Top
19/03/2019

Camide iPhone oy getirir mi

 

Kendi annemin cenazesinde “Annen nerede?” diye soran bir kadını görünce düşünmüştüm ilk kez. Bir de geçen hafta hayatını kaybeden Zafer Çika’nın uğurlanma görüntülerini izlerken… Biz bu cenaze işini beceremiyoruz. Epeydir özellikle Teşvikiye Camii’nden kalkan cenazelerin bir kokteyle dönüştüğü eleştirisi getirilir, ama itirazım buna değil. Gidenin ardından tanıdıkların toplanması, birbiriyle sohbet etmeleri, hasret gidermeleri veda edilen kişinin birleştirici gücünü gösteriyor bana kalırsa.

Sosyalleşmeden daha da önemlisi o son veda anında cami avlularında muazzam bir kaosun önüne hiç kimsenin geçememesi. Bazen aynı anda birkaç cenaze birden kalkıyor, görev gibi başsağlığını otomatiğe bağlayanlar kime ne diyeceğini şaşırıyor. Nerede durulacağı, nasıl davranılması gerektiği belli değil. Bir de uğurlanan biraz ünlü biriyse haber kameraları da kaosa katkıda bulunuyor.

Otobüs garını andıran bu karmaşaya son yıllarda akıllı telefonlar eklendi. Ölüsünü uğurlayan vatandaşa karşı halk dışarıdan ünlüleri görme yarışına gidiyor.

Zafer Çika şefkat dolu bir insandı; her kesimden dostu, tanıdığı vardı, yaz aylarımızın vazgeçilmez karakterlerindendi Çeşme’de. Çevresi çok geniş birinin pek çok farklı kesimden insan tarafından uğurlanması normal. Kimin olsa ilgisini çeker, ama bu ünlü topluluğunun buluştuğu yerin bir cami avlusu olması en meraklı insanı bile bir parça itidalli davranmaya itmez mi?

Ne yazık ki kutsalını kaybeden Türkiye sosyal medyanın tetiklediği teşhirciliğin büyüsü altında eziliyor Daha önce de Harun Kolçak’un tabutu başında selfie çektirenler de olmuştu; tepki gösterilse de önüne geçilemiyor.

DİNİ SİYASETE ALET ETMENİN VİDEO’SU

Zafer Çika’nın cenazesinden sonra Ekrem İmamoğlu’nun camide yasin okuma (okutma değil, bizzat kendisinin okuması) video’larını izledim. İmamoğlu belediye yarışına girdiği ilk günden beri oy kapabilmek uğruna kendisinin ne kadar muhafazakar, inançlı biri olduğunu anlatmaya çalışıyor. Ama laik kesimi de küstürmemek için sosyal demokrat olduğunu da vurguluyor. Tam bir esnaf kurnazlığıyla da trajediden bile oy avcılığı çıkarabileceğini gösteriyor.

İnsanın kendi arkadaş çevresinde olduğu gibi siyasette de herkese yaranmak isteyenlere kuşkuyla yaklaşılması gerekir. Tayyip Erdoğan modeli ceketleri ve yüzündeki Mustafa Sarıgül sırıtışıyla prototip bir ortalama siyasetçi olan bu Zelig’e zaten hiç ısınamamıştım.

Dini siyasete alet etmenin belgesini camideki akıllı telefonlar yakaladı, üstelik onlarca farklı açıdan. Zaten hep böyle bir fırsat bekleyen İmamoğlu kendi reklamı için trajediyi kullanırken cami cemaati de bir an bile bu siyaset tuzağına düşmemeyi aklında geçirmedi. Sosyal medyaya bakın, ön sıralarda toplananların ölenlerin anısına dua okunurken enerjilerini İmamoğlu’nun görüntülerini çekmeye harcadığını göreceksiniz. Oy için camide dua okuyan bir siyasetçi “Ezan’ı ıslıkladılar” diyen bir başka siyasetçiyi nasıl eleştirebilir, mesela? İki taraf da aynı damardan beslenmeye çalışıyor.

Bütün kutsallar ne zaman yerle bir oldu, belki aşağı yukarı bir tarih vermek mümkün olabilir. Ama burada asıl trajedi sınıf ya da siyasi görüş farkı olmaksızın her kesimin bu toplu çürümeye alet olması, hatta alkış tutması. Çürüme toplu halde yaşanıyor, acı olan o.

İnançlı biri değilim, ama camilerin ünlü cenazelerinde bir gösteriş alanına ya da siyasetçiler tarafından bir miting meydanına dönüştürülmesi beni bile rencide ediyor. İbadet alanının gösteri toplumunun hipodromları olmadığını söylemek bana mı kalmalıydı?

CAMİLERDE KAMERALAR YASAKLANMALI

Bu çarpıklığın önüne geçmek çok zor olmasa gerek. Diyanet en basit adım olarak başta akıllı telefonlar olmak üzere her türlü kamerayı cami avlularından yasaklayabilir. Haber değeri taşıyan cenazelerde de gazetecilere belli sınırlama getirmek basına sansür değil, protokolün gereği olmalı. Ödül törenleri, defileler gibi gösteriş olaylarında kendilerine alan verilen ve bu alana uyan kameramanlar bu durumdan hiç şikayetçi değil. Camide istedikleri gibi dolaşma, istediklerinin yüzüne kamera ve mikrofon dayama hakkını kendilerinde görüyor.

Unutmamak gerekir ki cenazelerin kokteyl havasına dönüşmesinin başlıca sorumlusu gelenleri adeta bir kırmızı halının konukları gibi gösteren o haber kameraları. Sırf haber olmak adına her sabah kalkıp hangi ünlünün öldüğünü takip edip cenazesine giden yarı ünlüler biliyorum.

İştahı ve merakı Televole kültürüyle şekillenen halk ne yapsın, kendince bir şey kaçırmamak için Zafer Çika uğurlanırken cami parmaklıklarına bile tırmanıyor. Toplumun biraz önünde olması gereken, topluma yön vermesi beklenen siyasetçi de aynı tuzağa düşüyor. Çünkü özünde kendisi daha iyi falan değil, o gösteri toplumunun eğlencesinin basit bir parçası.

MÜSLÜMAN AMA SOLCU

 

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp