Top
Funda Karayel

Funda Karayel

funda.karayel@sabah.com.tr

18/02/2023

Depremle beraber zirve yapan ırkçılığa kim dur diyecek?

Mültecilik bir tercih değildir, hiç kimse ölümden kaçmak için evini terk etmek zorunda kalmayı, başka ülkeye sığınmayı, gittiği o ülkede depremzede olmayı tercih etmez, öyle değil mi? Ülke olarak hepimiz zor günlerden geçiyorken neden bunları söylüyorum çünkü ırkçılık depremle beraber zirve yaptı. Depremden etkilenen 10 ilde neredeyse 2 milyon mülteci yaşıyor ve bu depremden onlar da etkilendi. Afetzedenin mültecisi, ötekileştirmesi olmaz. Sosyal medyada mültecilere karşı saldırı, suçlama, hedef gösterme gibi yöntemlerin dikkat çekmek ya da görünür olma çabası uğruna kullanıldığını görüyoruz ancak böyle bir acı yaşanırken her gün nefret saçmak insanlık ayıbıdır. Gündemi meşgul eden birçok yalan haber var, sosyal medyada bu haberlerin doğruluğundan emin olmadan bir kaos ortamı oluşturulup mülteciler hedefe konuluyor. Yağma haberleri örneğin... Bir kere herhangi bir insan dili, dini, ırkı ne olursa olsun bir suç işliyorsa hukuk karşısında hesabını versin. Burada konuşulması gereken suçtur, alınması gereken önlemlerdir, yani bir insanın ırkı değildir. Kötü niyetli insanın sebep olduğu olaylar yüzünden 2 milyon mülteciyi harcamak, aynı milletten olanların hepsini aşağılamak, hepsini potansiyel suçlu olarak görmek, sorunun insan haklarına aykırı yöntemlerle çözülmesini istemek düpedüz ırkçılıktır. Nerede bizim insanlık değerlerimiz, nerede vicdan? Hepimiz insanız, hepimiz biriz mesele tam da bu değil mi zaten, birlik, dayanışma bilinci ama lütfen ayrıştırmadan ötekileştirmeden...



AFETZEDENIN MÜLTECİSİ OLMAZ
Aynı durumda biz olsak kendinize nasıl davranılmasını isterdiniz? Bu perspektiften bakmayı acilen öğrenmemiz gerek. Göç Araştırmaları Derneği ve Mültecilerle Dayanışma Derneği Mülteci-Der deprem bölgesinde depremzede mültecilere tutumun endişe verici olduğunu söylüyor, hatta geçici barınma yerlerinde ve çadır bölgelerinde mülteciler istenmiyor, yardımlarda ayrımcılığa uğradıklarından bahsediyorlar. İhtiyaca erişim lütuf değil temel haktır. Mültecilere karşı bu öfke daha da büyümeden bence geç kalınmış bir göçmen politikasına ve ırkçılıkla mücadele programlarına ihtiyacımız var. Örneğin, İsveç, ırkçılıkla mücadele için Demokratik Haklar ve Özgürlükler İçin Eşitlik Ulusal Ajansı adlı bir kurum oluşturdu. Almanya'da, federal hükümet, ırkçılıkla mücadele için birçok program sunuyor. Amerika'da da öyle. Bunlar arasında, ırkçılıkla mücadele için eğitim programları, polis reformu ve adalet sistemini iyileştirme çalışmaları yer alıyor.
Bazı ülkeler, ırkçılığa karşı mücadele etmek için eğitim programları sunuyor, bu programlar, ırkçılığın zararları hakkında farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Bazı ülkeler, ırkçılıkla mücadele etmek için yasal düzenlemelerini de sürekli güncelliyor. Bu yasalar, ırkçılıkla ilgili suçların cezalarını artırabilir veya ırkçılıkla mücadele etmek için yeni cezalar getirebilir. Irkçılıkla mücadeleye gelmeden önce yolumuz uzun... Mültecilere karşı öfke büyümeden o kişilerin toplumla uyum sağlanabileceği eğitim sürecine ihtiyaç var. Dilerim yakın zamanda harekete geçer, bu durumun üstesinden gelebiliriz.



TIMES MEYDANI'NDA TÜRKİYE
Kıtalararası acımız hissediliyor, New York Başkonsolosluğumuzdan ülkemize gelen yardımlar göz dolduruyor. ABD çapında sivil toplum kuruluşlarından ve depremzedelere yardım eli uzatmak isteyen gönüllülerden alınan yardım malzemeleri, New York Başkonsolosluğu ile aynı binada bulunan Türkevi'nde toplandıktan sonra ülkemize Türk Hava Yolları'nın kargo uçaklarıyla getiriliyor.



New York Times Meydanı'nda da, bir dijital panoda asrın felaketi olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenleri anmak için çeşitli mesajlara yer verildi. "Türkiye'ye desteğiniz için teşekkür ederiz", "Umuda tutun", "Kahramanlar doğar " ve "Hüzün yüreklerimizi doldurdu" mesajları için biz de teşekkür ederiz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp