Top
18/03/2023

Gaziler anlatıyor: Kahramanların Çanakkalesi

Üzerinden bir asırdan fazla zaman geçse de o savaştaki fedakârlıkları, kahramanlıkları unutmak mümkün değil.Hürriyet 18 Mart 1997 günü, Çanakkale gazilerinin ağzından bu tarihi günlerin anlatıldığı yazı dizisi yayınladı. Yazı dizisi, kendisi de Kıbrıs Gazisi olan gazeteci Cahit Önder’in gazilerle yaptığı görüşmelerin ses kayıtlarından derlenmişti. Önder, 1979, 1980 ve 1981 yıllarında Çanakkale’nin 600’ü aşkın köyünü gezerek o dönem yaşayan gazilerin anılarını kaydetti.Aslında gaziler sadece Çanakkale’de değil, Balkanlar, Romanya, Galiçya, Suriye, Kanal, Arabistan, Doğu ve Rus cephelerindeki savaşlarda da çarpışmıştı. O günkü Hürriyet’in yazı dizisinde Önder’in kayıtlarındaki Çanakkale gazilerinin anıları yayınlandı. Önder daha sonra bu çalışmasını “7 cephenin gazileri anlatıyor” ismiyle kitaplaştırdı.Gaziler bu yazı dizisinde kahramanlıklarını o kadar mütevazı, duru bir şekilde anlatıyorlar ki, üzerine başka bir şey söylemeye gerek kalmıyor. İşte kahramanların Çanakkale’si...ARIBURNU’NDA ATATÜRK’Ü GÖRDÜM HEYBETLİ ADAMDI Ali Demirel: Düşman mevzileri bize çok yakındı. Bomba atarlardı. Bazen de soğan filan da atarlardı. Düşman mevzilerine yaptığımız bir hücumdan aynalı tüfek ele geçirmiştik. O tüfeğe baka baka bizim tüfeklere de ayna taktım.Siperden kafanı çıkarmadan aynalara bakıp düşmanı görürdün... Arıburnu’nda Atatürk’ü gördüm. Öteki kumandanlarla beraber dikilmişlerdi. Alaylar onların önünden geçtiler. Heybetli adamdı. Sekiz senede geldim köyüme...Recep Tural: Çanakkale Cephesi’nde 2.5 sene kaldım. 10.5’luk Avusturya toplarımız vardı. Uçmakdere ve Kocaanafarta’dan toplarımızla düşmana çok ateş ettik. Atatürk bizim solumuzda Conkbayırı’ndaydı. Cesurluğunu söylerlerdi. Gâvur ateş ederken mızıkasını çalarmış, kesmezmiş.Ali Yalçın: Bir evrak götürüyorum Samantepe’ye. Köprülerden bir subay geliyor. Beyaz bir at üzerinde omuzunda kurmay işareti. Ardında da bir süvari geliyor. Subay atını durdurdu, sordu: “Bu dereye ne derler?” “Bu Enezlik Deresi, bu da Çağlayık Deresi” dedim. Süvariye: “Not et” dedi. Sonra rastladığımda sordum, “Kim” diye, “Mustafa Kemal” dediler.İSTİHKÂMLARIN ARASI ŞEHİT DOLARDI Mehmet Boz: 60 kişi gittik Arıburnu’na, bir ben geri döndüm köye. 40 gün çakmak çaldım (Çakmaklı tüfek) Arıburnu’nda. Çok açlık çektim.Mustafa Konar: Hiç durmadan üç gün ateş ettik düşmana, Kocadere’den. İngilizler giderken hiçbir şeylerini alamadılar. Çadırları, şekerleri, hepsi kaldı. Sabahlara kadar ateş kesilmezdi, istihkâmların arası şehit dolardı. Tüfeklere sormalı ne kadar düşman öldürdüğünü.Hüseyin Sürek: 11 sene askerliğim var. Dört cephede de harbim var. Alaman Madalyası vardı bende. Nablus’ta verdiler bize madalyayı, ikinci harbim Arıburnu’ndaydı. 27. Alay’daydım. Arıburnu’nda dokuz ay harp yaptım. Her gün hücum. Her gün hücum. Düşman Arıburnu’nda 45’lik topları insanlara attı. Kalelere atılacak topları insanlara attı. En dehşetli harp bu dedik. 3 AYLIK EVLİYDİM GİTTİM 10 SENE SONRA DÖNDÜM Mehmet Öztürk: Sığındere’de topların başındaydım. Uç ay ateş ettik düşmana. Ne boğazdan geçebildi, ne karadan. Geri gitti. Çanakkale’yi geçemeyince kâfir Arabistan’a kıvrıldı. Bağdat yanlarına gittim. İngilizle boğuştuk o tarafta da. Sonra Fransızlarla Adana yanında çarpıştık. En sonra da Haymana taraflarına gelip Yunan’ın peşine düştük. Üç aylık evliydim askere giderken. On sene sonra geldim köye.Osmanlı askerleri Çanakkale’de siper savaşları sırasında... Tunca Örses Arşivi’ndenMehmet Yavaş: Sabaha karşı bir vapur geldi Seddülbahir önüne. Demir attı. Ortalık aydınlanırken geminin etrafı fırdolayı kayık. Kayıklar tüfeklerin mesafesine girince, bir ateşe başladık, öğleye kadar kayık kırdık orada. Denizin üzeri hep gemiydi. Bir ateş açtılar üzerimize. 26. Alay’ı toprağa gömüverdiler. Biz 25 kişi bir sıçanyolu bulup çıktık. Bir de baktık Seddülbahir önlerindeyiz. Gökyüzünde bir mermi patlıyor... Lapır lapır dolu gibi kurşun yağıyor üzerimize. Yaralandım. Belimdeki kurşun hâlâ duruyor.TÜFEK BOZULDU SANDIM MEĞER PARMAĞIM KOPMUŞ Halil Helvacı: Bir gün mevzilerden ateş ediyoruz, çekiyorum tetiği çekiyorum, tüfek patlamıyor. Arkadaşa dedim, “Bak hele, benim tüfek bozulmuş, ateşlemiyor.” Arkadaş bir baktı “Ne bozulmuşu, senin parmak gitmiş” dedi. Ben o zaman acısını duydum. Cızz etti içim. Bir kurşun gelmiş tetiği çektiğim parmağı götürmüş...MEHMET ORAL: Çok süngü hücumları oldu. Hatta, bir öyle gördüm ki, unutamıyorum. Bir İngiliz askeriyle, bizim askerlerden biri, süngülerini birbirlerine saplamışlar, yanyana yere düşmüşler. Birbirlerinin de şah damarlarını ısırmışlar. Yerde öylecene can vermişler, yatıyorlardı.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp