! Ama sokakta tamamen tersine döndü bu iş… 10 puandan fazla fark olacak, kazanacağım” diyerek noktayı koydu.

Sevgili okurlar… İzmir'de haftalık yayınlanan ekonomi gazetesi GÖZLEM'de müthiş bir haber gördüm.
Hem üzüldüm, hem acı acı güldüm…
Başarılı bir gazetecilik yapan GÖZLEM'in o haberinin yayınladığı nüsha bana bir hayli geç ulaşmış ama haber tazeliğini yitirmiş değil…

★★★

İlginç manşet şöyle:
“Ege'de İŞGAL EDİLEN TÜRK ADALARINDAKİ Yunan otelleri Türkiye'de pazarlanıyor!”
Vay canına! Nasıl bir iş bu? Gördünüz mü Vehbi'nin kerrakesini?
Peki, işgal edilen Türk adalarındaki Yunan otellerini pazarlayan kim dersiniz?
Okuyalım:

★★★

“19 otelden ikisinin rezervasyonlarının Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'un sahibi olduğu ETS Tur tarafından yapıldığı haberleri kamuoyunda tepki yarattı!
Tepkiler üzerine söz konusu oteller rezervasyon sisteminden kaldırıldı!”

★★★

Şirketin yöneticileri lütfedip kaldırmışlar! Yani olay ortaya çıkmasaydı işgal edilen Türk adalarındaki Yunan otellerini pazarlamaya devam edeceklerdi!
Hassas olmamız gereken bir konuda böyle patavatsızlık için “Ayıp” sözü çok azdır. Densizliktir bu! Affedilmez bir tutum ve affedilmez bir davranıştır!

Kuzey Kıbrıs'ı Rumların insafına terk etmeyelim!

Tansel Fikri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin eski Maliye Bakanı ve Londra Büyükelçisi'dir.
Büyük vatansever merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın en çok güvendiği bakanlardan biri olan Tansel Fikri, zaman zaman bana mesajlar göndererek Kıbrıs'taki durum hakkında bilgi verir.
Tansel Fikri, Kıbrıs'taki gidişatı beğenmiyor. Bunu gönderdiği mesajlardan anlıyorum. Kıbrıs'ta yurtsever insanlar bağımsızlıklarını korumak, “adil bir çözüme” kavuşmak isterken, bazıları maalesef Rumların egemenliğine girme eğiliminde…

★★★

Tansel Fikri'nin son yolladığı mektubu okuyalım:
“Ne yazık ki, siyasal yarış ve iktidar olma hırsı, Anavatan ile Yavruvatan'da zehirli boyutlar kazanırken, Rum-Yunan cephesi Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de stratejik zemin kazanmaya devam ediyor. Durum, Avrupa Birliği ittifakı çerçevesinde Türkiye'ye ve KKTC'ye meydan okuma noktasına varmıştır.
Kıbrıs'ta ne istediğimizi net ve kararlı bir şekilde dünya gündemine taşıyabilmeliyiz.
Bağımsız ve egemen iki devletli çözüm Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti meclislerinin ortak bir iradesine bir an önce dönüşmelidir.
Kıbrıs'ta devam eden kronikleşmiş etnik kavga 50 yıldır sayısız görüşme süreçlerini çöpe atmıştır. Siyasi partilerimiz daha kaç nesil insanlarımızın kalıcı huzur ve güvenliğini, mutluluğunu israf etmeyi göze alacaktır? Bunu cidden çok merak ediyorum!
Rumların insafına, onay ve icazetine endeksli bir geleceğe Meclis'lerimizden yükselecek HAYIR iradesi, 2004 yılında güçlü ve kararlı bir şekilde ortaya konulmalıydı…
İş işten geçmeden bu hedefe odaklanmalıyız.
Ege, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de kalıcı bir barış, tesis edilecek adil bir Türk – Yunan dengesine bağlıdır.”

TEBESSÜM

Sahte doları nasıl anladı?

Bir turist İstanbul'da bir markete girerek alışveriş yapmış, kasada oturan kıza “Türk param yok” diyerek çıkarıp 50 dolar vermiş.
Kasiyer kız, “Acaba sahte mi?” diyerek paranın orasına, burasına bakmış, karar veremeyince sırada bekleyen Temel'e:
“Beyefendi, bu para sahte mi, değil mii, bir de siz bakın lütfen” demiş.
Temel, 50 doları almış, bir altına, bir üstüne baktıktan sonra:
“Bu para sahte” demiş.
Kasanın çevresindekiler şaşırmış:
“Bu kadar çabuk nasıl anladın?”
Temel kasıla kasıla:
“Çok kolay” demiş “Bunun üstünde Atatürk resmi yok!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir siyaset adamını daha iyi tanımak için eline güç verin

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp