Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

31/05/2023

Koltuk kolik olamaz “Ben Kemal gidiyorum” diyecektir!

Evet gördük, yaşadık: İktidar adayı devlet imkanlarını sonuna kadar kullandı. Halktan toplanan vergi paralarını akıtarak kendisini destekleyen bir tür siyasi sınıf yarattı. İftirayı, yalanı, iğvayı (kötülükle aldatma) çekiç yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun başına vurdu, onu geçti fakat oy dağılım haritasını değiştiremedi.

Büyük kentler!

Erdoğan'a dönmedi.

Sahiller!

Erdoğan'ı  desteklemedi.

Erdoğan'ı seçim zaferine taşıyan yine iç Anadolu kentleri ve Karadeniz sahil şehirleri oldu. 20 yıldır her seçimde bu tercih böyle devam ediyor.

Anadolu iktidarın.

Sahiller muhalefetin.

★★★

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, her önüne gelene “Senin de canın sağ olsun… Senin de istediğin olsun…” diyerek bol keseden verip bina ettiği seçim ittifakı modeli tutmadı. Masada yer alan partilerin ve onların liderlerinin ayrı ayrı gücü, arkalarına halkın feryadı boş tencereyi (yüksek hayat pahalılığını) almaları bile Anadolu'dan ve Karadeniz'den umulan oy desteğini getirmedi.

Gerçek gerçektir.

Masada toplanan, toplanıp dağılan, asansöre birlikte binen, birlikte inen lider görüntüleri, Anadolu ve Karadeniz seçmenini “inandırıp ikna” edemedi.

Güven de vermedi.

Doğu Anadolu'daki seçmenler de ikinci turda “pireye kızıp yorgan yakma” tutumunu aldı. Özetle; asansöre binip asansörden inerek hep bir ağızdan “tencereler boş- mutfak yanıyor” diye söylenmek değişimi getirmedi.

Niçin getiremedi?

Nerde eksik yapıldı?

Model niçin tutmadı?

★★★

Başta CHP ve diğer 5 parti, parti içi demokrasiyi çalıştırarak özeleştiri yapacaklardır. Yukarıda yazdığım soruların cevaplarını arayıp halka anlatacaklardır.

Su yolunu arıyor.

Su yolunu bulacaktır.

Suyun yolunu bulacağının kanıtı, delili, ispatı; sandıktan çıkan seçim sonuçlarının dağılımıdır. Sandık bize gelecek için umutlanacağımız bir sonuç sundu. Yuvarlayarak yazarsak oy dağılımı birbirine yakın çıktı.

Kazanan:

Yüzde 52.

Kaybeden:

Yüzde 48.

Kazanan ile kaybedenin oylarının böylesine birbirine yakın çıkması Türkiye'de halkın, “Tek Adamlığa- Otoriterliğe- Diktatörlüğe- Koltuk Kolik Olmaya- Koltuk Seviciliğine” iyi gözle bakmadığının en somut göstergesidir. Bütün gelişmiş demokrasilerde seçimlerde kazanan ile kaybeden birbirine yakın oy alıyor.

★★★

Eğer Türkiye'de halk, tek adamlığa, otoriterliğe, liderin koltuk seviciliğine, koltuk kolikliğe iyi gözle bakmış olsaydı; tüm otoriter ve diktatör ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de iktidar ittifakı adayının “yüzde 80- yüzde 90 oy alması” gerekirdi.

Sonucu iyi okuyalım.

Türkiye'de halk, partilerden ve liderlerinden gelişmiş demokrasi ölçüleri arıyor. Gelişmiş demokrasilerde parti lideri yaptığı strateji ve kurduğu model tutmaz da seçimi kaybederse bir son konuşma yapıp ayrılıyor. Yerini halkı ikna edip inandıracak genç birine bırakıyor.

Kılıçdaroğlu!

Seçimi kaybetti.

Bahane arayamaz.

Koltuk kolik olmaz.

“Ben başarısız bir lider olduğum için değil, seçimde halkı ikna edemediğim için koltuğumdan ayrılıyorum, ben demokrasi davamızın neferi olarak çalışmaya devam edeceğim” diyebilir.

Diyebilmeli…

Diyemezse…

“Diktatör Adam- Otoriter Adam” diye eleştirdiği liderden farkı kalmayacaktır.

★★★

İzliyoruz, okuyoruz, görüyoruz; ileri demokrasi çizgisine ulaşmış ülkelerin partilerinde liderlerin “koltuk kolikliğine” asla izin verilmiyor.

Asla geçit verilmiyor.

Asla göz yumulmuyor.

Seçimi kaybeden özeleştirisini yapıyor ve gidiyor. Koltuk seviciliğin ülkeyi her açıdan kısırlaştırdığını, eşitliğin önünü tıkadığını, daha iyilerin ortaya çıkmasına duvar olduğunu; “ülkeyi kendini yarı tanrı sanan liderlerin tapulu malı haline soktuğunu” biz zaten 21 yıldır gördük, görüyoruz.

Kılıçdaroğlu da gördü.

İleri demokrasi gereği “koltuk kolik” olmayacaktır; tahminime göre “Ben Kemal gidiyorum” diyecektir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp