Top
18/03/2023

Tarikat-cemaat desteği AKP’ye

SEVGİLİ okurlarım, seçimler yaklaştıkça daha nice ilginç olaylara tanıklık etmeye hazır olun.

Fitili henüz ateşlenmedi ama daha neler olacak neler.

Memleketin dört bir yanına çöreklenmiş olan tarikat ve cemaatler AKP'ye desteklerini açıklamaya başladı bile.

Bu kararlar açıktan olmasa bile el altından, fısıltı gazetesiyle ahaliye duyurulacak.

Mensupları kime oy vermeleri gerektiğini zaten biliyor.

Menzil tarikatına kısaca bakalım.

Bunların Türkiye'de iki ana üssü var.

Biri Adıyaman'da, öteki Eskişehir Sivrihisar'da.

★★★

Herkes iyi bilsin, oralarda kendileri için adeta ‘şehirler' kurmuş durumdalar…

Evleri, otelleri, mağazaları, bakkalları, fırınları, tatlıcıları, sağlık kuruluşları ve hatta küçük çapta AVM'leri bile var.

Buna camileri ve diğer ibadet yerlerini ekleyin.

Devletin götürmediği, ya da götüremediği bütün hizmetleri kendileri ayarlamış.

Dahası, okulları ve Kuran kursları var.

Din hizmetlerini kendi hocaları yerine getiriyor.

Mekanizma her yönüyle tıkır tıkır çalışıyor.

Adıyaman ve Sivrihisar üslerinde binlerce mürit yaşıyor.

Her açıdan dokunulmazlığı olan bu iki şeriat üssü, Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye'nin en acı gerçeklerinden biri.

Bunlar gibi başkaları da var ama gören yok!

★★★

Bir de adına Hüda-Par (Allah'ın partisi) denilen bir kuruluş var…

Sabıka defterleri epeyce kalabalık!

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları.

Defterlerde ve devletin kayıtlarında cinayetler yer alıyor.

Onlar da seçimde AKP'ye oy vereceklerini açıkladı.

Karşılıklı ziyaretler, övgü dolu sözler birbirini izledi.

Bir iktidar partisi düşünün ki bu gibilerden destek istiyor ve alıyor.

Fakat madalyonun öteki yüzüne baktığımızda, Recep Tayyip ve diğerlerinin başlarının üzerinde Atatürk'ün fotoğrafları asılı.

Nasıl bir çelişkidir!

★★★

Bu cemaat ve tarikatlar böylesine büyük paraları nereden ve nasıl buluyor?

Yanıtı bilinmeyen (!) en önemli soru işte budur.

Bilinmeyen diyorum ama aslında her şey biliniyor.

Din sömürüsü ve din ticaretinden.

Çarklarını sarıklı cüppeli müritlerden gelen paralarla döndürüyorlar.

Din ticareti bunların elindeki en önemli silahtır. O ticarete devletin hiçbir kurumu karışmaz.

Görmezden gelinir, seçim zamanı oyları cebe atılır.

★★★

Allah rahmet eylesin, bir zamanlar “ihtiyar dostum” Osman Bölükbaşı vardı. Bütün iktidarları parmağında oynatan sağ görüşlü bir parti lideri idi.

Partisi iktidar ortağı olur ama Bölükbaşı bakan olmayı reddederdi.

Demokrat Parti ve Adnan Menderes, Kırşehir'i tek nedenle ilçe yapmıştı. Cumhuriyet tarihindeki ilk ve tek ilçe yapma olayıdır.

Kırşehir seçimlerde Bölükbaşı'nı milletvekili seçip Meclis'e gönderirdi. Cezasını ilçe yapılarak ödedi. Yerine Nevşehir il yapıldı.

Rahmetli bir gün bana içini dökerken şöyle demişti:

“Hayatım boyunca bütün sektörleri tetkik ettim ve en büyük kazancın din ticaretinde, din sömürüsünde olduğunu gördüm. Bunlar Müslümanların sırtından vurgun vurur.”

Menzil, Hüda-Par ve ötekiler oylarını AKP'ye güle güle versinler!

Bu memlekette Mustafa Kemal Atatürk'ün aydın izinden sapmayı aklından bile geçirmeyen milyonlarca babayiğit insanımız olduğunu da hiç unutmasınlar.

Sevgili okurlarım, önümüzdeki günlerde ilginç bir olaya daha tanıklık etmek durumunda kalacağız… Çok basitçe anlatayım…

Anayasa ve yasalar uyarınca cumhurbaşkanlığına aday olabilmek için memleketin dört bir yanından 100 bin imza toplanması…

Partili ya da partisiz vatandaş ikamet ettiği yerdeki ilçe seçim kuruluna kimliği ile gidip o şahsın adaylığı için imza verecek.

Belki başkaları da bu sürece girecektir ama şimdilik iki isim kesinlikle geçiyor.

Muharrem İnce ve Doğu Perinçek.

Her ikisi de yasal olarak parti başkanı. Hepsi o kadar!

★★★

Bu iki partinin ve adaylığa soyunacak ötekilerin herhangi bir seçimde ne ağırlığı var, ne de kazanma olasılığı…

Sadece medyada isimleri biraz geçer, sonra unutulup giderler.

Hukuk düzeni onlara aday olabilmek için 100 bin imza toplama hakkı vermiş.

Varsayalım topladılar.

Ne değişecek?

100 bin imzanın arasına bazı ahbap çavuş ilişkileri girmişse hangi makam bunu ortaya çıkaracak?

YSK'mı?

Bunca işinin ve ağır görevlerinin arasında YSK bir de imza dedektifliğine mi soyunacak?

Bu 100 bin imza olayında önümüzdeki günlerde sanırım renkli sahnelere tanık olacağız!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp