Top
19/12/2018

AKP’yi saran endişe!

Belediye seçimlerine 3 ay 12 gün kaldı.
Ülkedeki tablo ne?
İşsizlik zirvede: (Yüzde 11.4)
Bütçe açığı: (11 ayda 54,5 milyar lira)
Karşılıksız çek: (25 milyar TL)
Üretim azaldı: (Yüzde 57)
Beyaz eşya satışı düştü: (Yüzde 18)
Enflasyon bütçeleri tırmalıyor: (Yüzde 21,62)
İflasın eşiğindeki firmalar: O kadar çok ki, sayısı bilinmiyor!
Bu hoş bir tablo değil. İşçisinden çiftçisine, emeklisinden öğretim üyesine kadar dertli olmayan vatandaş kalmadı!
Dar gelirli yoksul kesim daha da ağlamaklı…
Böyle sıkıntılı bir atmosferde yerel seçimlere gidiyoruz. AKP'yi bir endişe sardı!
Araştırma şirketi sahibi Adil Gür, iktidar yanlısı söylemleriyle tanınır. Şirketinin yaptığı son araştırmayı açıklayan Adil Gür “Kazanan yüzde 47- 48'lik bir oyla kazanacak. Kaybeden de yüzde 46 – 47'lik bir oyla kaybedecek. Büyük şehirlerde yarım veya bir puanla seçim sonuçlarının değiştiğini göreceğiz” dedi.
Adil Gür bile bu seçimlere tereddütle bakıyor!
Şaibeli bir durum olmaması için muhalefetin sandıklara sahip çıkması gerekiyor!

r-t

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan miting meydanında toplanan kalabalığa hitap ederken öyle bağırıyordu ki, dinleyenler âdeta ürperiyordu. Çok sert sözler söylüyor ve diyordu ki:
“Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar, bu ne terbiyesizliktir ya… Bir tanesi televizyon ekranlarından, kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu bir tanesi çıkmış, portakal mıdır, mandalina mıdır, halkı sokağa davet ediyor. Ahlâksıza bak, ahlâksıza bak! Bu ne terbiyesizliktir? Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir. Ben buna inanıyorum.
Sen ne yapıyorsun? Burası Paris mi? Gezi olaylarında herkes dersini aldı.
Bu ülkede bundan sonra bu tür olaylara girişenler bunun bedelini ağır öderler!”

★★★

Cumhurbaşkanı'nın sözleri zehir zemberekti.
Hakaretse hakaret, tehditse tehdit! Her şey vardı bu cümlelerin içinde…
Kime söylüyordu bu sözleri? Kılıçdaroğlu'na mı?
Hayır! Bu defa Kılıçdaroğlu'nu pas geçmişti…
Fox TV'de haberleri sunan Fatih Portakal'a söylüyordu bunları…
Peki, Fatih Portakal'ın suçu neydi?
Zam haberlerini verirken “Hadi bakalım, doğalgaz zamlarını, diğer zamları protesto edin, kaç kişi sokağa çıkabilecek?” demişti.
Bu sözlerde kızacak ne var? Şiddete başvurmadan silahsız olmak şartıyla halkın zamları protesto etmek anayasal bir hakkı değil mi?
Yoksa bu hak anayasadan çıkartıldı da haberimiz mi yok?

★★★

Bir gazeteci zamları eleştirmeyecek de ne yapacak?
Zamlara alkış tutanlar yandaş ve yalaka gazetecilerdir. Gerçek gazeteciler böyle yapmaz. Fatih Portakal, ülkemizde az sayıda kalan düzgün gazetecilerden biridir. Onun her eleştirisinde buram buram vatan ve millet sevgisi kokar.
Cumhurbaşkanı'nın hakaret ederek onu hedef göstermesi doğru mudur?
Yoksa anayasada ve yasalarda “Herkes Cumhurbaşkanı gibi düşünmek zorundadır. Cumhurbaşkanı kendisi gibi düşünmeyenlere hakaret eder” diye mi yazıyor?
Aslında Fatih Portakal “Kaç kişi sokağa çıkabilecek?” sözü ile kimseyi davet etmedi, hiç kimsenin sokağa çıkmayacağını anlatmak istedi.
Çünkü, hak aramak için sokağa çıkanlar, polis tarafından biber gazı ve copla dağıtılıyor.
Kısa bir süre önce “Kadına şiddet” olaylarını protesto etmek için Beyoğlu'nda yürüyüş yapan kadınlar bile polisin sıktığı biber gazı ile perişan olmuşlardı!
Fox TV'de ilgiyle izlenen Fatih Portakal'ın tek hatası, ülkemizde “Basın hürriyeti ve ifade özgürlüğü” olduğunu sanmak gibi bir yanılgıya düşmesi!

Kış saati ve namaz saati

Yaz saati uygulamasının kışın da devam etmesinin sakıncalarını defalarca yazdım. Yetkililer aldırış etmedi. Bu konuda Avukat A. Erdem Akyüz'den bir mesaj aldım. Şöyle diyor:
“Kış saati uygulamasına geçilmediği için öğrenciler gecenin karanlığında kalkarak uykularını almadan okullarına gitmek zorunda kalıyor.
Diyanet İşleri ve İstanbul Müftülüğü sabah namazı vakitlerini değiştirip ileriye aldı. Müftülük kararın gerekçesinde “İleri saat uygulaması nedeniyle sabah namazına katılımda sıkıntı yaşayan kardeşlerimizin taleplerini yerine getirdik” diyor.
Aynı uygulamanın okul çağındaki, çocuklara ve gençlere yapılmaması düşündürücüdür.

TEBESSÜM

Vali paşanın hatırı!

Eski dönemde bir genç, yanında çalıştığı vali paşanın emri üzerine bir suçu üzerine almış…
Vali, genci kurtaracağına şeref sözü vermiş ama mahkemede iş ciddileşmiş ve delikanlı idama mahkûm edilmiş…
Zavallı genç asılmaya götürülürken yalvaran gözlerle valiye bakmış:
“Aman paşa hazretleri, hani kurtaracaktınız beni?”
Vali yumuşak, yatıştırıcı bir sesle:
“Aslan evladım” demiş “N'olur bir can için beni mahcup etme!”

GÜNÜN SÖZÜ

Okuyun! Dünyada hiçbir şey, iyi bir kitap kadar ders veremez!

rr-t
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp