Top
Güzin Abla

Güzin Abla

guzinabla@hurriyet.com.tr

05/06/2020

Ailem sevdiğim adama karşı

Merhaba Güzin Abla 30 yaşındayım ve öyle bir çaresizliğin içindeyim ki ne yapacağımı bilmiyorum. 4 yıldır sevdiğim biri var.
Ailem çok karşı. “Neden? Kötü biri mi?” diye soracaksın ama değil. Tam tersine gerçekten çok merhametli, çok iyi biri... Düzgün bir işi var, eğitimli biri.
Annesi ve babası vefat etmiş. Aynı zamanda abimin de eskiden arkadaşıydı.
Mahalle de herkes onu tanır. Çok iyi bir çocuk derler. Ama bundan 10 yıl önce bir evlilik yapmış.
1 buçuk ay kadar evli kalıp, ayrılmış. “Çok cahildim, 20 yaşındaydım” diyor. Ailem bu sebepten evlenmemize çok karşı. Bir de ailem o gencin Roman asıllı olduğunu sanıyor. Oysa alakası yok.
Ama ailem, “Biz el âleme ne deriz, herkes onu öyle biliyor” diyor. Kısacası el alem ne der diye beni mutsuz ediyorlar. Gizli saklı ilişkimi yürütüyorum.
Öğrendiklerinde de “ben onu istiyorum” diyorum.
O zaman da “Çok istiyorsan kapı orada, gidersin... Ama bizi unut” diyorlar. Hep bir umut içindeyim. Aslında evlenebilmemiz o kadar imkânsız ki...
Ya kaçmam lazım ya da ondan ayrılmam...
Ama bunca yıl boşa mı gitsin? Şimdiye kadar hiç sorun yaşamadığım, tartışmadığım biriyle sırf ailem “El alem ne der, kızlarını bu adama mı vermişler?” diyecekler diye mi ayrılacağım?
Karşılarına işsiz, güçsüz, kumarcı kötü birini çıkarsam, anlarım...
Öyle biri değil ki... Kaldı ki Roman da değil. Akrabalarıyla kardeşleriyle tanıştım. Öyle bir durum yok. Sadece biraz fazla esmer insanlar... Herkes ayrıldık biliyor ama görüşüyoruz.
Ve yine öğrendiklerinde kıyamet kopacak, ben bunları hak etmedim.
Bir gün olsun aileme karşı gelmedim. Sevmek benim de hakkım olmasın mı?
Üstelik sürekli bir yerlerden bana kısmet buluyorlar, “Evlenip yuva kurmanı istiyoruz” diyorlar.
Hem beni sevdiğimden ayırıp hem yuva kurmamı istiyorlar. Ben ne yapmalıyım?
Bu durumu nasıl çözeceğim, artık gizli saklı iş yapmaktan yoruldum. Yaşım da küçük değil, kimse üzülmesin istiyorum ama sonuçta hep ben üzülüyorum.
Rumuz: Çaresizlik

YANIT

Sevgili kızım, gerçekten ailen çok ilginçmiş... Ben işte böyle evlatlarının sevdiği ve istediği birine mutlaka bir kusur bulup, onları ayırmak için her türlü yola başvuran insanlara hayret ediyorum. Evlenmek, yuva kurmak, en büyük hakkın. 4 yıldır bu genç adamla birlikteymişsin.
Bir kötü yönünü görmemişsin, o da yanlış bir evlilik yapmış, ama sonra sana bağlanmış. İşi varmış, gücü varmış... Mahallede de çok iyi biri olarak tanınıyormuş. Güzel kızım, ailen daha ne istiyor? Neymiş, 10 yıl önce 1 buçuk aylık bir evlilik geçmiş başından...
Bir de onun Roman olduğunu sanıyorlarmış. Ama değilmiş...
Ama olsaydı ne olurdu?
Romanlar da insan değil mi? İnsanları böyle ırk, din, mezhep diye ayırmaları bu çağda ne kadar utanç verici.
Adam okumuş, iş güç sahibi olmuş, Roman olsaydı da ne sakıncası vardı?
Takıldıkları sorun, “Onu öyle sanıyorlarmış, el âlem ne dermiş...”
Bu el âlem hiçbir zaman susmaz ki...
Her zaman bir sorun bulur, dedikodu yapacak bir konu bulur. Eğer sen hayatını bu el âleme bağlarsan, asla mutlu olamazsın kızım.
Aileni üzmek istemiyorsun, tamam ama bu gidişle sen çok üzüleceksin. Bunca yıldır mutlu olduğun bu ilişkini noktalayıp hayatının sonuna kadar karalar bağlayacaksın. Ailenin zorla evlendireceği biriyle bir yuva kurup ömür boyu mutsuz olacaksın.
Bence sen mutlaka ama mutlaka aileni razı etmeye bak. Ya da olmazsa, git sevdiğin erkekle evlen. Bakma öyle sana kapıyı göstermelerine, hiç kimse öyle evladından kolay kolay vazgeçmez. Nasıl olsa sonunda seni affedeceklerdir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp