Top
Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

hasmet.babaoglu@sabah.com.tr

12/11/2018

Dünyanın neresindensiniz?

Şimdi iyice yaklaşın ve şu cümleleri dikkatle okuyun... 'Arapça ezan İslam dinimizin evrensel bir değeridir. Dünyanın neresinde okunursa okunsun, ezanın İslam'ın bir çağrısı olduğunu ifade eder.' Nasıl ecnebi bir ifade değil mi?.. Tartışmada 'Arapça ezan'ı savunuyor görünmesine ve 'dinimiz' demesine takılmayın... Konuya ne kadar 'uzak' olduğu besbelli. İtiraf edin... Okuduğunuz anda sanki İslamofobik bir dalgayı bastırmak için Birleşik Krallık Başbakanı veya ABD Dışişleri Bakanı veya AB Kültürel İlişkiler Komisyonu Başkanı konuşuyormuş gibi hissetmediniz mi? Oysa konuşan Kemal Bey.

***

Bir dakika! Bu 'ecnebiliğin' devamı var... Cümle şöyle: 'Dünyanın her yerinde ezana saygı gösterilir.' İnsanın 'peki, siz dünyanın neresindensiniz?' diye soracağı geliyor. Tabii bundan sonraki cümle de dinleyeni ilkokul çocuğu yerine koyuyor: 'Biz politikacılar ezan okunduğunda saygımızdan dolayı konuşmamızı keser ve ezanın bitmesini bekleriz.' CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu konuşmayı Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi'ye yapmış. Bunları dinlerken Selvi'nin yüzünde Kılıçdaroğlu adına mahcup bir tebessüm oluşmuş mudur, içinden 'niye siz söylemeseniz, kimse bilmeyecekmiş gibi garip garip konuşuyorsunuz' diye geçirmiş midir, bilemiyorum.

***

Kılıçdaroğlu'nun bu türden tuhaflıklarına alıştık. Mesele o değil! Mesele bu sözlerde gizlenen sosyal gerçek... Bu toplumun azımsanmayacak bir kesimi memleketine, kültürüne, geleneklerine, dinine ve imanına dair hiçbir şey öğrenmemiş, öğrenmeye de niyeti yok! Ama bu boşluğu (aslında bomboşluğu) gayet yapay, yabancı ve hatta aldatıcı bir 'saygı gösterisi'yle geçiştirmeye çalışıyor.

***

Arkasında kimler var? 'Türkçe ezan' nedeniyle Öztürk Yılmaz ile Kılıçdaroğlu arasında patlak veren kavgaya 'yesinler birbirlerini' mantığıyla bakmak, esası kaçırmak demektir. Öztürk Yılmaz belli ki, üzerinde özellikle durulması gereken bir fenomen. Fenomen tipler durup dururken ortaya çıkmazlar. Sadace onlara odaklanmak yanıltır. Dün Mahmut Övür ilginç noktaların altını çizmiş ve 'Yılmaz'ı kim CHP'ye soktu?' diye sormuş. Haklı soru. Belki en baştan; 'Yılmaz'ı Dışişleri'ne sokmak kimlerin işiydi?' sorusundan başlamak gerek.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp