Top
Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

mevlut.tezel@sabah.com.tr

26/05/2023

Metin Akpınar’dan doğru analiz

Usta oyuncu Metin Akpınar, katıldığı bir yayında seçimlerle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
"11 ilde büyük bir yıkım oldu... Bunu onarabilecek, şehirleri tekrar ayağa kaldırabilecek kişinin Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin olduğu inancı oluştu. Bu da nasıl oluştu?
Yani 48 saat gecikme anlatılıyor ama neticede hemen başladı. Bırak o çadır, kan satılmayı falan onlar kenarda dursun. Hemen başladı... Millet İttifakı depremzedelere sadece vaat veriyordu. 'Ben para almayacağım' diyor ama öteki yapıyordu.
319 bin binayı da hemen teslim edecekti. Hatta köy evlerini bitirdiler, verdiler bile.
Deprem bölgesindeki seçmenlerin iktidara oy vermesi kaçınılmazdır ve bence normaldir."
"Seçmenin ideolojisini, kapasitesini, beyinsel birikimini, bilgi birikimini etkileyecek bir çalışma çok başarılı olamadı.
Olamayınca bu sefer gene lidere dönerek, lidere sığınarak, alışık olduğu 'baba' metaforuyla, babanın etrafından gitmek, babadan bir şey beklemek gibi bir yola girdi. Bunu da en net Recep Tayyip Erdoğan da görüyor...
Bükemediğin bileği öpeceksin.
Başka çare yok."



ÖRNEK MUHALİF
Akpınar, muhalefetin neden kaybettiğini güzel özetlemiş.
Eskinin muhalifleri, yeni nesil muhaliflere göre daha sağduyulu ve olgun hareket ediyorlar. Halkın seçimine saygılılar.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi biliyorlar.
İşte bu tavır muhalefeti ileriye götürür.
Şimdi yeni yetme muhalifler gibi algıyı gerçekmiş gibi göstermeye çalışmıyorlar.
Taraf tutmadan muhalif olmak büyük bir erdem. Bu erdemi de Akpınar gibi büyük ustalarda görüyoruz.



***


BOŞA GİTSİN!
The New York Times gazetesinde bizdeki Güzin Abla'nın benzeri 'The Ethicist' adlı köşeye bir okuyucu, "Kocam birinci sınıfta yolculuk ediyor, ben ekonomi sınıfında. Bu adil mi?" diye sormuş.
Mektubun özeti şöyle:
"Kocam seyahat etmeyi çok seviyor. Ancak çocuklarımızla birlikte seyahat ettiğimizde, kendisine birinci sınıf uçak bilet alıyor, bizi ise ekonomi ya da ekonomi plus'a oturtuyor.



Geçenlerde Paris'e yaptığımız bir gece uçuşunda da aynısı oldu. Tek başına birinci sınıfta uçmasının gerekçesi olarak maliyeti gösteriyor; ayrıca onunla birinci sınıfta seyahat etmem hâlinde çocuklarımızın (12 ve 16) kendilerini yalnız hissedebileceklerini söylüyor. Bunun adil olmadığını düşünüyorum..."
Ablam çok saf galiba.
ABD'li Güzin Abla okuyucuya birinci sınıfta sırayla oturmalarını önerdi. Bence kadının bundan sonra birinci sınıf uçması, kocasının da hayatının geri kalanında ekonomik bölümünde uçması daha adil olurdu.
Koca rahat yolculuklar yapıp, yiyip içecek ama karısı ekonomi bölümünde sıkış tepiş çocuklarıyla oturacak. Oh ne güzel dünya!
Aslında kadının akıl almasına da gerek yok. Direkt boşa gitsin!



***

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp