Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

27/05/2019

Altın tepsiyi kırdı!

Hayat ona “altın bir tepsi” sunmuştu. Bulunmaz, ele zor geçen, çok az kişiye nasip olacak bir tepsi. Kendisinden öncekiler Mustafa Kemal Atatürk'ten başlayarak; 2002 yılına kadar Cumhurbakanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Diyanet İşleri Başkanları, ordu komutanları ve üniversiteler, yazarlar, düşünürler, sivil kurumlar, 90 yılda eksiğini, gediğini tamamladıkları “altın tepsiyi” ona teslim ettiler.
Eğme.
Bükme.
Kırma.
Hoyratça kullanma.
İşte kendisini ötekileştirilmiş hisseden halk da seni iktidara getirdi, bu altın tepsinin hakkını ver, halka hizmet edeceksen ve “Türkiye'yi de İslam dünyasınca örnek alınan ülke” olmakta daha ileri adımlar atacaksan bu “altın tepsiyi daha da parlat, bu sana yeter” dediler.
Başlangıçta “evet” dedi.
“Dindar Demokrat” olacağı, laik devlet çizgisini değiştirmeyeceği ve nasıl “Hıristiyan Demokrat olunmuşsa Müslüman Demokrat da olunacağı” umudunu verdi.
Sözünde durmadı.
Altın tepsiyi kırdı.

★★★

Önceki gün açılışına gittiği caminin kapısında yanına Diyanet İşleri Başkanı'nı da alarak, “Hırsızlar oyları çaldılar” dedi.
Hırsız varsa nerede?
Kim hırsıza göz yumdu?
Göz yuman varsa, nerede?
Kim hırsızı korudu?
Koruyan varsa nerede?
Kim hırsıza alet oldu?
Alet olan varsa nerede?
“Hırsızı ve onu koruyanı bulup çıkartması” için bütün devlet gücü elinde fakat bunu yapmıyor.
Kanıt sunması gerekir.
Kanıt yok.
Görüntü yok.
Çalıntı yok.
Örgütlü müdahale yok.
Ramazan günü, cami kapısı önünde, yanında Diyanet İşleri Başkanı var!
“Hırsızlık yaptılar” diyor.

★★★

Dini, Diyanet'i “hukukun önüne geçirince” sonuç ortada: ABD'nin George Washington Üniversitesi'nde ikisi de Müslüman olan iki akademisyen “İslami Endeks” hazırlıyorlar. Her yıl yeniliyorlar. Kuran'dan, ayetlerden, hadislerden, Hz. Muhammed'in yaşam biçiminden, İslam'ın üstün kabul ettiği ahlak ölçüleri ve değerli kabul ettiği toplumsal öğretilerden, İslam'da hukuk, insan hakkı, yolsuzluğun önlenmesi gibi kriterlerden bir endeks yapıyorlar. Bu endekse hangi İslam ülkesi ne kadar uyuyor diye bakıyorlar.
Şaşırıp kalıyorlar.
İlk 10'da yok.
İlk 20'de yok.
İlk 30'da yok.
Endekse giren 153 ülke içinde ilk 44'e giren tek bir İslam ülkesi yok.
Türkiye 95'inci sırada.
İlk on sırada: 1- Yeni Zelanda. 2- İsveç. 3- Hollanda. 4- İzlanda. 5- İsviçre. 6- İrlanda. 7- Danimarka. 8- Kanada. 9- Avusturalya. 10- Norveç olarak sıralanıyor.
Son sıralarda ise: 45- Birleşik Arap Emirlikleri. 46- Arnavutluk. 47- Malezya. 48- Katar. 64- Endonezya. 85- Suudi Arabistan. 95- Türkiye. 125- İran. 137- Mısır. 152 Sudan. 153- Yemen yer alıyor.

★★★

Türkiye!
Halkı Müslüman.
Devleti laik.
Yönetimi demokrasi.
Parmakla gösteriliyordu.
Bütün Orta Doğu'ya örnek.
Tüm İslam dünyasına ışık.
Türkiye, “laik-demokratik çizgisini” eğip bükmeden ve hukukun üstünlüğünden vazgeçmeden bu İslami endekste de birinci sırada olmalıydı. Ramazan gününde cami kapısı önünde, Diyanet Başkanı yanında, kanıt ortaya koymadan “hırsız var” diyerek dini siyaset alet edince Türkiye 95'inci sıraya ancak tutunabiliyor. Türkiye aynı endeksin ekonomi alt bölümünde 70'inci sırada, uluslararası ilişkilerde 148'inci sırada, insan hakları ve siyasi haklar sıralamasında 100'üncü sırada yer alabiliyor.
Tabloya bakan şaşıyor.
Görenin dili tutuluyor.
Altın tepsiyi kırdı!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp