Top
17/03/2023

Sofra, liste ve ileri tarih

Seçim takvimi hızla işlemeye başladı. Aynı hızla aday başvuruları, her partinin kendi mekanizmalarıyla gerçekleşen incelemeleri ve karar süreçleri şekillenecek.

Başvurularla birlikte özellikle Millet İttifakı tarafında zorlu bir liste çalışması ortaya çıkacak. Şu ana kadar yapılan görüşme ve müzakereler ilgili taraflarca ısrarla yok sayılsa da partiler arasındaki temaslar uzun zamandır devam ediyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun masada kendi adaylığını sağlamlaştırmak için İYİ Parti dışındaki siyasi aktörlere yönelik vaatleri sıkça gündeme geldi. Hatta bazı rakamlar verildi. Dahası İYİ Parti’nin bunlara itirazları olduğu da iddia edildi.

Bunları geride bırakarak konuşabiliriz. Çünkü hiç kimsenin varlığını yok sayamayacağı bir pazarlık dönemine girdik.

İYİ Parti’nin kendi listeleriyle seçime girme yönündeki tavrının devam ettiğini, ancak özellikle CHP tarafının “30 ilde ortak liste talebi” olduğunu da yine kulislerden aktarmış olalım.

İYİ Parti kendi sürecini neden “bağımsız” yürütmek istiyor sorusuna da iki cevap veriliyor kulislerde.

Birincisi, CHP’nin adaylık sürecinde diğer 4 küçük partiye verdiği sözlerden ve yaşanacak liste tartışmalarından uzak kalmak.

İkincisi, kuşkusuz bu tercihin devamı sayılabilir. Meral Akşener’in “partisini mecliste tahkim etme” stratejisiyle hareket etmesi.

CHP’nin ortak liste yönündeki talebi ve muhatabının cevabı için de uzun bir süre yok önümüzde. Bakalım CHP’nin “vaatlerin yükünü paylaşma” arayışı başarılı olacak mı.

SOFRA GENİŞLEDİKÇE

CHP tarafında ise şöyle bir görüşü ve yaklaşımı aktarabilirim. “Her partiye bir cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan verilmesi, milletvekili listelerindeki tartışmayı ve beklentileri dengeleyebilir.”

DEVA bu konuda milletvekili pazarlığı yapan bir görüntüden başından itibaren uzak durma gayretinde. Demokrat Parti, sınırlarını zorlamaktan yana görünmüyor.

Ancak aynı durum Gelecek ve Saadet partileri için geçerli olmayabilir. Burada milletvekili sayısıyla ilgili talepler CHP liderliği açısından beklenmedik düzeyde çetin geçebilir.

Bir diğer konu. Kılıçdaroğlu’nun “sofra”sına ittifak içinde resmen yer almasa bile katılması söz konusu olan partiler. Bunlar destekleri karşılığında listelerde yer bulabilecek mi? CHP liderinin peş peşe planlanan görüşmelerinde kuşkusuz bu talepler de gündemde olacak.

İLERİ BİR TARİH

Planlanmış görüşmeler derken, dün akşam geç saatlerde CHP ve HDP arasındaki görüşmenin “ileri bir tarihe ertelendiği” belirtildi. Kuşkusuz iki partinin bir araya gelmesini diğerleriyle kıyaslamak mümkün değil. İleri tarihe ertelenmenin ne olduğunu da şimdilik Kılıçdaroğlu’nun yoğun programına bağlamış durumdalar.

HDP ile görüşme tartışmasına dair çok şey yazdım, söyledim. Hala aynı yerdeyim.

Türkiye siyasetinin HDP’yle ilgili sorunlarının kaynağında büyük ölçüde HDP’nin kendisi var. Bunları çözmeden, gündemine almadan muhataplarını suçlama ve köşeye sıkıştırma taktiğini tekrarlıyor. Bu yaklaşım, Millet İttifakı tarafında Akşener tarafından “CHP görüşebilir, ama masaya getiremez” gibi formüle edilmek istense de, herkes biliyor ki bu temaslar masayı da, ittifakı da bağlar.

HDP de öyle olması gerektiğini ifade etti zaten. CHP ile değil, ittifakla muhatap olmak istediğini ortaya koydu.

Görüşmenin ertelenmesi program yoğunluğu dışında hangi gerekçelerle ortaya çıkmış olabilir?

Tarihin 18 Mart olup olmaması? Tuhaf ama konuşuluyor.

İttifaktan, özellikle İYİ Parti’den gelen bir itiraz? Buna dair bir bilgi ya da duyum yok elimizde. Partide Akşener’in masaya dönmesinden itibaren ortaya çıkan rahatsızlık bir siyasi tavrı dönüşür mü; bu nokta belirsiz. Ancak bu yöndeki bir çıkışın en temel gerekçesi HDP başlığı olacaktır.

Başka?

HDP’nin CHP’ye ilettiği herhangi bir talep ya da yaklaşım?

HDP’nin partinin dışındaki karar mekanizmalarından gelen bir yeni karar ya da “tavsiye”?

“İleri bir tarih” üzerinden aklımızdan geçenlerin sadece birkaçı bunlar.

Bir de görüşmenin tarafları açısından bakın.

Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değil.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp