EĞER... Kendi özel alanında konuştuklarının bazılarını kamu alanında konuşmamaya özen gösterme eğilimine girmişsen...
EĞER... İnandığın dava için çevrendekileri kandırmayı mubah saymakta bir sakınca görmemeye yönelmişsen...
EĞER... İnandığın dava için bazen kalleşlik de yapılabileceğine ikna olmaya yatkınlaşmışsan...
EĞER... Kendinde bazen körü körüne bağlanma ve bir tür robot haline gelme potansiyeli fark ediyorsan.
EĞER... Kayıtsız şartsız itaati temel almaktan gocunmama aşamasına geçebilecek duruma gelmişsen.
EĞER... Azıcık da olsa güç kazandığında güç zehirlenmesi yaşayıp “Var mı bana yan bakan” edası takınıyorsan...
EĞER... Bazen kendini bir emir eri gibi hissederken yakalıyorsan...
EĞER... Hedefine ulaşmak için bütün insanlık değerlerini çiğnemeyi içine sindirmeye başlamışsan...
EĞER... Kendini sadece ve sadece cemaatine, grubuna, aşiretine adamaya fazlasıyla heves ediyorsan...
EĞER... Kendini bazen arkasından kuyusunu kazdıklarına gülücükler atarken yakalıyorsan...
Aman dikkat et dostum!
Sende acayip bir FETÖ’cüleşme temayülü başlamış demektir.
Aman ha aman!
ECEVİT HAKKINDA ‘AMA’LI BEŞ SAPTAMA
BİR: Çalmazdı, çırpmazdı ama kalkındırmazdı da...
İKİ: Kibardı, insancıldı, naifti ama fazlasıyla inatçı, fazlasıyla alıngandı.
ÜÇ: İnanca saygılı, laiklik taraftarıydı ama Merve Kavakçı’ya Meclis’i dar etmişti.
DÖRT: Mütevazıydı ama biraz fazla takıntılıydı.
BEŞ: Şair ruhluydu ama biraz eskide kalmıştı.
CİHANGİR İSLAM’IN HİÇ DOSTU YOK
CİHANGİR İslam, “15 Temmuz’da batıl ile batıl çatışmıştır” dedi mi?
Dedi.
Fakat bir bakıyoruz Cihangir İslam’ın sözde dostlarına...
Bin türlü teville anında savunma pozisyonundalar:
“Öyle demek istemedi” diyorlar. “Aslında kastettiği o değildi” diyorlar. “Yanlış anlıyorsunuz” diyorlar. “Cihangir İslam’ı yedirmeyiz” diyorlar. “Adamın ne demek istediğine bir bakın” diyorlar.
Eğer bunlar, Cihangir İslam’ın hakiki dostları olsaydılar...
Çıkıp şöyle derlerdi:
“Cihangir Bey! Cihangir Bey! Söylediklerinde haklısın ama o cümlen hiç olmadı be kardeşim! Çok yakışıksız kaçtı o cümle çoook. Şehitlere, gazilere ayıp ettin. Çık, bu cümle için özür dile... İktidarı burnundan kıl aldırmıyor diye eleştirirken... Sen de mi burnundan kıl aldırmayacaksın?”.
BİZİM FUTBOLUMUZ SİYASETİMİZİN ÖNÜNDE
FUTBOLDA: Kaybeden hocanın kimse gözünün yaşına bakmıyor.
SİYASETTE: Kaybeden koltuğunu daha da sağlamlaştırıyor.
Futbol dünyamız, siyaset dünyamızın fersah fersah önünde vallaha!
AH BENİM YOZGATLI HEMŞERİM AH!
YOZGAT Milletvekili Yusuf Başer, Yozgat’ta yapımı devam eden cezaevini gezdikten sonra...
“Yakın zamanda açılışını yapacağımız, bacasız fabrika gibi çalışacak cezaevinin hayırlı olmasını diliyorum” demiş.
Ah benim Yozgatlı hemşerim ah!
Biz buradan Yozgat’a ve Yozgatlıya haksız biçimde saldıranlarla yalınkılıç mücadele ederken... Senin şu yaptığına bak!
Cezaevini bacasız fabrikaya benzeterek Yozgat düşmanlarının eline üzerinde günlerce tepinecekleri bir kozu verdiğinin nasıl farkında olmazsın?
Şimdi işin yoksa “Bu milletvekilinin söyledikleri Yozgat’ın genelini bağlamaz” falan diye tevil et dur.
Ah hemşerim ah!
ÇAKALLIK NEDİR, ÇAKAL KİME DENİR?
ÇAKALLIK NEDİR: Enflasyon yüksek çıktı, hükümet zora düşecek diye zil takıp oynama eylemine çakallık denir.
ÇAKAL KİME DENİR: Dolar 7.2 iken zam üstüne zam yapıp dolar 5.40’lara inince kılını bile kıpırdatmayana çakal denir.
AL CAPONE VE REZA
AL CAPONE: Onlarca kişinin ölüm emrini veren bir mafya lideri olmasına rağmen vergi kaçakçılığından hapse atılmıştı.
REZA: Her türlü alavere dalavere çevirmesine ve ülkesini anında satışa getirmesine rağmen kaçak tadilattan aranıyor.
AVM’LERİN EN SEMPATİĞİ
GAZİANTEP’te bir alışveriş merkezi, 1978 model tarihi vagonları mağaza yapmış.
10 yıl yolcu taşımış, 30 yıldır da paslanmış olarak duran emektar tren, olmuş sana mağaza.
Sonuç öyle sempatik, öyle insancıl, öyle matrak, öyle sıcak, öyle hoş ki...
“Antipatik AVM” algısını yerle bir etmiş.
Yapanların ellerine sağlık!
