Top
16/11/2018

Bir ‘boss’ kellesi kaç ‘kraldan fazla kralcı’ kellesi eder

Daha doğrusu seçilmemiş bir kralın kellesini kurtarmak için, 5 kraldan fazla kralcının kellesini istemek...

*

Suudi savcı olayı iki haftada çözdü ve 5 kişinin idamını istedi.

Peki bunlar arasında, Kaşıkçı’yı parçalara böldükten sonra Riyad’ı arayıp “Boss’a söyle iş bitirildi” diyen adam var mı...

Muhtemelen var.

*

Peki ya o emri veren “boss” var mı...

Muhtemelen değil, kesinlikle yok.

*

Böylece bütün dünya, bir kral kellesinin kaç “kraldan fazla kralcı” kellesi ettiğini öğrendi.

Beş kelleymiş...

Yine de bu çöl hesabı sizi yanıltmasın.

Bin kelle de olabilirdi...

Çünküüüü...

*

Çünkü, “zamane prensi”, asırlardan beri en Makyavelik kanunu çok iyi biliyor.

“Görevimiz Tehlike” filmlerindeki görünmeyen “boss” gibi yapıp, kraldan fazla kralcıya şu talimatı vereceksin: “Emrettiğim kirli işi yap. Yakalanırsan senin kellen gider...”

*

Zamane prensi şunu çok iyi bilir:

Dünyada sayısı hiç azalmayan, nesli hiç tükenmeyen canlı türü kraldan fazla kralcıdır...

*

Sayıları da o kadar çoktur ki...

Kellelerinin de beş paralık değeri yoktur...

*

Yani arkadaş, kıssadan hisse şudur:

Bu yeryüzünde bu kadar çok aptal “kraldan fazla kralcı” oldukça, salim krallar her türlü kirli paslı işi yapar...

Kelle istenince de, bir isteniyorsa, beş-on değil, elli-yüz bile bile verirler...

İÇERİDE... İÇİMİZDE... HÂLÂ YAŞAMAYA DEĞER BİR YER

ÖNCEKİ akşam Netflix’teki Gun City filmini seyrettim.

İspanya’daki iç savaş sırasında Barcelona şehrini anlatıyordu.

İnsanlık tarihinde her şeyin kötüleştiği bir dönemi anlatıyordu.

*

Hayatlarını kazanmaya çalışan zavallı insanların mafya çetelerine karşı çaresizliklerini...

Grev yapan işçilerin grev kırıcı zalimlere karşı mücadelesini...

Haklarını arayan kadınların erkek zulmü altında verdiği kavgaları...

Gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşmış bir polisin, onun payandası gaddar bir siyasi rejimin vicdansızlıklarını...

Yani insanoğlunun düşebileceği en felaket durumları anlatan bir filmdi...

*

Sonra film bitti...

Ekran karardı...

Ve jenerik akarken bir müzik başladı.

İspanyol soprano Ainhoa Arteta, bu güne kadar hiç dinlemediğim “Hasta El Ultimo Suspiro” adlı bir parçayı söylüyordu.

Öyle iyi geldi ki...

*

Bir kere daha anladım...

Ne olursa olsun, dışarıdaki dünya ne kadar bozulursa bozulsun, insanlar ne kadar kötüleşirse kötüleşsin...

İçeride, içimizde bir yerde hâlâ yaşamaya değer bir yer var...

ÇAN VE HAÇIN ÖNÜNDE KILIÇ HAKKI MUHASEBESİ

Bir ‘boss’ kellesi kaç ‘kraldan fazla kralcı’ kellesi eder

BU fotoğrafı dün Macaristan’ın Pecs şehrinde çektirdim.

Arkamdaki bina Osmanlı döneminde 1550 yıllarında yaptırılmış olan Kasımpaşa Camisi... Bu cami kiliseye çevrilmiş. 1776 yılında minaresi yıktırılmış.

Ve sonradan önüne arkamda görülen çan ve haç eklenmiş...Yüzyıllar sonra o çan ve o haç orada o kadar sakil duruyor ki...

*

Sol tarafımda büyük bir kilise vardı. Tam karşımdaki binanın arkasından önce çan sesleri geldi. Sonra çok güzel bir kilise orgunu dinledik.

Öyle olunca da düşündüm...

*

İki büyük kilisenin bulunduğu bir meydanda başka bir inancın mabedi neden korunamaz ki...

Demek ki, inanç dediğimiz en güzel duygu, fanatik bir itikadın emrine girince, o meydanlarda insan kalmıyor... Geriye “kılıç hakkı” diye savunulmaya çalışılan bir şey kalıyor.

Kılıcı eline alanlar da, onlarca caminin bulunduğu meydanlarda bir kiliseye, onlarca kilisenin bulunduğu meydanlarda da bir camiye bile tahammül edemiyor.

YAŞŞŞŞASINNNN MUHTEŞEM KADINIM YİNE BANA DÖNÜYOR

Bir ‘boss’ kellesi kaç ‘kraldan fazla kralcı’ kellesi eder

SON yıllarda sinemada en çok ilgimi çeken karakterlerden biri Suicide Squad filmindeki çılgın Harley Quinn tipiydi.

Daha ilk sahnede gördüğüm andan itibaren “Bu kadın karakteri, tek başına bir film olur” diye düşünmüştüm.

Haklı çıktım. Margot Robbie’nin canlandırdığı harika tip film olarak çekilecekmiş. Kadrosu da belli olmuş.

Gotham City’nin kötü adamı “Kara Maske”yi de çok sevdiğim Ewan McGregor oynayacakmış.

Yaşşaaasssıınnnn diyorum...

Beni bir süreliğine terk eden muhteşem kadınım yine bana dönüyor.

EX SEVGİLİYLE SEKS NASIL BİR ŞEYDİR

HER insanın değilse de bir kısmının mutlaka bir “ex”i vardır...

Yani eski sevgilisi... Arada bir ortaya çıkar, kendini hatırlatır, sonra yine kaybolur...

Böyle insanlar da bazen “ex sevgiliyle yeniden sevişmenin” nasıl bir şey olduğunu düşünür.

Bu havalarda biriyseniz, yeni bir şarkı var. Adı “Sex With My Ex...” Yani “Ex’imle seks...”

Söyleyen de Lil Peep...”

Çok genç bir şarkıcı... Ama şu ayrıntı da belki işinize yarar.

Çok genç yaşta ölen bir şarkıcı...

21 yaşında hayatını kaybetti...

Şarkısı da öldükten sonra çıktı.

SİYASETSİZ BİR SOHBET

YARIN saat 11.00’de siyasetsiz bir programa konuk olacağım. Selçuk Ramazanoğlu’nun Ekotürk kanalındaki “Artakalan Zamanda” programında, müzik, hayat, gastronomi, kitap konuşacağız.

Meraklısı için Digitürk 46’ncı, DSmart 99’uncu, Kablo TV 78’inci kanalda.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp