Top
Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

21/03/2019

ABD’den PKK’ya teknolojik kalkan

PKK eşittir PYD eşittir YPG... Aslında bunu en iyi bilen de ABD ama o sadece PKK’ya terör örgütü diyor, diğerlerini ise farklıymış gibi yutturmaya çalışarak silahlandırdı, silahlandırıyor. Kaldı ki son olarak 20 gün önce yinelediği “PKK 20 yıldan fazladır terör örgütü listesinde ve kalmayı sürdürecek” açıklaması da bildik hikâye. Çünkü geçmişte de PKK’ya verdiği destekler ve teröristlere nasıl kol, kanat gerdiği de örnekleriyle malum. Yani ABD terör örgütüne gizli ya da dolambaçlı desteğini artık yektene dönüştürmüş durumda. Dahası, bu destek sadece silah ve mühimmat değil korunma amaçlı bazı teknolojik olanaklar da içeriyor. Örneğin, daha önceleri de PKK’nın Bulgaristan’dan alacağı konuşulan, şimdilerde de yine depreşen düzenli orduların kullandığı son teknoloji elektronik sinyal kesiciler (jammer) edinmesi gibi. Gelinen bu durumu emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu’na sordum. Öncelikle bunun ABD’nin gölgesine sığınan PKK/PYD’nin düzenli ordu hayalinin yeni bir aşaması olduğuna dikkat çeken Babüroğlu’nun yanıtı şuydu:

“PKK bölücü terör örgütü 2011-2013 yılından önce Suriye’de bu kadar güçleneceğini, Fırat’ın doğusunda Suriye coğrafyasının yaklaşık yüzde 30’unu kontrol edebileceğini hiçbir zaman hayal etmedi. Ama bu 2011’den 2015’e kadar olan süreçte birden gelişti. Gelişince de hayali kabardı. Şimdi de nasıl olsa arkamda ABD, İsrail, Suudi Arabistan’ın desteği var diyor ve o halde ben Bulgaristan veya herhangi bir ordudan sinyal kesici ya da diğer çeşit elektronik sistemleri tedarik edersem herhangi bir şiddet, terör eylemi yaptığımda 10 kilometrekarelik bir alanda beni zor duruma bırakacak, beni yok edecek sistemleri etkisiz duruma getirebilirim hayalinde.”

Bu tür gelişmiş elektronik sistemlerin bazı güney Afrika ordularında bile olmadığını belirten Babüroğlu devam ediyor:

“Elektronik sistemlere sahip olması demek, Türkiye’nin yapacağı sınır ötesindeki veya yurt içindeki operasyonların etkisini azaltması ya da PKK bölücü terör örgütünün zayiatını daha aza indirgemesi demek. Türkiye elbette buna karşı bir sistem geliştirir ama sonuçta gelişmiş elektronik sisteme sahip olan bir örgütten söz ediyoruz.”

Bu sistemler de ABD’nin tezgâhı olabilir mi?

“Kesinlikle. Eğer PKK bölücü terör örgütü bunu Türkiye’nin komşusu olan Bulgaristan’dan alacaksa, bunu ABD’den habersiz satmaz. Bulgaristan’ın bunu yapmaması lazım. Ama tabii ABD ver derse, verir mi o da ayrı bir konu. Dolaylı yollar da olabilir. Yani ABD mesela Fırat’ın doğusunda oluşturduğu PYD/PKK terör örgütüne kendisini koruması için bu tür jammerleri verebilir mi? Verir. Gerekçe olarak da IŞİD gibi terör örgütlerine karşı savunması ve onları etkisiz duruma getirmek için bunlara ihtiyacı var diyebilir.”

Terör listesinde diye doğrudan PKK’ya vermez yani?

“Ona vermez, PKK’nın Fırat’ın doğusundaki bölümü PYD’ye verir. Ha Hasan amca ha amca Hasan. O da getirir Irak’a verir, o da getirir Türkiye’ye. Terörist Fırat’ın doğusundan sınırı geçince adı PKK, sınırın o tarafında kalınca adı YPG oluyor. Yani ister Suriye’dekine versin, ister Irak’takine versin, terörist aynı terörist. Yani sonuçta küresel gücün haberi olmadan PKK’nın bunu alması mümkün değil.”

Özetle; bölücü terör örgütüne dönük yurt içi ve dışında amansız mücadele veren Türkiye teröristlerin adımlarını takip ediyor, buluyor ve etkisiz hale getiriyor. Mücadelede gelinen durum itibarıyla da terör örgütünün Türkiye’deki mevcudiyeti çok aşağılara düştü. Bu arada dağa çıkış da azaldı. Ancak sözde stratejik ortak ABD’nin terör örgütüne verdiği destek nedeniyle yanı başımızdaki beka tehdidi devam ediyor...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp