Top
21/03/2023

Aklın alıyor mu?

Bu yazıyı daha önce yazacaktım. Ne ki birdenbire öyle bir ağrıya düçar oldum ki gün boyu yatağa hareketsiz yapıştım. Neyse, sağlık sorunlarıyla başınızı şişirmeyeyim. Çok şükür toparladım ama bu sefer de araya başka mevzular girdi, bugüne kadar erteledim.
Lakin okuduğunuz yazıya vesile olan şu söz hiç aklımdan çıkmadı: "15-16 Temmuz 2016'da Amerika bir darbe yapmaya kalktı. O darbe başarılı olsaydı Sayın Tayyip Erdoğan ile Doğu Perinçek'in mezarı komşu olacaktı..."
Bu sözleri Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek bir programda söyledi.
Malumunuz, başlangıcından beri siyasi mücadelesi Başkan Erdoğan ile taban tabana zıttır. Dünya görüşü bağlamında da bilimsel sosyalisttir.
Siyasi mücadele derseniz, mesela, Perinçek'in yandaşı olduğu 28 Şubat sürecinin en büyük mağdurlarından biri Erdoğan'dı. Okuduğu bir şiir yüzünden Pınarhisar Cezaevi'ne atılmıştı. Gelgelelim, Erdoğan'ın başbakanlık döneminde de Perinçek, Ergenekon kumpasıyla Silivri'yi boyladı.
Zaman akıp gitti ve birçok şey gibi "pozisyonlar" da değişti.
Sayın Perinçek'e sorarsanız, kendisinde değişen hiçbir şey yok; Başkan Erdoğan değişip kendi çizgilerine geldi.
Oysa Heraklitos'tan beri hatırı sayılır tüm düşünürlerin terennüm ettiği bir diskur vardır: "Değişmeyen bir şey var, değişmenin kendisi."
Değişime direnmenin sonu anakronizme saplanmaktır.
Fakat değişim ile başkalaşımı karıştırmamak icap eder. Kesintisiz devrimcilikten ve antiemperyalizmden sapmak başkalaşmaktır.



***

T. Dursun'un Kuran'a ve Hz. Peygamber'e düşmanlık yaptığı zırvalarına dün kucak açan Sayın Perinçek bugün "Medeniyet Devrimi / Hz. Muhammed" kitabını yazdı.
İstiklal Marşı'mızda geçen "ezan" ve "şehadet" kavramlarından açıkça rahatsızlık duyduğunu dillendiren 28 Şubatçı generallerden farklı olarak da bugün dine ve dindara son derece saygılı tavır almaya başladı.
Dahası...
Charlie Hebdo adlı paçavranın Hz. Peygamber'e iğrenç hakaretini kimi gevşek muhafazakârların "hoşgörüyle" karşıladığı ve mahut dergi için Davutoğlu'nun Paris'te yürüyüş yaptığı dönemde Doğu Perinçek, "İnsanlığın ve medeniyet devriminin lideri" dediği Hz. Peygamber'e saygının "geleceğin garantisi" olduğunu haykırmıştır.



***

Geçen haftaki o sözünü tekrar hatırlayalım: "15-16 Temmuz 2016'da Amerika bir darbe yapmaya kalktı. O darbe başarılı olsaydı Sayın Tayyip Erdoğan ile Doğu Perinçek'in mezarı komşu olacaktı..."
Demek ki, Amerika kimsenin dünya görüşüne, dinine, diline, mezhebine, meşrebine, partisine pırtısına bakmıyor.
Amerikan darbesine direniyor musun yoksa Amerika darbesinden "hizmet" veya "görev" mi bekliyorsun? Bakılan budur.
İmdi soralım: 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı Akşener nerede olacaktı?
Kuvvetle muhtemel "Başbakan" olacaktı. Zira, 15 Temmuz öncesi, ortada fol yok yumurta yokken "Yooo, ben başbakan olacağım..." demişti.
Ya dönemin Başbakan'ı Erdoğan'ın "Kardeşim" diyerek partisinin Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan ettiği Abdullah Gül nerede olacaktı? Başbakan yaptığı Davutoğlu peki? (Bakan yaptığı Babacan'ın darbe gecesi hangi ülkede neden bulunduğunu bilmiyoruz. Tüm bildiğimiz yurtdışında olduğundan ibaret.)
Canım arkadaşım rahmetli Ahmet Kekeç, "15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı bunlara hükümet kurduracaklar, ardından da Erdoğan'ın katillerinin cezasını bunların vermesini sağlayarak halkın gözünde kahraman olmalarını sağlayacaklardı..." derdi.
Pardon, Kılıçdaroğlu mu?
Bunlara kurduracakları "restorasyon hükümetinde" tatmin edici rol alacak, tiyatronun kralını sergileyecekti.
Bu öngörüleri aklınız almıyorsa, 15 Temmuz Amerikan darbesine koşulan FETÖ'nün bunları bu denli desteklemesini aklınız nasıl alıyor?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp