Top
Ahmet Hakan

Ahmet Hakan

ahmethakan@hurriyet.com.tr

05/06/2020

Dokunulmazlıklar nasıl kaldırıldı?

 

Konu Meclis’e geldi.

Anayasa değişikliği oylaması yapıldı.

CHP’nin de desteğiyle, referanduma bile gitmeye gerek kalmadan Anayasa değişikliği Meclis’ten geçti ve dokunulmazlıklar kaldırıldı.

Dokunulmazlıklar nasıl kaldırıldı

*

Çok iyi hatırlıyorum.

O dönem CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Hem yargının bağımsız olmadığını söylüyorsunuz, hem de dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyorsunuz” diye sormuştum.

*

Kılıçdaroğlu, bu soruya şu yanıtı vermişti:

*

“Eğer birisi hapse girecekse önce siyasetçi girsin. Eğer bedel ödenecekse önce bedeli biz ödeyelim.”

*

Bu arada CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yine dokunulmazlıkların kaldırılma sürecinde şu sözü söylediğini de unutmayalım:

*

“AKP’nin dokunulmazlık teklifi Anayasa’ya aykırı ama ‘evet’ diyeceğiz.”

*

HDP’li iki milletvekili ile birlikte CHP’li Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi konusunun gündemde olduğu bir günde...

Bunları bir hatırlatayım dedim.


BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NIN BAŞTAN ÇIKARICILIĞI

ERHAN Öztürk, sağlamcı bir gazetecidir. Araştırmadan, soruşturmadan haber yapacak bir muhabir değildir. İmzasını attığı haberleri her zaman ciddiye alırım.

*

Dün Sabah gazetesinde yayınlanan Erhan’ın haberine göre...

Dokunulmazlıklar nasıl kaldırıldı

Bahçelievler’deki mütevazı bir dairede oturan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, aylık kirası 60 bin lira olan bir villaya taşınmış. Eşine de 2 milyon liralık lüks cip almış.

*

Bu haberi okuduktan sonra...

Önce şöyle dedim:

*

“Ne oluyor yahu! Beşiktaş... Hep Beşiktaş... Hep... Ama hep...”

*

Ardından hükmümü verdim:

*

Belediye başkanlığı bozar, Beşiktaş Belediye Başkanlığı ise mutlaka bozar.



BANA ÖYLE GELİYOR Kİ

- Virüsün performansında bir azalma oldu.

- Virüs artık eskisi gibi solunum cihazlarına mecbur etmiyor.

- Virüste bir çaptan düşme var sanki.

- Virüs bulaşsa da tutunamıyor.

- Virüs tutunsa da perişan edemiyor.

- Virüsün ilk dönemdeki havası söndü gibi.

- Virüs eskisi gibi kasıp kavuramıyor.

*

NOT: Yukarıdaki cümleler, konunun uzmanı olmayan birinin sayıklamalarıdır. Yatırım tavsiyesi değildir yani.



65 YAŞ ÜSTÜYLE İLGİLİ BİR ŞEY DİYECEĞİM

DOĞRUDUR... 65 yaş üstü...

Boğuldu. Sıkıldı. Bezdi.

*

Doğrudur... 65 yaş üstü...

Dokunulmazlıklar nasıl kaldırıldı

Tepkili. Sıkıntılı. Şikâyetçi.

*

Ben de çok üzülüyorum durumlarına... Ben de hak veriyorum isyanlarına... Ben de “En çok onlar çekti” diyorum.

*

Ama işin şu kısmını da aklımdan hiç çıkarmıyorum:

Bu yasak sayesindedir ki...

65 yaş üstü vatandaşlarımızın hayatı kurtuldu.

Boğuldular, sıkıldılar, bezdiler ama hayatta kaldılar çok şükür.

*

İşte tam da bu nedenle...

65 yaş üstünün tepkilerinin, sıkıntılarının, şikâyetlerinin siyasi istismar konusu yapılması midemi bulandırıyor.

Ayıptır, yazıktır, günahtır.



TÜRKİYE'DE ENFEKTE OLAN KİŞİ SAYISI: 300 BİN

PROF. Mehmet Ceyhan Hoca’nın yaptığı hesaba göre...

Şu anda Türkiye’de virüs taşıyıcıların sayısı yaklaşık 300 bin.

Dokunulmazlıklar nasıl kaldırıldı

*

Bu 300 bin kişinin önemli bir bölümü semptom göstermiyor. Yani hastalığı belirtisiz olarak geçiriyorlar. Ancak virüsü başkalarına bulaştırabiliyorlar.

*

Yine Mehmet Ceyhan Hoca’nın tahminine göre...

300 bin virüs taşıyıcısının 160 bini İstanbul’da.

*

“Koca İstanbul’da sadece 160 bin kişi virüs taşıyorsa... Biz bu işi çözmüşüz” diye düşünebilirsiniz.

*

Bu düşünceye karşı Mehmet Ceyhan Hoca’nın görüşü şu:

*

“Her yüz kişilik toplulukta bir kişi virüs bulaştıracak. Her şeyin bir kişiyle başladığını düşünün. Bu nedenle ‘Bu işi çözmüşüz’ diyemeyiz.”



DÜN BÜTÜN GÜNÜ BUNLARLA GEÇİRDİM

- Uğur Dündar’ın çeyrek asır önce haber peşinde koşarken karşısına çıkan bir kifayetsiz muhterise attığı yumruğun analizini yapmakla...

Dokunulmazlıklar nasıl kaldırıldı

*

- Bir anda “yeni” ve “normal” kelimelerinden aşırı derecede nefret ettiğimi fark edip şaşırmakla...

*

- Acun Ilıcalı’nın pahalı kol saatine Afrikalılardan alınmış ucuz kol saati muamelesi yapmasının enteresanlığına dair kafa yormakla...

*

- Etrafımda kim varsa hepsinin Bodrum’a akın etmesi üzerine “Acaba çevremi değiştirmeli miyim” diye düşünmekle...

*

- Seda Sayan’ın bir takipçisine “yallah” çekerken ettiği küfürle ilgili olarak “Ama kendisine yakıştırmasını bilmiş” diye yaptığım yorumu etrafa satmakla...

*

- Enis Berberoğlu’nun yeni hapishane sürecinin nasıl olacağıyla... 

*

- Liberallerin artık iyiden iyiye şamar oğlanı muamelesi görmesinin sosyo-ekonomik kökenlerine inmekle...

*

- Müge Anlı’nın programında yer alan “virüssüz sarılma mekanizması”nın günlük hayata nasıl uyarlanabileceğini düşünmekle... 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp