Top
10/03/2023

Gölge etmemesi bile çok değerli…

(Şimdilik) Ülkenin üçüncü büyük partisi (6 milyon) olan HDP’nin:

Dörtte biri kadar bile seçmeni olmayan:

DEVA, Gelecek Parti, SP ve DP’ye…

Ve seçmenlerine…

Nasıl saygı duyuluyorsa…

Ve…

Duyulmalıysa…

HDP’ye de en az o kadar:

Saygı duyulmalı…

O nedenle:

Akşener’in…

HDP’li seçmenleri incitecek açıklamalar yapması:

(Bence) Doğru değil…

Bir kez daha söyleyeyim:

Akşener:

“Ehem” ile “mühim” arasında karar vermeli…

Ehem olan hangisi?..

Totaliter rejimden kurtulmak mı?..

HDP’yi dışlamak mı?..

Akşener ve İYİ Parti’nin HDP ile mesafeli durma stratejileri…

Siyasi açıdan:

“Mühim” olabilir…

Bunu…

HDP yönetimi de…

Seçmenleri de anlayışla:

Karşılayacaklardır…

Ancak…

İttifak’ın 5 ortağı için ehem olan:

Totaliter rejimden kurtulmak iken…

Akşener’in AKP ve MHP ile aynı çizgide buluşması:

(Bence) Akılcı olmadığı gibi…

Siyasi etik açısından da:

Sorunlu…

Meral Hanım HDP’ye mesafeli olabilir…

Ama…

Diğer beş ortağının…

HDP’den gelecek önerileri masaya getirmesine:

Engel olamaz…

Olmamalı…

Seçmenine:

“Milliyetçilik” mesajı vermek de tabii hakkı…

Ama…

HDP nezdinde 6 milyon seçmeni incitme:

Lüksü de yok…

Hakkı da yok…

Meral Hanım:

2019 yerel yönetim seçimlerindeki başarıyı büyük çapta:

HDP’ye borçlu olduğunu unutmamalı…

Ortaklarına ve İttifak’a:

Gölge etmemeli…

Bu arada…

3 dönem milletvekilliğini yaptığı DYP’nin:

Kürt siyasi hareketiyle yaptığı kavga nedeniyle siyaset sahnesinden silindiğini de:

Aklından çıkarmamalı…

Utanmak

Deprem bölgesi susuzluktan kırılıyor…

Ve…

O bölgede…

Yüz binlerce kadın her ay:

Âdet görüyor…

Yani…

Hem bol suya

Hem pede ihtiyaçları var

Ama…

Bu sorunları çözmesi gereken Bakan ortalıkta yok…

Ne yani?..

Utanması da mı yok?..

Neden başarmıştı?

ABD’de özel sektör istihdamı şubat ayında, 242 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

Piyasa beklentisi:

Şubat ayında 200 bin kişilik artış olması yönündeydi…

ADP (Ulusal İstihdam Raporu) Baş Ekonomisti Nela Richardson, istihdam artışıyla ilgili şu yorumu yaptı:

“Bu, ekonomi ve çalışanlar için iyi ancak ücret artışları hala çok yüksek. Burada görülecek ılımlı yavaşlama kısa vadede enflasyonu düşürecek etki yaratmayabilir…”.

Anlaşılan o ki:

Richardson’a göre:

Enflasyon tehlikesi ehem…

Gelir dağılımında adaleti sağlamak ise:

“Mühim…”.

ABD kanaat önderlerinden biri olsaydım…

Richardson’a:

Demokrat Başkan Clinton döneminde (1993 Ocak -2001 Ocak):

Bireye ehem…

Ekonomiye mühim gözüyle bakıldığı için…

“Son 50 yılın en başarılı döneminin” yaşandığını…

Gerekçeleriyle…

Ve tabii ki…

Örnekleriyle:

Hatırlatırdım…

Yarı yarıya

,Epistemolojik dönüş yaşayan YTEM (Yeni Türkiye Ekonomi Modeli…).

5 yılda:

Kırmızı et tüketimini…

Yarı yarıya:

Azalttı…

Hiç mi vicdanınız yok

9 ay kadar önce Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesi halen:

Hazır değil…

Neden?..

