Top
Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

02/02/2023

Henüz 6 yaşında

Kazık kadar herife 6 yaşındaki kız çocuğunu nikâhlamışlar. Ana, baba, koca yargılanıyor.

Henüz 6 yaşında

Yargı sürecine yayın yasağı nedeniyle daha fazlasını yazamıyorum.

Ve…

Henüz 6 yaşında

Yüz akımız olan bir kronoloji sunarak yüce Atatürk’ümüzü özlemle anıyorum.

1924: Tevhid-i Tedrisat (Öğrenim Birliği) Kanunu çıkarıldı.

Tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.

Kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı.

1926: Türk Medeni Kanunu ile erkeğin çok eşliliği ve erkeğin beyanıyla tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler tümüyle kaldırıldı.

Kadınlar boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı kazandılar.

1928: Türk kadın doktorların 10 yıl süreyle mecburi hizmetten muafiyetleri hakkında kanun yayımlandı.

Kadınların tıbba ilgisi teşvik edilmiş oldu. 1930 yılından itibaren kadın doktorlar görev yapmaya başladılar.

1928: Türk kadınların avukatlık yapabileceğine dair hukuki düzenleme yapıldı.

1930: Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.

1930: Kadınlara “doğum izni” düzenlendi.

1933: Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu.

1933: Köy kanununda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclislerinde seçilme hakları verildi.

1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.

1935: Dünyada ilk Uluslararası Kadın Kongresi İstanbul’da Atatürk’ün himayesinde toplandı.

1936: İş Kanunu yürürlüğe girdi. Çalışma hayatına kadınların da katılımı için düzenlemeler gerçekleşti.

1937: Kadınların yer altında ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını yasaklayan 1935 tarih ve 45 sayılı ILO Sözleşmesi kabul edildi.

1945: Analık sigortası (doğum yardımı) 4772 sayılı yasa ile düzenlendi.

1949: Yaşlılık Sigortası’nı kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenleyen 5417 sayılı yasa çıkarıldı.

Henüz 6 yaşında

BİRİNCİ MAN ADASI’YDI

Kadınlara seçme/seçilme hakkı ve eşitliği için lokomotif 1904’te kurulan Uluslararası Kadınlara Oy Hakkı İttifakı’dır. Yıl 1881…

Günümüzde vergi cenneti diye bilinen -kaynağı meçhul paraların aktığı- Man Adası kadınların Avrupa’da ilk oy sahibi olduğu coğrafyadır. Sermaye daha o zamanlar Man Adası’nda kutsanmış.

Oy hakkı sadece “toprak sahibi kadınlara” verilmiş.

Bütün kadınların seçme ve seçilme hakkının ilk kazanıldığı ülke Finlandiya…

1907’deki parlamento seçimlerinde ilk kadın milletvekili bu ülkede seçilmişti.

Onu 1913’te Norveç izledi.

Henüz 6 yaşında

Yıl 1917…

Geçici hükümet döneminde Rusya’da da kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştı.

Yıl 1918…

Azerbaycan Halk Cumhuriyeti de bu iki hakkı kadınlara tanımıştı.

Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler arasında Azerbaycan ilktir.

Türkiye, Avrupa’nın Fransa ve İsviçre gibi ülkelerinden bile önce kadınlara seçme ve seçilme haklarını Atatürk döneminde tanımış, Cumhuriyet’i taçlandırmıştır.

Henüz 6 yaşındaKadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkı elde ettiği yıl 1934… (Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı 1930’da tanınmıştı.)

ATATÜRK’TEN SESLENİŞ

Yazının ilk satırlarına bir gönderme yaparak bu korkunç olayda “tarikat iltisakına” işaret edeyim.

Ve…

Yüce Atatürk’ten birkaç satır…

Ey Millet!

İyi biliniz ki Türkiye

Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.

En doğru, en gerçek tarikat “medeniyet tarikatıdır.” Uygarlığın emir ve isteklerini yapmak insan olmak için yeterlidir.……………….

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir.

Kabil midir ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin?

Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin?

……………….

Topluluk kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir.

Kabil midir ki bu bütünün bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de milletin tamamı ilerleyebilsin?

…………….

Soruyorum…

Hangi baba, hangi ana 6 yaşındaki parmak kadar çocuğunu 30 yaşındaki kocaya nikâhlar?

Sonrasını yazmak istemiyorum.

Öfkeliyim ve isyan halindeyim.

Katharina’dan Ophelia’ya

Edebiyattan, tiyatrodan “kadını ikinci sınıfa” iten tarihi izler örneği…

Shakespeare, “Hırçın Kız” komedisini 1591’de yazmıştı.

Henüz 6 yaşındaHamlet’in hakaretleri ve babasının, abisinin bekâret baskılarıyla bunalan ve hayatını yitiren Ophelia…

Kadın kahramanlarından Bianca iyi huylu, uyumlu bir kız evlat olarak kolayca bir eş bulur.

Kadını “mal sayan” erkek egemen dünyanın iradesine uymak istemeyen ablası Katharina ise dik kafalıdır.

Onu yola getirmek için sık sık pataklayan eşi Petruchio’nun -kendisini gerçekten sevdiğini- anlayıncaya kadar, bir türlü söz dinleyen uyumlu bir eş olamaz.

Henüz 6 yaşındaShakespeare’in “Hırçın Kız” oyununda erkek egemenliğine başkaldıran Katharina…

………………..

Yazar gene de böylece kadın/erkek ilişkilerinde “karşılıklı sevgi etkenini” işleyerek “iki cins arasındaki eşitliğe” bir adım atmış sayılabilir.

………………..

Henüz 6 yaşında

Shakespeare’in “Hamlet ”inde ise, Prens Hamlet’in âşık olduğu genç kız Ophelia, feodal dönemin “kadın namusu” bekçiliğini yapan babası ve abisinin baskısı altındadır.

“Prens, Hamlet’le yakınlaşırsan bekâretini kaybedersin” gibi yoğun telkinlerle onu bunaltırlar. Bu arada Hamlet’in annesi, ölen babasının ardından amcasıyla evlenince Hamlet “kadın namusunun kaypaklığı” gibi bir saplantıya girer.

Ve sürekli bu düşüncelerini sevilisi Ophelia’nın yüzüne vurur.

Ophelia böylece bir yandan babası ve abisinin baskıları, öte yandan sevdiği adam Hamlet’in hakaretleri üzerine “psikolojik şiddet nedeniyle” ruhsal dengesini yitirir.

Ardından da hayatını…

O “erkeklerin sevgisizliğinin” kurbanıdır.

………………

Ophelia’nın konumunu şu ya da bu biçimde çağrıştıran günümüz Türkiye’sinde herhalde çok genç kız var.

…………………..

Bu satırları Ayşegül Yüksel’in Cumhuriyet gazetesinde okuduğum ve çok beğendiğim köşe yazısından seçmelerle oluşturdum. (31 Ocak 2023)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp