Top
Ilker Birbil

Ilker Birbil

sibirbil@sabanciuniv.edu

27/06/2014

Bilimsel miras

Ali Nesin ile hiç tanışmadık. Denk gelmedik sanırım. Oysa uzaktan akrabayız. Ama bizimkisi akademik akrabalık. Daha açık söylemek gerekirse, o benim akademik kuzenim.

Kuzey Dakota Eyalet Üniversitesi'nde yürütülen harika bir çalışma var. İsmi “Matematik Soyağacı Projesi.” Bu projenin amacı, dünyadaki tüm matematikçileri, onların danışmanlarını ve öğrencilerini listelemek. Soyağacı da bu şekilde hazırlanıyor. Örneğin; Ali Nesin'in doktora tez danışmanı Prof. Macintyre, benim danışmanım ise Prof. Fang. Danışmanlarımızın danışmanlarına bakarak dört-beş nesil geriye gidince Prof. Moore çıkıyor karşımıza. Yani, Moore ikimizin de akademik dedesi.

Diyorum size; uzaktan kuzeniz biz.

MATEMATİK KÖYÜ

Ali Nesin'in Şirince'de yaptıklarını bilmeyen yoktur herhalde. En başta Matematik Köyü. Matematik ile ilgilenen öğrenciler ve gençler bu köyde toplanıyorlar. Bu arkadaşlardan herhangi bir karşılık beklenmiyor.

Dünyanın önde gelen bilim insanları köyü ziyaret ediyor. Gönüllü dersler veriyorlar. Üstelik sadece matematik konuşulmuyor. Felsefe, güzel sanatlar, sosyal bilimler konularında da seminerler oluyor. Pek çok arkadaşım ve öğrencim köye gitti. Ayrıca dışardan destek olanlarla konuştum. Köyden nasıl söz ettiklerini bir görseniz!

Gelin size çok taze bir hikâye anlatayım. İki ay önce bir konferansa katıldım. Eski bir öğrencimle karşılaştık. Şu anda Princeton Üniversitesi'nde doktorasını bitirmek üzere. Akademik yaşamdan, Türkiye'ye dönmekten bahsettik. Söz, Nesin Matematik Köyü'ne geldi. Birkaç yıl önce bir aylığına köye gittiğini, sonra çok sevip bir ay daha kaldığını gözleri parlayarak anlattı. Türkiye'ye dönerse orada ders vermek isteyeceğini, hatta benzer projelerin içinde yer almak istediğini söyledi. O söyledi, ben iç geçirdim. Biraz da kendime kızdım: “Sen ne duruyorsun be adam?”

PLANLAR

Hemen harekete geçiyorum. İlk fırsatta köyü ziyaret edeceğim. Başka planlarım da var. Ders notlarımı herkese açayım diyorum. Bu zaten en kolayı. Hatta video dersler bile hazırlayabilirim. Neden olmasın?

Şimdi düşündüm de bugüne kadar akademide yapılabilecek her türlü hatayı yapmış olmalıyım. Pek çok kez çuvalladım ya da toyluk ettim. Bir de zor yoldan öğrendiklerim var: ders vermek, proje başvurusu hazırlamak, araştırma yapmak ve tabii makale yazmak. Bu tecrübeleri bile yazsam, arkadan gelen arkadaşlara bir faydası olur belki.

Matematik Köyü insana böyle tesir ediyor işte. Orada yapılanların yanına yaklaşabilir miyim diye hayal kuruyorsun. Tüm bu çabaya değer mi peki? Şüphesiz! Düşünsenize Matematik Köyü bundan yıllarca sonra bile konuşulacak. Oradan yolu geçenler yine gözleri parlayarak köyü anlatacak, matematikçileri hatırlayacak. Tıpkı yüzlerce yıl geçmesine rağmen Euler, Lagrange, Poisson isimlerini unutmadığımız gibi. Bu arada üç isim de Ali Nesin ve benim büyük büyük dedelerimiz olur. Yanlış olmasın.

***
Radikal'de yazmak da, Radikal okuyucusu ile tanışmak da çok güzeldi. Zaman hızla geçti ve ben bir sürü şey öğrendim. Bir kere bilimi sevmek başka şey, popüler bilim yazısı yazmak başka şeymiş. Kolay bir iş değil. Hem de hiç. Öyle haftalar oldu ki koskoca bir konuyu, tek sayfaya sığdırmak için göbeğim çatladı. Bilim okuyucusu da pek titiz arkadaş! Canıma okudular resmen.

Şaka bir yana, sizlerin ilgisi olmasa kendimi yalnız hissederdim. Neticede yazı yazmak bir kuyuya taş atmaya benziyor. Kuyudan ses gelince bir tane daha atmak istiyor insan. Eksik olmayın. Ama şimdilik bana müsaade...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları