Top
04/02/2023

EYT’de Mağduriyet Giderilirken, Yeni Beklentiler Oluşmamalı

EYT düzenlemesi, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti. Önümüzdeki hafta Meclis Genel Kuruluna gelecek. Şubat ayı içinde yasalaştıktan sonra da emeklilik başvuruları başlayacak. İlk emeklilik ödemelerinin ise Şubat veya Mart'ta yapılmaya başlanması planlanıyor.

Daha önceki yazının da ifade ettiği gibi, EYT düzenlemesinin yeni mağduriyetler oluşmadan geçirilmesi önemli idi. Yeni EYT düzenlemesi de yaş şartı olmadan geçti. En büyük beklenti bu idi. Böylelikle 8 Eylül 1999 ve öncesi uzun dönemli sigorta girişi olanlar için emeklilikte herhangi bir yaş şartı uygulanmayacak.

Mevcut kademeli prim şartına ise müdahale edilmiyor. Stajların ve çıraklıkların da (tıpkı avukatlık stajına tanınan borçlanma hakkı gibi) borçlanma hakkı kapsamına alınması gibi yeni düzenlemelere de gidilmiyor. Ancak, toplam 5 milyon kişinin EYT düzenlemesinden yararlanması bekleniyor. Bu da kamu açısından çok ciddi bir özveri. 1999'daki düzenleme ile başlayan ve 2008'e kadar süren reformların oluşturduğu boşluklar dolmuş olacak. Mevcut sıkıntılı süreçte vatandaşa da büyük bir katkı sağlanmış olacak.

Mağduriyetler Giderildi
EYT düzenlemesi ile eski Türkiye'den kalan bir sorun daha çözülmüş olacak. 1999'daki koalisyon hükûmetinin oluşturduğu ve o dönemin düzenlemesi ile maç oynanırken değişen kuralların getirdiği mağduriyet giderilmiş olacak.

Düzenleme, bu yüzden, gerekli idi ve birinin bu konuya el atması gerekiyordu. Bu yüzden de bu girişim, bir seçim yatırımı değil, bir şekilde halledilmesi gereken uzun vadeli bir sorun idi. AK Parti ise proaktif hareket ederek, uzun soluklu bu mağduriyeti gidermiş olacak.

EYT düzenlemesi, her şeyden önce hukuki bir hak meselesi idi. Bunu erken emeklilik ile de karıştırmamak gerekiyor. 8 Eylül 1999'da, o dönem çalışanlar ile olan kontratın, çalışanlar ile hukukun tek taraflı olarak devlet tarafından değiştirilmesi söz konusu idi.

EPT (emeklilikte prime takılanlar), EGT (emeklilikte güne takılanlar) gibi yeni kampanyalar ve beklentiler ise doğru birer karşılaştırma değil. Geçmişten gelen hukuki boşlukların doldurulması ile mağduriyeti giderilen EYT'lilerin durumu farklıdır.

Bu eksiklik giderildikten sonra ise haksız kazanç sağlayacak yeni politikalara girişilmemesi gerekiyor. Şüphesiz, ihtiyacı olan herkese devlet elini uzatmalı; kimseyi muhtaç bırakmamalıdır. Ancak bunun yolu, sosyal güvenlik reformlarını delmekten geçmemelidir.

Yeni Beklentilere Kapı Aralanmamalı
1999 sonrası düzenlemelerden kalan son hukuki boşluk da bu yolla giderildikten sonra; bundan sonra artık yeni ek düzenlemelere, reformları delecek ekstra yeni emeklilik haklarına girmemek, sosyal güvenlik sisteminin yükünü 1990'lardaki gibi kaldırılmayacak seviyelere çekmemek gerekiyor.

Bu doğrultuda da zaman zaman gündeme gelen EYT'nin kapsamını genişletmek, tarihleri birkaç ay ileriye çekmek veya kademeli bir emeklilik sistemi düşünerek, 2000 sonrası sigortalı olanların da erken yaşta emekli olmasını sağlamak gibi farklı beklentilere kapıyı herhangi bir şekilde açmamak gerekiyor.

Nitekim, EYT sonrası sosyal güvenlik sisteminin (SGS) aktif/pasif oranının 1,5'in altına kadar düşebileceği değerlendiriliyor (mevcut durumda 1,95). Avrupa'da bu oran 4'e yaklaşırken, OECD ülkelerinde aynı oran 6'ya kadar çıkabilmektedir. Türkiye'de, SGS'ndeki aktif/pasif dengesi 1980'lerden itibaren bozulmaya başladı. 1990'lardaki popülist politikalar ise meseleyi içinden çıkılmaz boyutlara taşıdı.

Genç ve dinamik nüfus avantajı etkin kullanılarak, aktif/pasif oranının kısa vadede en azından 2'nin üzerine çıkarılması gerekiyor. Sürdürülebilir bir SGS için ise bu oranın 3-4 aralığına çıkarılması gerekiyor. Örneğin, emeklilik yaşının yükseltilmesi girişimlerinin sokak çatışmalarına neden olduğu Fransa'da dahi yaşlı bağımlılık oranları henüz yüzde 30'lu seviyelerdedir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp