Top
21/03/2023

Kooperatif zamanı

YAŞAM DEVAM ETMELİ

Birkaç yazıdır yerel üretimin önemini yazıp çiziyorum. Bu deprem gibi her kriz döneminde anlıyoruz yerelin değerini. Zira böyle zamanlarda düzen bozulduğu için, her bölge kendi başının çaresine bakmak zorunda kalıyor. Tıpkı pandemide olduğu gibi. İşte o zaman da eğer ki yerelde kurumlar ve üretim sağlam değilse, gerileme başlıyor. Bugünlerde bunun en somut örneğini afet bölgesinde görüyoruz.

Bölgede toprağın verdikleri ve onların değerlendirilmesi, hayat kurtarıyor. Tam da bu yüzden bu şehirlerde üretimi ve yaşamı acilen devam ettirmek gerekiyor. Bunun yolu da ilk etapta kooperatifleri yaşatmaktan ve hatta geliştirmekten geçiyor.

Kooperatif zamanı

KADIN ÜRETİCİLER

Aslında kooperatif dediğiniz oluşum sadece üretimi sağlamıyor. O bölgedeki kültürel mirastan kadim öğretilere, devamlılığı sağlayan onlar. Hele ki kadınların örgütlendiği çatılar. Bu topraklardaki binlerce yıllık yaşam döngüsünün en önemli kahramanları onlar. Zira bu bölgede çevreyle, kültürle ilgili her şeyin başı kadın: Kilimi dokurken, ninnisini söylerken, tohumu ekerken tarihi o sürdürüyor.

Dolayısıyla kadınlar bölgenin üretim alanındaki zenginliklerini, geçmişten gelen bilgilerle harmanlayıp üreticiye sunuyorlar. Böylelikle toplumun devamlılığını sağlıyorlar.

HIZLA GÜÇLENİYOR

Bir önceki yazımda 25 yıllık bir sivil toplum kuruluşu olan Habitat Derneği’nin bugünlerde bölgedeki kadın kooperatiflerini geliştirmek için kolları sıvadığını yazmıştım ki dernek bu çabayı bir küsur yıldır veriyor.

Visa ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile birlikte yürüttüğü “Emekten Sepete Kadın Kooperatiflerini Destekleme Programı” 14 kadın kooperatifini bir süredir destekliyor. Bu kapsamda; verilen finansal desteğin yanında; asıl olarak online ticaret, dijital satış ve web sitesi altyapısı konularında eğitim veriyorlar. Bu sayede de bu kooperatiflerin kapasitelerini muazzam arttırmışlar. Neredeyse hepsi ulusal ve uluslararası satışlara başlamış. Düşünün ki; bu program sayesinde kadın kooperatiflerin satışlarında yüzde 86 artış olmuş. Yüzde 93’ü yeni işbirlikleri gerçekleştirmiş. Türkiye’nin dört bir yanından kadınların katıldığı programda, yatırılan her 1 TL karşısında 2 TL’den fazla sosyal fayda sağlanmış. Önümüzdeki sene ise programa 12 yeni kadın kooperatifi daha katılacak. Asıl amaç ise bu kooperatiflerin ayrı ayrı satış yapmasından ziyade, birbirleriyle işbirlikleri geliştirerek daha da büyüyüp yayılmaları. Bölgelerindeki kadınlar için çekim merkezi yaratmaları.

DEVLET DESTEĞİNİN ROLÜ BÜYÜK

Bugün Türkiye’de 950’ye yakın kadın kooperatifi var. Her bölgeden neredeyse eşit dağılımla diyebiliriz. Bunun arkasında elbette Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın uzun yıllardır verdikleri istikrarlı desteğin rolü büyük. Mesela Tarım Bakanlığı ve Aile Bakanlığı bir yıldır ‘Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi’ projesini yürütüyorlar.

Tam 5 bin kadına ve 3 bin erkeğe bu kapsamda eğitim verilmiş. Markalaşma, sosyal güvenlik, kooperatifçilik hukuku gibi sayısız konuda eğitim modülleri 30 ilde bitirilmiş. Erkeklere verilen eğitim ise kadınların kooperatiflere katılımını kabullenmelerine yönelik… Ticaret Bakanlığı da ‘Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı’ kapsamında kadınlardan oluşan ve kadın emeğini değerlendiren kooperatiflere 3 yıldır hibe desteğinde bulunuyor.

Kooperatif zamanı

ERKEKLERİ İKNA

Kadın kooperatiflerinin oluşmasında ve gelişmesinde ortaya çıkan en büyük sorun ise erkeklerin bakış açısı. Çoğu kadın bu kooperatiflere girebilmek için ailesindeki erkeklerden izin almak zorunda kalıyor. Dolayısıyla kadınların eşit fırsatlara ve imkanlara erişimi, iş hayatına ve topluma dahli için yani kısacası toplumsal cinsiyet eşitliği için bu kooperatifler büyük rol oynuyor.

Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, “Kadın istihdamının sürdürülebilir büyüme ve ekonomik kalkınma için ne kadar kıymetli olduğunun farkındayız” diyor. Kooperatiflerin Türkiye’de kadınların ekonomiye düşük katılım oranına çözüm bulmak için en önemli fırsat olduğunu söylüyor.

*****

Bu süreç yerel üretimi, ama özellikle bunu ayakta tutan kadın üreticileri ve onların örgütlenmesini öne çıkarıyor. Kadın olmadan ne yerel ne ulusal kalkınma oluyor. Şimdi acilen kadın emeğini güçlendirme vakti.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp