Top
Berrin Karakaş

Berrin Karakaş

karakasberrin@gmail.com

25/04/2013

Ağır cezalık kadınlar köyü

Çocukken zenginlerin bahçelerine bakar, hayal kurardım” diyor Gülşen Hanım, bahçesinden topladığı naneleri ayıklıyor sobanın başında. Tekel’den emekli olduktan sonra kocasıyla birlikte nihayet bir bahçe yapmış kendisine. Ha ağaçların dalları, ha kendi kolu bacağı… Bu yüzden istememiş gelsinler, portakalları kasalara doldurup satmaya götürsünler. Para girince işin içine kırılır dallar, nazik davranılmaz ağaca…
Burada, bu bahçede astımından eser yok Gülşen Hanım’ın, serin bir rüzgâr esiyor, portakal çiçekleri, yaseminler, papatyalar, güller, hepsi ayrı ayrı kokuyor kendi gölgelerinde. Yağmur sonrası güneş keyfine, köşedeki asmanın hikâyesine başlıyor Gülşen Hanım ışıltıyla; Fütuhat Teyze’nin hayat üzümleri…

İstanbul’daki evine bir gün, iki tenekeyle gelmiş Fütuhat Hanım. İki asma dikili içinde; Ankara’daki çocukluk bahçesinden. Doksanında gençliğinden kokular almaya, anılar hatırlamaya yerleştirmiş balkonuna iki fidanı. Fidanlar tenekede durmaz olup, Gülşen Hanım’ın da bahçesi olunca, o bahçeye emanet etmiş asmayı. Asma burada ilk üzümlerini verdiğinde, o ilk üzümlerden bir sepet hazırlanmış Fütuhat Teyze’ye. Ölmeden önce aldığı en güzel hediye: Bir sepet çavuşüzümü, çocukluk bahçesinden.

Çıralı’da beş küçük tahta konukevinden birinde Gülşen Hanım’ın, kimisi Yörük atalardan kalma, kimisi İstanbullardan kaçma bahçeleri düşünüyorum, kendi halinde küçük işletmeleri… Portakal ağaçlarına, Fütuhat Teyze’nin asma yapraklarına Çıralı’nın komşusu Tekirova düşüyor. Yüksek duvarlarla örülü düzenli bahçeler, ormanın içine kurulmuş kurumlu oteller; sanmıyorum ki duvarların ardında her ağacın, çiçeğin öyküsü ayrı olsun, bir anlatan bulunsun.

Bir zamanlar Tekirova da komşusu kadar hikâyeliydi, güzeldi… Manavgat’tan Kaş’a bu sahillerde tarımdan turizme geçildiğinden beridir, sabah sahildeki çay bahçesinde dinlediğim Çıralı Severler Derneği Başkanı’nın dediği gibi “Bu doğanın içinde şanslı insanlar, bir o kadar da şanssızlar, herkesin eli, gözü, üzerlerinde.”

Sanıyordum ki, bir tek tanrıların gözü vardır Çıralı’nın üzerinde. Burada kararları Olympos’a kurulmuş tanrılar alır. 1946’da tarım arazisi olarak belirlenmiş bu topraklarda oysa, 80’lerden beri mahkeme kararları geliyor kapılarına. Bu sahil 1800 dönümlük 22 delikli golf sahası olabilirdi, Ormanspor’a futbol sahası olup önce, sonra betonla kaplanabilirdi. Bu sebeplerle işte, vergi vermelerine rağmen yerlerinden edilmeye çalışılanlarla “Bu köyde herkes sabıkalı.” “Cami Derneği kuracaktık, onda bile sabıkasız insanı zor bulduk” deyip ekliyor Çıralı Severler Derneği Başkanı: “Ağır cezada yargılanan kadınlarla dolu bu köy…”

Çıralı’daki bahçelerin, küçük ağaç evlerin sahipleri, mayıs gibi yeni tebligatlar bekliyorlar. Geçen sene, yine mayısta, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı ekipler yıkım için, yıkıma itiraz edenlerle birlikte sahildeydi. Bu sene sohbetlere, bir de ‘2B fiyatları’ eklenmiş; dönümü 150- 250 milyona uzanan fiyatlarla ne yapabilecekleri... “Benim arazilere 50 milyon verseler satar giderim” diyor Yörük atalarının kökleri ‘mezarlıktaki andız ağaçları kadar eskiye, 1200 seneye uzanan’ Çıralı Severler Derneği Başkanı.

Muhtar ve arkadaşları masasından Olympos’a bakan masaya geçtiğimde, 27-28 Nisan’da İstanbul’da konferans verecek filozof Antonio Negri’nin Michael Hardt’la birlikte yazdıkları ‘İmparatorluk’ kitabı sonlanıyordu. ‘Ortak Zenginlik’te çokça bahsettikleri ‘çokluk’un İmparatorluğa karşı neler yapabileceğini anlatıyordu yazarlar. “Çokluk göçün olup olmayacağı, olacaksa nereye ve nasıl olacağına karar vermeye muktedir olmalıdır. Çokluk aynı şekilde yerinden kımıldamama ve bir yerlere göçmek yerine sürekli olarak bir yerde yaşama hakkına sahip olmalıdır.”

Not: Monokl’un, Bakırköy Belediyesi’nin katkılarıyla 27-28 Nisan tarihlerinde Antonio Negri’nin özel katılımıyla gerçekleşecek olan ‘Filozoflar İstanbul’da/ Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri’ başlıklı konferans bilgilerine http://ozgurluk.monokl.net adresine bakabilir ya da editor@monokl.net adresinden ulaşabilirsiniz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp