Top
20/03/2023

Sanırım Malthus’un dediğine geldik!

Kanada’nın 2016’da çıkardığı yasa, “Yakın bir gelecekte ölmesi öngörülen ya da ciddi ve geri döndürülemeyecek hastalıkları olan bireyler için ötanazi hakkı” öngörüyor. Yasanın ilk yılında bin hasta ötanazi hakkını kullandı. 2021’de bu sayı 10 bine kadar çıktı. Kanada’daki ölümlerin yüzde 3.3’ü ötanazi kaynaklı oldu.

Bu durum ülkede ve dünyada büyük tepkilere yol açtı. Geçen yıl yasada bir değişiklik yapıldı ve ötanazide ‘ölümcül hastalık’ şartı kaldırıldı. Bu değişiklikle birlikte tartışmalar daha da alevlendi. Bugün birçok ötanazi başvurusu, yetkili organlar tarafından kolaylıkla kabul ediliyor. 2017’de yapılan bir araştırma, ötanazinin ülkenin kamusal sağlık harcamalarında 34.7 milyon dolar ila 138.8 milyon dolar arasında tasarruf sağlayacağını öngörüyor.

***

Kanada’nın çıkardığı bu yasa, Thomas Robert Malthus’un teorisini aklıma getirdi. Malthus, 1766-1834 yılları arasında yaşamış İngiliz bir İktisatçı. 1798’de “Nüfus İlkesi Üzerine Bir Deneme” adlı eserini yayımladı.

Malthus, nüfus artışının ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkileyeceğini; gıda arzının insan nüfusunun büyümesine ayak uyduramayacağını, sürecin hastalık, salgın, kıtlık, savaş ve felaketle sonuçlandığını savunuyordu. Malthus’a göre uygun şartlarda herhangi bir kısıtlayıcı faktör yoksa, popülasyon geometrik dizi biçiminde artarken, besin maddeleri de aritmetik dizi biçiminde artıyordu. Yüzyıl sonunda besin maddeleri üretimi beş kat artarken, dünya nüfusu tam 16 kat artacaktır.

Doğadaki bu fark, popülasyonda bazı bireylerin ölümüne neden olacak ve böylelikle doğal denge sağlanmış olacaktır. Malthus geç evlenmek, az sayıda çocuk sahibi olmak vb. hareketlerin teşvik edilmesi gerektiğini savundu. Malthus’a göre toplumsal sefaletin en büyük nedeni alt sınıflardır. Bu tür bir nüfus planlaması, üst sınıflardan ziyade alt sınıflara uygulanmalıdır. Malthus, fakir halk kitlelerine yapılan kamusal yardım programlarına da karşı çıkıyordu.

***

Teknolojik gelişmeler ve yaşam koşullarındaki iyileşmeler, Malthus’un teorisinin zamanla gözden düşmesine neden oldu. Bilimsel araştırmalar, tarım teknolojilerindeki gelişmeler, genetik modifikasyonlar gıda üretiminin artmasını sağladı. Ancak bu süreçte bazı sorunlarla da karşılaştık; dünyanın yapısını bozduk, çevreyi kirlettik, gıdaların yapısını değiştirdik, gelecek kuşakların yaşam koşullarını zorlaştırdık vb.

Şimdi yanıtlamamız gereken soru şu: Gıda üretiminin nüfus sayısını aşması ile cesaretlenmeli miyiz yoksa doğaya verdiğimiz zarardan dolayı endişelenmeli miyiz? Hiçbir büyüme sonsuza kadar devam edemez, sonunda duvara toslama ihtimalimiz oldukça yüksek.

Malthus, üretim kaynaklarının kullanımında nüfus artışına bağlı olarak kıtlıkların olacağını, savaşların ortaya çıkacağını ve bu vesile ile doğal dengenin sağlanacağını söylemişti. Malthus’a göre en güçlü, dayanıklı veya bağışık olanlar ayakta kalacak, diğerleri elenecektir.

Kanada örneği, Malthus’un iki yüz yıl önce ileri sürdüğü kehanetlerin günümüzde doğrulandığını gösteriyor...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp