Top
Sırma Karasu

Sırma Karasu

sirmakarasu@gmail.com

12/03/2016

Dinleyici ne ister?

2015 albüm satış rakamları neden dinleyicinin rengini belli etmedi?

Magazin müdürümüz Bülent İpek geçen perşembe MÜYAP’ın albüm satış rakamlarını özel haber olarak yazdı. Başı Demet Akalın’ın çektiği listede, analiz edilecek konu çok. Bütün dünyada yalnız albüm satışları değil, dijital satış ve internet üzerinden yayın rakamları ayrıntılarıyla verilirken, bizde tüketimin çok küçük bir yüzdesini oluşturan fiziksel satış rakamlarının zor elde edilen bir veri olması düşündürücü.

ŞEFFAFLIK ÇAĞINDA BULANIK SULAR

Müzik tüketim metotlarının artması, dinleme rakamlarının eskisine göre çeşitli olmasına neden oldu. Ancak şunu da kabul etmek lazım; kimin, neyi, ne kadar dinlediği hiç bu kadar şeffaf olmamıştı. Artık müzik tüketimini, bir diş macunu veya margarin gibi incelemek mümkün; kim, nerede, hangi saatte, ne yaparken, neyi dinlemiş belli. Bizde ise hâlâ tüm dijital platformlardan bütünlüklü bir rakam bir araya getirilemezken, son birkaç senedir bandrol verileri de paylaşılmaz oldu. Bunda Türk müzik sektöründe rakamların, objektif veriler olarak değil de “yiğidin malı meydanda” şeklinde paylaşılıyor olmasının payı büyük. Halbuki milyon liralık sektörün verilerinin şeffaf olması lazım ki üzerine araştırmalar yapılsın, geliştirilsin. Bülent İpek’in elde ettiği verilere göre satışlar şöyle: İlk sırada Demet Akalın 105 bin, ardından Gülşen 100 bin, üçüncü sırada da 76 binle Funda Arar. 78 milyonluk ülke için moral bozucu sahiden. Satışlarda işe özel arabasıyla gidip gelenlerin payının büyük olduğunu tahmin ediyorum. Gerçekçi olalım, akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlar arasında geçen hayatımızda hâlâ CD’ye yer var mı? Yeni bilgisayarımda USB girişi dahi yok. Teknolojiyi geliştirenler, eğlence tüketimini internet üzerinden edinmemiz konusunda her zamankinden daha kararlılar. Hal böyleyken sadece fiziksel satış üzerinden analiz yapmak yetersiz. 1999’da Napster ile başlayan mp3 devrimi, bugün nihayet bir sektör haline gelmişken hâlâ fiziksel satışların yasını tutmak ve yatırımı azaltmak üretilen müziğin kalitesini düşürüyor.

DİNLEYİCİ NE İSTİYOR?

Ajda Pekkan, Nilüfer ve Bülent Ersoy gibi isimler, işadamlarının geçmişte müzik ve eğlenceye yaptıkları yatırımlarla marka oldu. Kostüm, sahne, turne, şan dersleri, albüm kayıtları ve kaliteli üretim için gerekli olan her şey. Şimdilerde hiçbir işadamının otel veya konut projesi yerine şarkıcıya yatırım yapacağını sanmıyorum. Daha halk tipi pop müzikte de dinleyicinin nabzını tutan Unkapanı vardı. Anadolu’dan yanık sesi, tahta valizi ve umutlarıyla gelenlerin ilk durağı olan koskoca Unkapanı tarih oldu da, yerine ne kondu? Hiçbir şey. Müzik sektörü Allah’a emanet! En çok satan albümler listesine şöyle bir bakınca ilk sıradaki Demet Akalın’ın 1996’da çıkardığı ilk albümü “Sebebim”den bugüne, 20 senenin deneyimi ve çalışkanlığının karşılığını aldığı görülüyor. Gülşen için de aynı şey söz konusu. İkisi de hakikaten “alelade pop müzik” denerek burun kıvırılmayacak kadar iyi işler çıkaran çalışkan ve disiplinli kadınlar. Sonrasında gelen Funda Arar’da tam bir Celine Dion, Barbra Streisand etkisi de hissediliyor... Yorumuna, sahne performansına âşık bir kitlesi var. Listede başarı hikâyesi kabul edilebilecek isim Koray Avcı. İlk albümü “Aşk İle” listeye dördüncü sıradan girmiş. Anadolu Rock’tan halk müziğine ve tasavvufa varan kendine has bir sound geliştiren Avcı, dinleyiciyi mutlu edecek formülü bulmuş. Listenin en mutlu edici isimleri, yarı bağımsız haliyle Mabel Matiz ve şarkıcı/söz yazarı olması gereği yeri çok başka olan Göksel... Bu iki isim ve çok daha fazlasının, şayet bir gün dijital rakamlara ulaşırsak listede çok daha üst sıralarda olacağından eminim!

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları