İstanbul kültürüne göre enginar en eskisi denilirken, bir baktık kuşkonmaz Türkiye coğrafyasının bitkisi. Atatürk’ün 1930’da Ankara’da konuk ettiği büyükelçilere AOÇ’de ektirdiği kuşkonmazdan çorbalar yaptığını tarihçiler biliyor.
Enginarı kim sevmez ki... ‘Zengin’ mahallelerin sebzesidir. En aşağı 40 yıldır biliriz... Bizim oturduğumuz siteye gelen Nevşehirli Cengiz Demir’i ‘65’li’ olarak izin günümüzde Etiler-Ulus’ta gördük yıllar sonra. Nevşehirliler artık patatesi bıraktılar, bir bölümü ‘enginarcı’ oldu. Enginar eskiden herkesin yiyeceği bir ürün değildi, pahalıydı yani. Üretimi arttı, herkes yeme imkânına kavuştu. Ama halde enginar piyasasını ‘ayarlayan’ bazı toptancılardan çok şikâyetçi olunuyor. Ne yazık ki bu engellenemiyor. Aynı akıbete kuşkonmaz da uğrayacak.
Cengiz Demir, Türkiye’de belki en hızlı enginar soyucudur. Yarım dakika bile sürmüyor, enginar başını ortaya çıkartıyor. Bize şunları anlattı: “Yıllar önce Beşiktaş, Levent, Etiler ve Bebek’te patates ve soğan satardık. Hiç unutmam, Bebek’te bir doktor abimiz vardı, ‘Yılda 52 enginar yenirse ciğeriniz bebek ciğeri gibi olur’ diyordu. Bana ‘Bırak bu işi, enginar sat’ dedi. Ben de başladım satmaya, o zaman mayıs-haziran gibi çıkardı. Bayrampaşa enginarı denilirdi, Urla’dakine de ‘sakız enginarı’ denir. Şimdi farklı, bölgelere göre üretim ayları var: İspanya enginarı, enginarlar içinde kabuklarıyla emilerek yenilir. Hibrit enginar var; gövdesi yassı, sapı kalın, içi küçük... Baby enginar da var.”
Nisan deyince Aydın ve İzmir’den düşer ilk ürün. Mayısta Bursa enginarı gelir, haziranda Adapazarı (Taraklı’nın köyleri), daha sonra Kıbrıs enginarı besler İstanbul’u ta aralığa kadar.
Son yıllarda İzmir’in Urla ilçesinde artan üretimi ile Enginar Festivali yapılmaya başlandı ama salgın nedeniyle bu yıl gerçekleşmedi. Enginarın tanesi toptan 4-5 liraya satılıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
“KUŞLAR gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. Ancak basit bir şeyi unuttuk, kardeş gibi yaşamayı.” Martin Luther King
SÖZLEŞMELİ ERLER 70 GÜNDÜR ‘MAHPUS’
SALGIN sürecinde sözleşmeli erlerin çok büyük sıkıntılar çektiğini ifade eden CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, konuyla ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Adıgüzel şunları ifade etti: “Silahlı Kuvvetlerimizde çok sayıda sözleşmeli erlerimiz var. Hem terörle mücadelede, hem de yurtdışı operasyonlarda en ön safta çarpışıyorlar. Tam 70 gündür kışlalarında hapsedilmiş durumdalar. Evci izinleri yok, vardiya usulü çalıştırılmıyorlar ve yıllık izin de verilmiyor. Halbuki kendileri ile aynı durumdaki diğer Silahlı Kuvvetler mensupları hem evci iznine gidebiliyor, hem de vardiya usulü çalıştıkları için evlerine gidebiliyor. Bu insanların hamile eşleri var. Aileleri ve çocukları var. Birçoğu aile içi sorunlar yaşıyor, bazıları boşanma aşamasına gelmiş durumda. Bu konuyla ilgili Savunma Bakan Yardımcısı ile görüşmeme rağmen bir sonuç çıkmadı. Kamuoyuna bildirmek istiyorum.”
ÇOK İYİ DOKTORLARIMIZ VAR
CUMHURBAŞKANI adayı Muharrem İnce dün sabah bir TV kanalına şunları söyledi: “Daha önceki yıllarda okullar bedava, kitaplar parasızdı. Şimdi ise okullar pahalı, kitaplar parasız oldu. O nedenle Cumhuriyet döneminde çok iyi eğitim alan doktorlar yetiştirdiğimizi koronavirüs dalgasında gördük. Hepsini kutluyoruz. Evet, yerli tohumları ve ırkları bitirdik ama aşıyı bulacak gençlerimiz yetişiyor artık, kindar nesil değil.”
ELEKTRONİK ‘ZOOM’ MAHFİLLERİ
ALMANYA’daki bir dostumuzu aradım geçtiğimiz pazar. “Biraz sonra edebiyat sohbetine katılacağım” dedi. Herkes artık bu sisteme alışmak zorunda, Ertuğrul Özkök artık uzman oldu. Zoom üzerinden İstanbul’da yazar Mario Levi’nin sohbetine katılıyorlarmış. Kadıköy Modalı yazar Levi, her pazar bir yazarı anlatıyormuş. Bildiğimiz kadarıyla Levi hoşsohbet biri. Virginia Woolf, Stefan Zweig’ı konuşmuşlar son iki hafta. Dostumuz “Salgın ile birlikte böyle grupların sayısı bir hayli arttı” diyor. Edebiyat tarihimizde Küllük, İkbal Kahvesi gibi ‘edebiyat mahfilleri’ vardı. Şimdi bu mahfillerin yerini bu ‘elektronik mahfiller’ aldı sanırım. Sık sık izole olmaktan dert yanıyoruz. Böyle elektronik mahfiller belki de buna bir çare olacak. İnsanlar yeni ufuklara yelken açacak. Değerli köşe dostumuz Doğan Hızlan, bu elektronik mahfilleri artısıyla eksisiyle masaya yatıracaktır sanırız.
BİLİYOR MUSUNUZ?
ADALAR Kültür Derneği 2020 Yaz Kültür-Sanat Festivali’nin, Faruk Kırlı imzası taşıyan ‘Simurg-Yeniden Doğuş-Sergisi’ ile 6-12 Haziran tarihlerinde ziyaret edilebileceğini... (Açılış kokteyli yapılmayacak, ziyaret sırasında maske takması zorunlu olacaktır.)
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin’in, ekonomik ve ekolojik zarara yol açan Çukurova Bölgesel Havalimanı (ÇBH) yerine dünyanın en stratejik havalimanları arasında yer alan Şakirpaşa’nın genişletilmesi için Meclis’e araştırma önergesi sunduğunu...