Soruşturma savcısının gerekçesi çok absürt:

“Dijital belge çok fazla, dökümünün yapılması lazım…”.

Canlarım…

Savcı’nın savunması adalet sistemimizin nasıl çağın gerisinde kaldığının itirafı…

Çağdaş hukuk sisteminde:

Delilden zanlıya…

Çağdışı hukuk sisteminde ise:

Zanlıdan delile gidilir…

Bu gerekçeyi (Bahane) öne süren Savcı’ya soruyorum:

Bu sizin yaptığınızın ihtilalci Robespier mantığından farkı ne?..

Çağdaş hukukta:

“Haksız yere bir tek kişi tutuklu yargılanacağına, bin şüphelinin tutuksuz yargılanmasını tercih ederim…” vicdanı hakimdir…

Ama siz…

Elinizde delil yokken tutukladığınız gazetecileri…

Halen…

Delil üretemediğiniz için yargılamıyor…

Ve…

Haksız yere cezaevinde tutuyorsunuz?..

Sizin hiç mi vicdanınız yok?..

iki tür…

Ülkemizde son yıllarda gazeteciler ikiye ayrıldı:

Aklının ve vicdanının ortaklığında yol yürüyen gazeteciler…

Cebinin ve midesinin ardından giden gazeteciler…

Asıl tehlike ne?

Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, ABD’yi:

“Ya çatışmadan kaçının ya da tek kutupluluğu geri getirmenin imkânsız olduğunu hatırlayıp, çok kutuplu bir dünyayı kabul edin” diye uyardı…

Ben de dünkü yazılarımdan birini şöyle bitirmiştim:

“(Ekonomide) Mutlak doğru yok…

Ama benim doğrum şöyle:

Çin’le ticareti yeniden başlatmak…

Faizlere dokunmamak…”.

Canlarım…

Çok kutuplu dünya…

Ya da küreselleşme:

İnsanlığın geleceği…

Neo liberaller ise küreselleşmeyi…

Yani çok kutuplu dünyayı sadece:

Kendi çıkarları için istismar edince…

Zannedildi ki:

Asıl tehlike küreselleşme…

Hayır canlarım…

Asıl tehlike küreselleşme değil:

Yeniden tek kutuplu dünyaya dönüş…

Ve…

Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeleri:

Sömürmeye devam etmektir…

Peşine düşmek için

Avrupa tarzı karizmatik lider…

Seçmenlerine:

“Düşün peşime” diyecek kadar

özgüven sahibidir…

İslâm ülkelerinde ise liderler:

Şark tipi karizmaları olduğundan…

Popülisttirler…

O nedenle seçmenlere:

“Düşün peşime” diyemezler…

“Düşün önüme, ben arkanızdan gelirim” derler…

Cumhur İttifakı liderleri o nedenle Anketçilerden kılavuz tutuyor…

Neden?..

Seçmenin gittiği/gideceği yolu öğrenip:

Peşine düşmek için…

Neden mi?

Canlı olduğumuz için var olmuş değiliz…

Var olduğumuz için:

Canlıyız…

Vatanımız var diye:

“Yurttaş” olmadık…

Yurttaş bireyler olduğumuz için:

Vatan sahibi olduk…

Bakarsınız

Memleket Partisi’nde 12 Mart Pazar günü cumhurbaşkanı adaylığı için ön seçim yapılacakmış…

Bence…

Ersan Şen için büyük fırsat…

İYİ Parti olmadı

Bakarsınız:

Memleket Partisi olur…

Sarhoş muydun?

Çanakkale Milletvekili ve Meclis Grup Başkan Vekili Bülent Turan şöyle demişti:

“Kemal Kılıçdaroğlu 2023’te cumhurbaşkanı adayı olsun, ben de cumhurbaşkanlığına adayım…”. *

Kemal Bey cumhurbaşkanı adayı oldu…

Ama:

Bülent Turan:

“Adayımız Sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan” diyerek:

Sözünden caydı…

Böyle durumlarda Trakya’da şöyle denir:

“Sarhoştum aydım, sözümden caydım…”.

Söz verdiğinde…

Sarhoş muydun be hemşerim?..

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp