Top
19/03/2019

Çanakkale Zaferi’nden kanal seferine

Sevgili okurlarım, dün Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104. yıl dönümü idi. Bütün Türkiye'de törenlerle kutlandı.
Bizim genç kuşaklar Çanakkale'nin anlamını ve perde arkasını fazla bilmez. Şimdi o konuda çok özet bazı bilgiler vermeye çalışayım.
1914 yılı sonlarına doğru Birinci Dünya Savaşı başlamıştı. Bir tarafta İngiltere, Fransa, Rusya üçlüsü, öbür yanda Almanya, Avusturya, Osmanlı.
Osmanlı'nın savaşa girmesi gerçek bir maceradır. Akdeniz'de İngiliz donanmasından kaçan iki Alman zırhlısı, (Goeben ve Breslau) Çanakkale Boğazı'nda Osmanlı'ya sığındı. Alman amiral komutasındaki bu iki zırhlıyı, ısrarla istemelerine karşın ittifak devletlerine teslim etmedik…
Ve Alman amiral, günün birinde bu gemileri alıp Karadeniz'e açıldı, Rus limanlarını bombaladı, bazı gemileri batırdı.
Savaşa girmek bizim açımızdan artık kaçınılmaz olmuştu ve girdik.

★★★

Dünyanın en güçlüsü olan İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı'nı zorlamaya başladı ve hezimete uğradı.
Şimdi genel tabloya biraz bakalım:
-Aralık 1914. Rus ordusu Doğu sınırımızdan girip ilerlemeye başladı. Başkomutan vekili Enver Paşa'nın amacı Rus ordusuna bir kuşatma harekatı yapmaktı. Doğu Anadolu'nun korkunç kışında harekat başladı, Sarıkamış cephesinde en az 50 bin askerimiz bir tek kurşun bile atamadan, donarak şehit oldu.
Sonrasında kanlı savaşlar oldu, Ruslar; Erzurum, Erzincan, Trabzon dahil her yeri işgal etti.

★★★

Müttefikimiz Almanya'nın bizden çok önemli üç isteği vardı. İşin bu yönü de pek bilinmez:
-Doğu Anadolu'da sağlam durun, Rus ordusunun Batı cephesinde bize karşı asker göndermesini engelleyin. Almanya, bizi fedaisi olarak görüyordu.
-Çanakkale Boğazı'nı sağlam tutun ve müttefik donanmasının geçişini ne pahasına olursa olsun durdurun. Boğazlar düştüğü takdirde hem başkentiniz İstanbul işgal edilir, ama daha da önemlisi, Rusya'ya yardım göndermelerinin yolu açılmış olur.
-İngiliz ordusunun önemli bir bölümü Avrupa'da bizim cephemize Hindistan'dan sevk ediliyor. Siz eğer Süveyş kanalına bir harekat yapıp orasını ele geçirirseniz hem Mısır halkı İngilizlere karşı isyan eder, hem de kanaldan asker sevkiyatı durur!

★★★

Yani savaştaki maceramız ilk aşamada özetle şöyle:
-Aralık 1914. Sarıkamış hezimeti.
-Şubat 1915. Birinci kanal seferi ve yenilgimiz.
-Mart 1915. Çanakkale Deniz Zaferi.
Ancak Çanakkale olayı deniz zaferimizle bitmedi. Müttefikler hemen ardından karaya asker çıkardı ve kara savaşları başladı. Bir süre sonra onu da başaramayıp geri çekildiler.
En az 200 bin şehit verdik, memleketin en seçkin, en eğitilmiş kadrolarını savaşta yitirdik.
Yarbay Mustafa Kemal'in kendini gösterdiği ilk ve en önemli olay Çanakkale Savaşları'dır.

★★★

Sevgili okurlarım, yukarıda “Kanal seferinden” söz ettim. Bu olay bizim halkımız tarafından hemen hiç bilinmez.
Peki nedir bu, yine çok özetle anlatayım…
Şubat 1915
Osmanlı, müttefikimiz Almanya'nın baskısıyla inanılmaz bir hadiseye imza atar.
Suriye'den Süveyş Kanalı'na bir harekât düzenlenecek, yaklaşık 500 kilometrelik Tih Sahrası geçilecek ve kanalın karşı tarafında her türlü modern gereçlerle savunma önlemi almış olan İngiliz ordusuna darbe vurulacaktır!
Böylece kanal bizim elimize geçecek ve Hindistan'dan asker ve malzeme sevkiyatı kesilecek ve Almanya rahat bir nefes alacaktır!
Sefer kolunun komutanlığını 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa yapacaktır.
Çölü geçmek için binlerce deve gerekmektedir, binbir güçlükle onlar satın alınır.
Askerler ve kanalın karşısına onları taşıyacak küçük çıkarma tekneleri hazırlanır.
Ancak çölde su yoktur.
Toplar, küçük tekneler ve develerle birlikte maceramız başlar.
Yani işin en acı yanı kafilemizin su sorunudur.
Çöl ikliminde her asker ve subaya günde sadece bir matara su kullanma hakkı verilir.

★★★

Kanala yol yoktur! Kafilemiz ve binlerce hayvan çölde yürümeye başlar. Yaklaşık üç hafta sonra kanala varırlar.
İngilizler kanalı muhteşem bir biçimde tahkim etmiştir. Kanal boyunca bir zırhlı tren hattı, askeri birlikler, Nil Nehri'nden sağlanan arıtılmış temiz su, bol silah ve yiyecek…
Kanala ulaşan topçumuz plana göre geçen gemileri bombalayıp batıracak, kanal tıkanacak, Mehmetçik karşı sahile çıkıp Mısır'ın içlerine sokulacak, Mısır halkı İngilizlere karşı isyan edecek ve Almanya'nın isteği yerine getirilmiş olacaktır!

★★★

Karşı kıyıya yaklaşık 300 Mehmetçik ulaşmayı başarır ama karşı taraftan açılan ateşle hepsi şehit olur. Cemal Paşa bakar ki bu iş olmayacak, askere “Geri dönüyoruz” emrini verir… Ve 500 kilometrelik çölde aynı macera, başta susuzluk olmak üzere yeniden yaşanır.
Osmanlı hezimete uğramıştır.
Aradan bir yıl geçer. Almanlar yine bastırmaktadır:
“Bir sefer daha düzenleyin ve kanalı mutlaka ele geçirin!”
İkinci sefer 1916 yılında düzenlenir, sonuç yine aynıdır.

★★★

Osmanlı'nın düzenlediği iki adet kanal seferi rezaletinde yaklaşık üç bin askerimiz çöllerde şehit oldu.
Devletin ve milletin paraları da boş yere kumlara gömüldü.
Alman dostlarımızı (!) kırmamak için Süveyş Kanalı önünde akıl almaz bir maceraya girişmiştik.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümünde bu konuyu da çok özetle anlatayım dedim, bunları vurgulamak içimden geldi.
Bu memleket neler gördü neler!
Bütün şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp