Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

05/06/2020

Eğitimde yeni moda: Telafili Uzaktan Eğitim

YÖK, ön lisans, lisans ve yüksek lisansta uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranını yüzde 40’a yükseltti.

MEB de aynı yolda ilerliyor!

Koronanın bize mirası bu olacak!

Bu gidişle, okula gitmeye hiç gerek kalmayacak!

Aristo’dan bugüne gelen binlerce yıllık okul geleneğini yıkarken iyi düşünmek gerek!

Eğitim ve öğretim, iki ayaklı bir süreç. Öğretimi tamam uzaktan yaptınız diyelim, peki ya eğitim ve okulun kazandırdığı diğer yetkinlikler!

Hâlâ diploma odaklı eğitimde ısrar ediyoruz.

Peki, o diplomalar ne işe yarayacak?..

Dünyada da bu böyle derken de, amaca, niyete, içeriğe, uygulamaya ve en önemlisi de sonuca bakmak gerekir!

Uzaktan destek eğitim olabilir ama asla gerçek eğitim olmaz!..

Telafi eğitim???

Telafi eğitim ilgi görür mü? Yararlı olur mu? Risk yaratır mı? Öğretim takvimi değişir mi? 4 yarıyıllı sistemde hâlâ ısrar edilir mi? Daha da önemlisi, yaz sıcağında gelecek öğrenci bulunur mu?..

Okullarımızın pek çoğunda klima yok. Olsa da zaten kullanmayın deniliyor!

Pencereler açıldığında dışarıdan gelen sıcak havanın sınıftaki ortamı daha da ağırlaştıracağını söyleyen öğretmen çok fazla.

“Haziranda bile çok zor eğitim yaparken, ağustosu düşünemiyoruz” diyorlar.

Peki, okullarda seyrekleştirme yapıldı mı?

Evet diyen hâlâ çıkmadı.

Eminiz ki bir şeyler yapılacak.

Peki ama ne zaman?..

Uzaktan eğitimi, her öğrenci aldı diye düşünüp onun üzerine eğitim yapmak da hataların en büyüğü olur!..

Telafi eğitim devlet okullarında 3 hafta da kolejlerde niye 5 hafta diyenler de çok fazla.

Derslere devam zorunlu mu?

Gelmeyenin parası iade edilecek mi diye başlayan şehir efsanelerinin de ardı arkası kesilmiyor...

Gelecek öğretim yılı için akademik takvimde bir değişiklik olacak mı?

Derslere, bir alt sınıfın dersleri tümüyle tamamlandı gözüyle bakılıp, ona göre mi yol alınacak?

Mevcut öğrenciler bile mevcut sınıflara çok gelirken, okullarda adım atılacak yer kalmamışken, seyrekleştirme nasıl gerçekleşecek, sosyal mesafe nasıl korunacak?

Alınan önlemler her adımda paylaşılmalı ki velilerde güven uyansın.

Şu an için çocuğumu telafi eğitime gönderirim diyenlerin sayısı o kadar az ki eğer inandırıcı önlemler alınmazsa tam bir fiyasko yaşanabilir!

Mezun öğrenciler?

Bu arada, 4, 8 ve 12. sınıflar ne yapacak?

Zaten mezun olmuşlar, niye gelsinler?

Eğer ille de gelmeleri isteniyorsa, gerekçeleri öğrenci ve velilere çok iyi anlatılmalıdır.

Kıyafet zorunluluğu olacak mı?

Günde kaç saat ders yapılacak?

Telafi eğitim döneminde özel okullarda servis ve yemek olacak mı?

Okul değiştiren öğrenciler hangi okullarına gidecek?

Eski okuluna mı yoksa yenisine mi?..

MEB, bölük pörçük açıklamalar yerine daha derli toplu açıklamalar yapsa ve her soruya anında cevap verse sanki daha iyi olacak. Tamam bir dönemden geçiyoruz ama öğrenci, öğretmen ve velileri de düşünmek zorundayız.

Hemen hepsi dokuz doğuruyor!..

İlkokul birinci sınıflar, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da bir hafta erken açılacak mı?..

Soru çok, cevap yok. Oysa her şey, her zamankinden daha şeffaf olmalı. Çünkü güven yoksa gerisi teferruattır!..

Özetin özeti: Eğitimde kolaycılığa kaçmak çocuklarımıza yapılan en büyük ihanet olur. Eğitimden taviz vermek bina yapımında demiri, çimentoyu eksiltmekten farksızdır!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp