Öyleleri var ki, onlara, rüyalarında bile göremeyecekleri mevkiler sunuluyor. Büyük sözler veriliyor.
- Ne biçim seçim bu? Bol keseden milletvekillikleri ve olmayan bakanlıklar dağıtılıyor.
- Yeter ki bizim gruba gel.
*
Adamlar, kendilerini öyle bir satıyorlar ki, teklifleri beğenmiyorlar. Az buluyorlar. Zannediyorlar ki bu hayat hep böyle devam edecek. Ne münasebet... 15 Mayıs sabahı kalkıp bir bakacaklar ki, hepsi hayalmiş meğer.
*
İşin hazin tarafı... Sistem tanınmaz haldedir. Siyaset dejenere edilmiştir. İttifaklar, mahalle rekabetine dönüşmüştür. Dolayısıyla da parti kurmak adeta parti vurmak gibi bir şey olmuştur.
*
Ortada siyasi bir mücadele yok, siyasi bir ilke de yok. Sadece iktidar savaşı var. O da nefret’le bezenmiş. Öyle ki galip gelsen de nefret, mağlup olsan da nefret.
*
Müziksiz seçim kampanyaları, depremzedelere saygıdır ama siyasetin bu hale gelmesi o saygıya gölge düşürmektedir.