Top
Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

yuksel.aytug@sabah.com.tr

19/03/2019

Cevabımızı Şafak Ayini’nde verelim

Yeni Zelanda saldırısı, üç beş hastalıklı fanatiğin doğaçlama giriştikleri bir eylem değil. Olayın içindeki kodlama, İslam âleminde giderek güçlenen Türkiye'nin ve mazlum Müslüman halkların yeni koruyucu lideri Başkan Erdoğan'ın hedef alındığını ayan beyan ortaya koyuyor. Dünyayı yeni bir Haçlı-Müslüman savaşına sürüklemek isteyen güçler, belli ki kendilerine yeni bir hedef ve amaç belirlemiş. Yine belli ki 'Ortadoğu'yu uyandıran' hiç kimseye tahammülleri yok. Eylem, aslında dünyanın öbür ucunda gibi görünse de asıl hedef Müslüman, Hristiyan ve Musevilerin yıllardır iç içe yaşadığı, dinler ve kültürlerin birbiri üzerine sarmalandığı Ortadoğu'yu karıştırmak, burada kaldıracakları toz toprak bulutunun ardına gizlenip hem siyasi amaçlarına ulaşmak, hem de bölgenin ekonomik zenginliklerinin üzerine oturmak. Cuma sabahı olayı duyar duymaz aklıma Avustralya ve Yeni Zelandalılar'ın her 25 Nisan'da Çanakkale'deki Anzak Koyu'nda düzenledikleri Şafak Ayini geldi. Ürperdim. Orası, bu organize planı genişletmek, ateşe benzin dökmek için ideal bir yer olabilirdi. Tabii ki koca Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili mercilerine akıl verecek değilim. Onlar zaten bunu düşünmüştür. Ama bu yıl güvenlik tedbirlerini üç katına çıkarmakta fayda var. Yoksa, Allah korusun.... Benim asıl diyeceğim, yazlarımı birlikte geçirdiğim o yörenin dünya iyisi, kadife yürekli, müşfik ve barışçıl insanlarına... Gelin bu yıl 'kriz' gibi algılanması muhtemel Şafak Ayini'ni 'barış için fırsata' çevirelim. Zira hepimiz biliyoruz ki, bu elim olayın kurbanlarından biri de Yeni Zelanda'dır. Yoksa orada yaşayan masum halkın da en az bizler kadar üzgün olduğundan adım gibi eminim. Öyleyse? 25 Nisan için ta oralardan kalkıp gelen 'eski düşman ve ezeli dostlarımızı' bu sene çok daha yürekten ağırlayalım. Onlara uzatacağımız zeytin dallarıyla bu büyük oyunu boşa çıkaralım. Onları camilerimizin avlularında, köy kahvelerimizin masalarında, hatta evlerimizin salonlarında misafir edelim. Bizim dedelerimiz değil miydi, Çanakkale Savaşı'nda onların yaralılarını omuzlayıp düşman siperine kadar taşıyan? Onların dedeleri değil miydi, iki saatlik ateşkes aralarında bizim siperlere konserve atan? Çanakkale, dünya üzerinde 'savaşın mağlup edildiği' tek savaştır. Bu büyük mirası koruyalım...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp