Top
Mesut Parlak

Mesut Parlak

mesutparlak@sozcum.com

27/01/2022

Kazımayın hafızalardan ‘Malatya’mı…

Cumhuriyet'in aydınlık kenti Malatya'yı karanlığa mı gömmek istiyorsunuz? Geçmişte o kent yetiştirdiği devlet adamları, sanatçılar ve kültür insanları ile anılırdı. Bu insanlar o dönemin okullarında güçlü eğitim kadroları tarafından yetiştirildiler. Malatya Lisesi Sanat Okulu ve Ticaret Lisesi Türkiye'nin sayılı okulları arasında anılırdı. Şimdi gelin bugüne bakın, ne o güçlü eğitim kadroları ne de o okullar var. Kentin her açıdan nerelere evrildiği de belli değil.

Genç Cumhuriyet'in büyük eserlerinden “Malatya Mensucat Fabrikası”, “Tekel Tütün Fabrikası” için özelleştirme denildi ve rant uğruna satıldı. Mensucat fabrikası sadece bir fabrika değil, bir tür eğitim kurumu, bir ekoldü. Orada çalışan işçilerin çocukları, torunları tekstil sektöründe çığır açtılar ve büyük firmalar kurdular.

Fabrika içinde tramplemli olimpik yüzme havuzu, sinema, tiyatro salonları ve büyük bir futbol sahası vardı. Fabrika, havuz başı ve salonlarında görkemli Cumhuriyet Baloları yapılırdı. Yazın, havuz başında düğün törenleri olurdu. Fabrikanın tüm bu imkanlarından Malatya halkı yararlanabiliyordu. Orası kentin kültür hazinesi idi. Ne oldu? Üç paraya satıldı. Son dönemlerin modası AVM, otel ve rezidanslar…. Tekel sigara fabrikası da satıldı ve çarşı yapıldı.
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından hemşehrimiz İnönü'nün adını taşıyan İnönü Stadı geçiş dönemi Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat tarafından halkı mesajlarla davet ederek kazma küreklerle yıkıldı. Yetmedi stadın yanındaki Atatürk Kapalı Spor Salonu da yıkıldı.

Çünkü Cumhuriyet Kurucuları ATATÜRK ve İNÖNÜ adını taşıyan hiçbir eser kalmamalı idi.

Şimdi Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Gürkan.

Değerli Kardeşim Sayın Bahadır Altaş'ın Malatyahaber.com'daki makalesinden öğreniyorum ki ‘Genç Cumhuriyet'in eğitim anıtlarından eski adıyla sanat okulu da belediye meclis kararı ile, SİT alanı olmasına rağmen yıkılma kararı alınmış. Bu kararın alındığı meclis toplantısında Selahattin Gürkan Bey yokmuş !… Sanat okulu yıkılıp arazisi son dönemlerin modası “MİLLET BAHÇESİ” alanına katılacakmış”.

Sayın Gürkan, hayırlı uğurlu olsun. Ticaret Lisesi'ni de yıkmışsın. Hazır yıkmaya başlamışken, Kölük Anadolu Lisesi, halkevi ve benim de lisem olan şimdiki Milli Eğitim Müdürlüğü'nü de yık işlem tamamlansın.

Ulu Önder'in büyük devrimlerinden biri de tarım ve hayvancılığın kalkınması idi. Bu kalkınma hamlesinden Malatya'da nasibini almış, ziraat ve hayvancılığın kalkınması için “Sultan suyu harası” hizmete açılmıştı. Halkımız için tarım, hayvancılık konusunda bir tür eğitim verilen okul ve Türkiye'nin en değerli saf kan yarış atları orada yetiştiriliyordu. Bir tür ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ'nin küçük örneği gibi. Çiftlikteki taş binalar (yönetim binaları) alelacele ihale edilerek yıkıldı. Yangından mal kaçırılıyordu. Yandaşlara peşkeşler başlamıştı. Sayın Gürkan Başkan'a sordum, Çiftlikle ilgili söylentiler doğru mu diye. Sizin bilginiz var mı? Bakın neler oluyor arada? Orası Akçadağ Belediyesi'ne bağlı, dedi. Şimdi sanat okulunun yıkılması ile ilgili  soru sorulursa, ben o toplantıda yoktum mu diyecek?

Sayın Başkan; bir eğitimci olarak bu Meclis kararından vazgeçin ve okul binasını bir şekilde koruyun. Yine yapılmasını düşündüğünüz millet bahçesi içinde Sayın Bahadır Altaş'ın makalesinde de belirttiği gibi bu binalar Cumhuriyet'in anısı müze olsun. Bakın, siz yukarıya mesaj vermek için millet bahçesine çok özen gösteriyorsunuz da aman dikkat, Sayın Erdoğan bir toplantıda bu tür okulların artırılması ile ilgili net mesajlar verdi benden söylemesi…

Sayın Başkan, şehirlerin geçmişine dönük bir hafızası vardır. Şu an da kentte veya Malatyalı olup kent dışında yaşayan milyonların  hafızasına kayıtlıdır. İcraatlar yaparken bu hafızaya saygılı olmak gerek. Bu hafızaya saygılı olmazsanız kent dışında yaşayan hemşerilerle kentin organik bağlarını koparırsınız. Bir daha gelmezler. Çoğu hemşerilerimiz zaman zaman çocukları ve torunları ile doğdukları kenti ziyarete gelirler. Gelen bu hemşerilerimizin çocuklarına veya torunlarına işte ilk okulum işte lisem, sanat okulum, burası halkevi burada her türlü sanat ve kültür etkinlikleri yapardık diyebilsinler. Buralar Ulu Önder Atatürk ve Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı İnönü'nün yani genç Cumhuriyet'in eserleridir, dersiniz. Başka da çocukluk anılarımla ilgili göstereceğim çok yerler vardı ama kent yöneticileri olan amcalarınız zaman içinde bunları yıktılar der ve sorulardan kaçarsınız. Evet birkaç kuşağın hafızalarını son yirmi yılda gelen yöneticiler yok ettiler.

Kent Yöneticileri'nin, siyasi baskılar sonucu kentin geçmişi ile ilgili değerlere sahip çıkamaması gibi bir neden hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu veya buna benzer siyasi baskılar yapılıyorsa, yönetici kamuoyunun karşısına çıkar tüm detayları ile anlatırsınız. Böyle yaparsanız büyürsünüz. Sessiz kalırsanız tüm siyasi fatura size çıkacaktır.

Sayın Başkan, yıkılması için meclis kararı aldığınız Sanat Okulu'nun önemli bir özelliği de 1964 Kıbrıs Savaşı sırasında şehit Malatya'lı öğretmen Kemal Özalper adını taşımasıdır. Kemal Öğretmen uzun yıllar yıkılma kararı alınan bu sanat okulunda hizmet yapmış, Kıbrıs Savaşı sırasında (uzmanlığı nedeniyle) Kıbrıs'a tayin edilmiş ve orada şehit olmuştur.

Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken kentin sivil toplum örgütlerinin suskunluğunu da anlamakta zorlanıyorum. Hiç olmazsa yasal başvurularla, SİT alanında ki hukuk ihlaline karşı yasal yollara başvursaydınız. Siyasiler; Gri pasaport konusunda her gün ekranlarda boy kendinizi gösterip  kıyamet koparıyordunuz. Genç Cumhuriyet'in eserleri birer birer yıkılırken, yıkılmaya çalışılırken neredesiniz? Türkiye Cumhuriyeti ve CHP'nin de kurucuları ATATÜRK ve İNÖNÜ adını taşıyan bu miraslar bir bir yıkılıyor ve  ne acı ki sizlerde ses seda yok. Yoksa, size göre bu yıkımların siyasi getirisi mi yok?

Bu yazıyı yazarken, o sanat ve kültürün tavan yaptığı, eğitimin dillere destan olduğu, o aydınlık kentim, film şeridi gibi gözümün önünden geçti. İçim burkuldu o an ve bir şeye karar verdim. ”Malatya Malatya bulunmaz eşin, Gönülleri coşturur Ayla Güneşin türküsünü” de artık söylemeyeceğim.

SON SÖZ: Güç sadece fiziki kapasiteden değil, boyun eğmeyen iradeden gelir.  GANDHİ

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp