Top
Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

yuksel.aytug@sabah.com.tr

02/06/2023

Bu haritaya dikkat!

Atv'nin fenomen dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'ın bu haftaki bölümünde dikkatimi bir harita çekti. Cezayir'in yeni ofisindeki haritayı ilk kez görüyordum. Türkiye, Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri aynı renk (mavi) boyanmıştı.
Bunu "emperyal hayaller" olarak nitelemek büyük haksızlık olur. Zira bu artık bir hayali değil, dünyanın yeni kutbunu işaret ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında geçen ay düzenlenen Türk Cumhuriyetleri Toplantısı'nın batıda bu kadar büyük bir korku ve kaygı yaratmasının tek nedeni de işte bu yeni oluşumdu.



Ermenistan'ın şımarık saldırılarının can Azerbaycan'ın kahramanlığı ve Türkiye'nin desteğiyle sona erdirilmesi, Karabağ'ın zulümden kurtarılması, ardından yapılan yeni teknolojik işbirliği ve enerji anlaşmaları, Avrupa'nın doğusunda yeni bir etkin güç odağının oluşumunun müjdecisiydi.
Ben Bu Cihana Sığmazam da zaman zaman Türk cumhuriyetlerinin temsilcilerinin yer aldığı ve Cezayir'in başkanlık ettiği Beyler Divanı ile bu yeni dünya düzeninin altını çiziyordu. Son olarak bu gerçek, bir haritayla sabitlendi.
Ne mutlu "Türküm" diyene...
Diğer yandan dizide haftalardır merak edilen Kayıkçı, Cezayir'in can dostu olan ve Ateş tarafından öldürüldüğü bilinen Dumrul çıktı. Cezayir (iki kez), Ateş, Tatavlalı ve Dumrul... Ölüler bir bir canlanıyor. Birileri beddua etmiş olmalı ki, dizide kimse huzur içinde ölemiyor. İster misiniz, Gülendam Anne de haftaya "Nerede kalmıştık çocuklar?" diye çıkıp, geliversin?..

Şahane bir film
Seçim gerginliğinden kurtulduğumuza göre şimdi yeniden sanata, spora, doğaya ve hayatın bize sunduğu türlü güzelliğe odaklanma zamanıdır.
Sizlere ailece izleyebileceğiniz harika bir film tavsiye edeceğim. Biz okulların da tatil olmasını fırsat bilerek pazartesi günü hep beraber izledik ve bayıldık. Küçük Deniz Kızı bir Disney yapımı. Gerçeklik ile animasyonu muhteşem bir şekilde birleştiren harika bir fantastik öykü. Hem büyüklere hem de yanlarında getirecekleri çocuklarına hitap ediyor. Deniz altında gerçek karakterlerin saçları akıntıyla sürüklenirken nasıl konuştuklarına hâlâ aklım ermedi. Sahneler öyle gerçekçiydi ki, perdeyi bırakıp, ailece birbirimize baka kaldığımız anlar oldu.



Enfes mesajlar masalın içine öyle ustaca yerleştirilmiş ki, hepsini keyifle tüketiyorsunuz. Özgürlük, aşkın gücü, yaşam haklarına saygı, ırklar arası anlayış, hoşgörü ve doğa sevgisi insanların gözüne sokulmadan, kulaklarına bağırılmadan usul usul zihinlere zerk ediliyor adeta. Bu arada filmin orijinal şarkılarının tek kelimeyle kusursuz bir şekilde Türkçe'ye çevrilmesi ve harika seslendirilmesi de filmin kalitesini arttıran büyük bir etken. (Keşke final jeneriğinde o şarkıları seslendiren sanatçılarımızın da isimleri yer alsaydı.) Oyunculukları tarif edecek kelime bulmakta ise güçlük çekiyorum. Halle Bailey'in çocuksu, duru güzelliği, müthiş performansıyla birleşince adeta görsel şölene dönüşüyor. Deniz Cadısı Ursula'yı canlandıran Melissa McCarthy ise fantezi sinemasına "ıslak imzalı" belge sunmuş adeta. Ama en büyük sürprizi sona bıraktım. Javier Bardem'i tanıyın bakalım, tanıyabilirseniz...

Gaf'let kürsüsü
Şanlıurfa'da farklı partiye oy veren hemşire T.B.'ye aynı yerde çalışan aile hekimi İ.Ö. ve sağlık çalışanı eşi A.Ö. hakaret edip, "Seni burada çalıştırmayız" diyerek tehdit ettiler.

Zap'tiye
CHP Genel Merkez Binası'na balkon yapmayı unutmuş olabilirler mi acaba?

Ne demiş?
"Allah gecinden versin Uğur'un (Dündar) başına bir şey gelse, Allah ona da geçinden versin Müjdat Gezen onun balmumu heykelini karşısına oturtur programlara devam eder. Vallahi kimse anlamaz, iyi de reyting yaparlar." (Ertuğrul Özkök'ün yazısından)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp